Geçmişim...

86 12 2
                                        

Beyaz oda birden renk almaya başladı. Etrafımda yavaşça beliren evleri, caddeleri, bahçeleri ve insanları izledim. Bi kaç dakika sonra Peter bi kaç adım ötede belirdi. Ama onu nasıl tanıdığıma hala şaşırıyorum. Sekiz yaşındaydı ama gözleri aynıydı. Bakışları ve tavırları hiç değişmemişti. Hiç şüphe yaşamadan yanına yürüdüm. Kendi halimide merak ediyordum. Peter ın tam önünde durdum.

- Merhaba Pet. Dedim tüm sevecenliğimle. Sesim çok tiz çıkmıştı. Peter şaşkın gözlerle bana baktı.

- Seni tanıyor muyum?

Bu geçekten şaşırtıcıydı. Nasıl yani hani beyinlerimiz aynı kalacaktı. Şaşkınlığımı bi kenara atıp tekrar gülümsedim.

- Hadi ama Peter ben Lucy şakanın sırası değil. Dedim bunun bi şaka olduğunu umuyordum.

Ama o hala tepkisizdi.

- Seni tanımıyorum. Hem adımı nerden biliyorsun?

Demişti Peter tek kaşını kaldırdı ve beni baştan aşağı süzdü.

- Nasıl yani ya? Dedim omuzlarımı düşürüp kafamı eğdim.

Bu sırada Peter ın arkasından bi hareketlenme sezdim. Kafamı kaldırıp o yöne doğru baktım. Peter bana el salladı ve gelmemi isteyerek elini hareket ettirdi. Şaşırmıştım. İki Peter vardı şuan karşımda. Geçmişime adımımı atar atmaz Peter ı görmem garipti. Önümdeki Peter dan özür diledim ve şaşkın bakışları arasında diğer Peter ın olduğu yere doğru koşmaya başladım. Peter hemen duvarın arkasına gizlendi. Arkamı döndüğümde Peter hala bana bakıyordu. Yolun karşısına geçtim. Adımlarım çok küçüktü. Etrafıma bakıp Pet i aradım.

- Peteeer! Diye bağırdım. Bu sırada arkamdan biri ağzımı kapatıp beni sürükledi. Duvarın arkasına geldiğimizde bıraktı.

- Şşşt sessiz ol Lucy diğer Peter hala bakıyor olabilir. O yaşlardada şüpheciydim. Dedi Peter. Küçükkende çok şirinmiş diye geçirdim aklımdan. Oda bana bakıyor ve gülümsüyordu, gözlerinin içi ışıldıyordu. Onu bu yaşında görmek beni çok mutlu etmişti.

- Tamam sessizim. Dedim sırıtarak.

- Aman tanrım Lucy çok tatlıymışın. Yani küçükken, yani büyükkende tatlısın yani neyse tamam. Dedi mahcup bi şekilde. Gülümsedim.

-Sende çok sevimlisin. Dedim kulaklarımın kızardığını hissediyordum. Ama gerçekten çok tatlıydı. Düz kahverengi saçları alnına dökülüyordu, yeşil gözleri daha parlaktı, küçücük bir dudağı ve çenesi vardı. Yanaklarını sıkmamak için kendimi zor tutuyordum. Boyu benden bayağı uzundu.

O da kızarmıştı. İkimizde yere baktık.

Silkelenip kendime geldim ve etrafı incelemeye başladım. Burasını tanımıyordum yani küçükken yaşadığım yer değildi.

Etrafı incelerken Fransa/paris yazısını gördüm. Ben küçükken burda yaşamamıştım. Hatta hiç gelmemiştim. Sadece geçen sene iki kere gezmek için gelmiştim. O kadar. Peter a döndüm. Aynı anda konuşmaya başladık.

- Lucy

- Peter

- Önce sen söyle dedim gülerek.

Oda bana gülümsedi.

- Galiba biz seninle komşuymuşuz. Bak.

Elini yolun karşısında yan yana duran iki katlı iki evi gösteriyordu. Peter ın küçüklüğü beyaz evin kapısının önünde köpeğiyle oynuyordu. Yanındaki yeşil evde bi adam çimleri biçiyordu. Kapıdan çıkan kadın elinde limonatalarla adamın yanına yürüyordu. Kadın birden,

ATLAYICIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin