0.2

1K 85 56
                                    

Hızla bağcıklarımı bağlarken apartmanda bağıran İlke'ye söyleniyordum.

"Ses borunu sikeyim senin İlke. Geldik işte patlama be!"

"Akşam oldu akşam. İyi ki erken gidelim kalabalık olmasın etraf dedik."

"Geldim, İlke. Sus İlke. Konuşma İlke." dedim kapıyı kitlerken. Karşı kapı açıldığında gülümseyerek arkamı döndüm. "Günaydın Sema Sultan."

"Günaydın İrem kızım. Napıyorsun bakalım?"

"Lan İrem hadi!"

Ellerimi iki yana açıp gülümsedim. "İlke'yle uğraşmak dışında ne işim olabilir Sultanım?Öpüyorum seni."

"Hadi dikkat et kendine. İnerken de şu çöpü at bakayım. İnmeyeyim aşağı kadar."

"Valla Sema Sultan, sen de annem de benim çıkmamı mı bekliyorsunuz kapıda elime çöp tutuşturmak için."

"Söylenme sıpa söylenme."

Sema Teyze'ye öpücük atarken elindeki poşeti alıp aşağı koştum. İlke giriş kapısına dayanmış elindeki sigaradan son fırt alıp kapının demirlerine bastırdı ve biraz ilerisindeki çöpe basket attı.

"Sema Sultan kakalamış yine çöpü."

"Sultanıma laf yok." dedim çöpü atarken.

"Doruk sitenin önündeymiş."

Siteden çıktığımızda Doruk arabaya dayanmış bizi bekliyordu.

"Ulan ağaç olduk amına koyayım. Altı üstü sahile ineceğiz ne hazırlanması bu kadar..."

İlke bir şey demeden eliyle beni işaret ettiğinde orta parmak çektim.

"Sema Teyze muhabbete tuttu."

"Sema Sultan tuttuysa boynumuz kıldan ince." dedi Doruk elini kalbinin üzerine koyup gülümseyerek.

"Hadi sallanma daha da gidelim." dedim arka koltuğa atarken kendimi.

"Sahile yeni bir bar açılmış." dedi Doruk dikiz aynasından bana bakarken. "Sen 18 oldun mu sonunda velet?"

"Doruk buradan tekmeyi yersin ağzına." dedim arkama yaslanırken. "Kapı gibi kimliğim var! Ayrıca sanki bundan önce almıyorlar gibi konuşma. Yeni 18 olmuş olabilirim ama yıllardır girip çıkıyorum içeri."

"Oy hemen dudak da bükermiş." dedi İlke kıkırdayarak.

"Ulan en yakın arkadaş dedik bari sen uyma şu uyuza!"

İlke arkasını dönerek öpücük attı. 

Doruk boş bulduğu otoparka aracı park ederken biz de İlke'yle onu bekliyorduk. Doruk da gelince bizimkilerin yanına yürümeye başladık. 

"Yavaş yavaş yürümeyin." dedim arkamı dönmeden konuşurken. "Dedikodumu mu yapıyorsunuz arkada itler?"

"Ne? Hayır ne alakası var?"

"Ulan İlke bir kere de yalan söylerken heyecanlanma." dedim arkamı dönerek. "Ne bok yiyorsunuz yine?"

"Hiçbir şey."

"Yeme beni Ziya..." dedim sırıtarak. 

"Cimcimem neden yalan söyleyelim sana?" dedi Doruk elini omzuma atarken. Sinirle omzumdaki elini ittim.

"Kırk kere söyledim sana bana cimcime diye seslenme diye!"

"Pardon güzelim unutuyorum hep. Velete devamke."

Derin bir nefes alarak sabır diledim.

Kızların yanına otururken poşetteki biramı aldım.

"Sabahın köründe deli mi dürttü bu sıcakta tutturdunuz sahilde bira içelim diye."

"İlke'ye söyle. O tutturdu sahil de sahil diye." diyerek pası İlke'ye attı Zehra.

İlke kaşlarını çattı.

"Biraz deniz havası alıyoruz işte fena mı? İrem'in sınavı geçmiş... Rahat rahat takılıyoruz. Hava güzel. Etraf cıvıl cıvıl."

"Başladı yine emekli dayı konuşmalarına..." 

İlke sinirle elini Doruk'un kafasına geçirdi. 

"Alırım ayağımın altına."

"Pardon anne."

"Bak hala devam ediyor!"

İlke ensesini sıkarken Doruk pes pes diye diretiyordu. Biz de bu hallerine kahkaha ile gülüyorduk.

"Efe'yle Naz nerede?" dedim Zehra'ya dönerek. 

"Gelirler herhalde birazdan."

Ceren sessiz sessiz otururken omzumla hafif dürttüm.

"Noldu balım ne bu sessizlik?"

"Yok bir şey..." 

"Oğlum siz taktınız herhalde bugün yok bir şeye. Bunlar da bir bok yiyor..." dedim Doruk'la İlke'yi göstererek. "Sende de bir haller var... Hepiniz yok bir şey deyip duruyorsunuz."

"Amma kafa şişirdin İrem sabah sabah!" Efe arkamdan geçerek Zehra'nın başını öpüp yanına oturdu. "Yine naptınız bu deliye?"

"Ay ne yapacağız be! Deli işte... Kendi kendine içerleniyor bir şeylere." 

"Gitmeyin lan kankamın üstüne!" Naz elini omzuma koyup beni kendine çekti.

Doruk playlistini ses bombasına bağlayarak bir şarkı açtı. Arka fonda şarkı çalarken sohbet etmeye devam ediyorduk. Kaç şarkı geçti bilmiyorum ama duyduğum melodiyle burukça gülümsedim.

Doruk telaşla eline telefonu alıp şarkıyı değiştirmeye çalıştığında elimle engelledim.

"Bırak çalsın."

Herkesten çıt çıkmıyorken gözlerimi kapatıp denizin kokusunu içime çektim. İçimden şarkıyı mırıldanmaya başladım.

"Kim olduğunu sanıyorsun
Karanlık hatıralarında bir kadın güneş
Bu günlerde yanıyorsun Uzak durmak istiyorsun olmuyor
Duygularını bağırsan da duymuyor" 

*düzenlendi*

LAVANTA | STABİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin