"Merak etmeyin o kadar da yabancı değil size, bizden biri o da."
Emre'nin cümlesiyle masadaki bakışlar hafif hafif bana dönmüştü. Yaptığım tek şey Naz'ın elini sıkmaktı.
"Karşınızda İmpala!"
Naz'ın derin nefes verme sesini duyduğumda tuttuğum nefesimi verdim.
"Lan Özgür'müş." dedi İlke sırıtarak.
Özgür'le Dağra sayesinde tanışmıştık. Dağra rap yapmaya başladığında... Bir de Ünal vardı. Agarta'yı kurmuşlardı. Sonra bir ara araları bozulmuştu ama geri barışmışlardı.
Allah'ım bilerek mi üzerime geliniyor bugün? Önce Sercan, sonra Özgür... Birazdan Dağra gelip masaya oturursa ağlaya ağlaya bileklerimi keseceğim.
Özgür şarkılar söylerken Emre gelip masaya oturmuştu.
"Beğendiniz mi mekanı gençler?"
"Hayırlı olsun kardeşim beğendik." dedi Doruk oturduğu yerde dikleşirken. "Özgür de sürpriz oldu."
"Daha ne sürprizlerim var..."
"Duyamadım?" dedi Doruk sesten dolayı elini kulağına doğru götürürken.
"Önemli değil kardeşim. Siz eğlenmenize bakın."
İlke'yle birbirimize döndüğümüzde sanırım yalnızca biz duymuştuk Emre'nin cümlesini.
İlke dudaklarını oynatarak konuştu. "Dedim sana bunda bir bok var diye."
"Ben de bir şüphelendim şimdi." dedim İlke gibi dudaklarımı oynatıp.
Kızlarla birbirimize kaş göz yaparak ayaklanarak dışarı çıktık.
Ceren sütyenine soktuğu paketi çıkartınca istemsiz bir kahkaha attım. Hepimize paketten bir dal verdiğinde Zehra da çakmağı çıkardı.
"Sercan'ı gördüm ben." dedim kızlara bakarken. Ceren tam ağzını açmıştı ki devam ettim. "Ezhel olan Sercan değil Ceren."
Ceren'in omuzları düştüğünde güldüm.
"Aşkım ben de aynısını düşünmüştüm. Aynen böyle hayal kırıklığına uğradım sonra." Naz elini destek verircesine Ceren'in omzuna koydu.
"Dağra da mı burada?" dedi Zehra bana bakarak.
"Bilmiyorum. Görmedim ama çok garip değil mi abi... Emre bir anda geri çıkıp dönüyor. Açılışta Sercan'ı görüyoruz. Özgür geliyor. Şaka gibi bir gün..."
"Bir de sarhoş olduğun gün var..." dedi İlke unuttuğum detayı hatırlatırken.
"Yine neyi kaçırdım ben ya?" dedi Ceren sigarasından uzun bir nefes alarak.
"Bu aptal tepede sarhoş olup uyuyakalmış. Emre de bulup bara getirmiş. Gece burada falan uyumuş."
"Ay bu çocuk sümük gibi neden her yerden çıkıyor ya?"
"Sümüklü işte..." dedi İlke burun kıvırarak. "Ben de aynılarını diyorum ama İrem Hanım abartıyorsun diyip duruyor."
"Yok artık abartmıyorsun. Bu kadar da denk gelmez amına koyayım..."
"Ne konuşuyorsunuz lan cimcimeler?"
"İrem, Sercan'ı görmüş." dedi İlke, Doruk'a dönerken.
"Hasiktir! Neredeymiş özledim lan..."
"Tuvaletin o tarafta gördüm." Sigaramı söndürüp çöpe attım. "Yanınıza uğrarım dedi."
"Başka birini gördün mü?"
"Dağra'yı soruyorsan hayır." dedim net bir şekilde.
"Efe bunlar bir boklar karıştırıyor diye yolladı. Hadi içeri geçelim." Elini omzuma atıp ilerletmeye başladı. "Ayrıca Zehra yan masadaki gacılar Efe'ye yazıyordu."
"Lan yedim kızım sizi!" Zehra içeri doğru koşturduğunda peşinden gülmüştük.
"Bu kızın tez canlılığı ile benim enerjim ters orantılı."
Doruk'un dediğine gülerken masaya geri oturduk. Emre hala masadaydı.
"Durgun gördüm seni." dedi Emre kulağıma doğru eğilirken.
"Bir şey yok." dedim gülümseyerek. "Sen neler yapıyorsun? Birden çıktın geldin. Şaşırdık ya."
"Napayım işte... Hollanda'daydım. Geri döneyim dedim. Buraları özlemişim. Memleket başka."
Onaylayan mırıltılar çıkarttım.
"Kardeşim?" Doruk ayaklanıp karşıdan gelen Sercan'la sarıldı. "Nasıl özlemişim... Sen göbek mi yaptın lan?"
Sercan elinin tersiyle Doruk'a hafiften vurdu. "Ne göbeği be?"
Yanımıza oturduğunda konuşmaya başladık.
"Promosyonun nerede senin?" dedi Ceren gülümseyerek. Ağzını aramaya çalışıyordu.
"Hangi promosyonum? Ha Dağra." dedi bakışları bana dönerken. "Film çekimleri falan gelemedi. Yoksa gelmeyi çok istiyordu."
"Kesin istiyordur." dedim kendi kendime mırıldanarak.
"Sizi özledi." dedi Sercan tam gözlerimin içine bakarken.
"Özleyen insanda aynen böyle davranır zaten." dedim önümdeki bardağa uzanırken.
Sakın gözlerin dolmasın İrem sakın, sakın, sakın.
Sercan duymamış gibi Doruk'la sohbet etmeye devam etti. İlke yüzümün düştüğünü anlamış olacak ki gülümseyerek elimi tuttu.
"İrem ben Özgür'ü özledim hadi gel kulise gidelim."
Bir şey demeden İlke'nin beni sürüklemesine izin verdim. Kulisin önüne geldiğimizde koruma girmemize engel oldu.
"Biz Özgür'ün arkadaşlarıyız!" dedi İlke üsteleyerek. "İlke ve İrem derseniz tanır."
"Yine de izninizle önce Özgür Bey'le konuşayım. Çünkü odaya kimseyi almama talimatı vermişti." dedi adam İlke'nin aksine sakin bir sesle.
Adam kapıyı araladığında İlke'ye döndüm.
"Özgür'ün neden koruması var amına koyayım?"
İlke dudağını büktü. "Bilmiyorum ki..."
"Özgür Bey kapıda İlke ve İrem Hanım içeri gelmek istiyor."
"Hayır!" dedi Özgür kapıya gelirken. "Hiç girmeyin içerisi çok havasız. Biz dışarı çıkalım."
İlke kaşlarını çattı. "Bar ortamı ne kadar havalı olabilir ki? Her yer havasız. Yürütme boşuna bizi hadi girelim odaya."
"Yok yok. Dışarı çıkalım." Özgür ikimizin de omzuna kollarını attı. "Özledim kız sizi."
Koridordan ilerlerken koruma hala kapıda bekliyordu. Biz odadan biraz daha uzaklaştığımızda kapının kapanma sesini duydum. Kafamı hafif çevirerek arkama baktığımda biri ters yönümüze doğru yürüyordu.
"Odada kim vardı?" dedim Özgür'e dönerek.
"Kimse. Sadece ben vardım."
"Biri çıktı içeriden..." dedim elimle arkamı göstererek.
"Korumadır İrem'ciğim."
"Koruma kapıda." dedim üsteleyerek.
"Tektim güzelim. Neden inanmıyorsun ya?"
Bir şey demeden yürümeye devam ettim. Kör değildim. Peşinden biri çıkmıştı odadan.
*düzenlendi*