Gıdıklanan burnumu gözlerimi açmadan kaşımaya çalışırken yanağımın da gıdıklanmasıyla huzursuzca gözlerimi araladım.
"Günaydın prenses."
Yarım yamalak açık olan gözümle yüzüme sırıtarak bakan Naz'a yüzümü buruşturdum.
"Siktir git başımdan."
"Yeliz Teyze," Naz'ın bağırmasıyla kafamı daha da yastığa gömdüm. "Duydun mu küfür ediyor?!"
"Seni bir sikerim yaşarsın küfürü Naz." dedim kısık bir sesle.
Naz kahkaha atarken annem ellerini kuruladığı havluyla içeri girdi.
"Günaydın hanımefendi. Uyanabilmişsiniz."
"Naz Hanım sağ olsun..." dedim yattığım koltukta doğrulurken.
"Kızım kalksana bugün açıklanacak. Heyecanlansana lan."
"Bugün mü?" dedim telefon ekranından ayın kaçında olduğumuza bakarken. "Hasiktir!"
"İrem!"
"Ay özür dilerim sultanım."
Kalkıp elimi yüzümü yıkadıktan sonra kahvaltımızı edip Naz'la kömürlüğe indik.
"O lavuğu var ya geberteceğim ya. Elimde kalacak kaşla göz arasında yaptığına bak piçin."
"Sevgilim sakinleşir misin biraz?"
Zehra ellerini Efe'nin beline dolamış bir vaziyette içeri girdiler.
"Hoş geldiniz." dedim laptopu şarja takarken.
"Naz Hanım siz de mi buradaydınız? Ben sizi Sercan Bey'le teşrif edersiniz diye bekliyordum."
Kaşlarımı kaldırarak bakışlarımı laptop laptoptan kaldırıp Naz'a çevirdim.
Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalışarak gülümsedi.
"Bir dahakine artık abiciğim."
"Sikeceğim abiciğini şimdi-"
"Efe!" dedi Zehra. "Kendine gel. Çocuk yok karşında."
Rabbim herkese böyle yenge nasip etsin.
"Sen karışma Zehra."
Efe sinirle Zehra'ya cevap verdiğinde elimdeki anahtarı sertçe masaya bırakıp dikkatleri üzerime topladım.
"Efe biraz hava almaya çıksa çok iyi olur bence." Sesim öneri sunmaktan daha ziyade emir gibi çıktığında Efe cevap vermeden kömürlükten çıktı.
"Anlamıyorum amına koyayım!" Naz sinirle kendini koltuğa attı. "Normalde böyle davranmaz. Sercan'a ayar oluyor adam ya."
"Günaydın?" Dağra yaslandığı kapıda kollarını göğüslerinde birleştirmiş duruyordu. "Gergin miyiz biraz?"
"Ne zamandır oradasın sen?" Dönen koltukta kendimi sallarken alayla konuştum. "Kapı mı dinlemeye başladın artık?"
"En sevdiğim aktivite." dedi Dağra bana doğru yürürken.
Dönen koltuğun iki yanına ellerini koyup bana doğru eğildiğinde ikimiz de gözlerimizi ayırmadan birbirimize bakıyorduk sadece. Gülümsediğimde gülümsedi.
Zehra'nın öksürük sesiyle doğrulup arkamdaki koltuğa oturdu.
"Problem ne?"
"Efe. Başka kim olacak ki?" Naz sinirle konuştuğunda Dağra bakışlarını bana çevirip başını göz kırparak iki yana salladı.