RÜYA ve GERÇEKLER

450 34 5
                                    


Evin önümüze varan şoförümüze teşekkür edip seri adımlar ile kapıyı anahtarımla açtım daha doğrusu açmaya çalıştım diyelim. Ellerim titrerken bu mümkün olmuyordu ama resmen imdadıma Asude Teyze yetişmişti. Hiç ona birşey diyemeden salonun orta kısmına gelip bir ileri , bir geri yürüyordum aynı zamanda da olan biteni gözümün önünde canlandırıyordum. Bir süre sonra teyzem dayanamamış olacak ki bana ;

"Artık sakin olur musun Prenses'im ve öncelikle şu koltuğa otur bende sana su getiresiye biraz sakinlemiş ol "

dedi. Ama onuda kaplayan bir telaş vardı bunu da anlamış değildim. Çok geçmeden teyzem elimde bir bardak su ile gelip bana uzatınca hiç beklemeden elindeki suyu alıp içtim ve suyun vücudumdaki etkisi nasılsa yine beni sakinleştirmeye çalışmıştı ama az bir kısmı tabi ki .. Karşıma oturan teyzeme baktığımda ise sakinlikle benim konuşmamı bekliyordu ama bir yandan da ellerini birbirine sıkıca kenetleyip sıkıyordu ve bana ;

" Evet artık Prenses'im bana ne olduğunu anlatacak mısın ? "
dediği anda bende kafamı salladım ve olayların hepsini anlattım buna rüyalarımda dahildi ki anlatmaya başlayacağım zaman bana sakin bir şekilde sonuna kadar da dinleyeceğini biliyordum. En sonunda dayanamayarak ;

" Teyze aslında saçma gelecek belki sana ama beni iyice dinlemeni istiyorum sözümü kesmeden "
Dedikten sonra teyzem başını hafif sallamakla yetindi. Ben ise ardından devam ettim.

" Teyze yaklaşık olarak bir aydır her uykumun sonrasın bir rüya görüyorum ama öyle böyle bir rüya değil sanki çok eski zamanlarda olan bir rüya hatta yok eski zamanlardan da değil. Tıpkı masallardaki gibi bir rüya. Dışı ve içi masmavi olan bir saray görüyorum. O sarayda bir kadın ve bir erkek var ama modern giyinimli değil pek fazla aksine asil giyinmli. Sanki masallarda olan kral ve kraliçe gibiler. Sonra ise başka bir rüyamda ise yine aynı kadını görüyorum ama bu sefer elinde minik bir kız çocuğu var. Ama bu öyle sıradan bir minik bebek değil resmen güneşten bile daha parlak masmavi gözlü ve mavi saçlı. Kadın ağlayarak yanındaki başka bir kadına elindeki bebeği veriyor ama ne hikmetse o kadını sanki bir yerden tanımıyormuşum gibi hissediyorum. Belki sana saçma gelecek ama senin gençlik halin gibi."

Dedikten bir süre sonra teyzeme baktım ve çok fazla telaş yaptığını gördüm aynı zamanda da hüzünlendiğini gördüm. Çünkü benim gözlerimlerim o kadar iyiydi asla yanılma payım olmadı bu zamana kadar o sırada teyzem ;

" Devam et prensesim "
dedi ve bende en son kaldığım yerden devam ettim.

" Sonra kadın dolu gözleri ile bildiğin masallarda oluşan bir geçit açtı portal gibi ve elinde çocuk olan kadın o portalden geçti. Rüyam ile gördüklerim bu kadar "

Demem ile teyzem ;

" Daha da mı fazlası var Prensesim varsa bana hiçbir şeyi atlamadan anlat "

Dedi. Bende kafamı sallayarak devam ettim.

" Sen beni küçükken gönderdiğin kurslarda hep başarı oldum hatta hep birinci oldum kısa sürede. Sanki elime aldığım her savaş aleti benim için yaratılmış gibiydi. Hatta hatırlıyor musun aynı zamanda da yüzme kurslarına gidiyordum "

Dediğimde teyzem yine kafa salladı ve ben yine sözüme devam ettim .

" İşte bir gün antraman yaparken yüzme havuzunda, tek başıma yüzmeye öyle bir dalmışım ki bir ara ayağıma kramp girdi ve sudan kurtulamadım. Nefesimin tükenmeye başladığını hissediyordum ama o sırada tam bilincim kaybolacakken suda bir hareketlenme oldu ve beni sakince yukarı çıkardı. Hemen üstümü değiştirip oradan ayrıldım ve ormanlık bir ormana gittiğimde deli gibi ağlamaya başlayınca o anda yağmur başladı .Bende o sinirle ' İnadına yapıyorsan daha fazla yağ ozaman ' deyince sanki beni dinler gibi yağmurun ve rüzgarın şiddeti daha çok arttı. Artık sakinleşmeye başladığım zamanlarda ise olan doğa olayları durdu. Tam oradan kalkıp evimin yolunu tutacak iken karşıma birkaç tane manyak ve serseri tipli insanlar çıktı erkek ve bana yanaşmaya başladılar. Ben uzak durun dedikçe onlar iyice yakınlaştı ve ben yine sinirlenmeye başladığımda içimde öyle bir sıcaklık alev ve öfke vardı ki karşımdaki çocuk benden acıyla bağırarak uzaklaştı. Ne oldu diye baktığımda sağ kolu yanıyordu bildiğin. En sonunda haline dayanamadım ve elini nasıl yaktığımı düşünürken yine bana sudaki gibi bir ses bana ' şimdi sakin olup etrafında su varmış gibi hayal et ve onun söndüğünü dile "
dedi ve gözlerimi kapattım dediğini uyguladığım karşımdaki çocuğun kolu sönmüştğ ama yaraları azıcıkta olsa kendini belli ediyordu . O ise bana ' Sen nasıl bir ucubesin " dedi ve arkadaşlarıyla beraber kaçmaya başladı. Ben ise şoku üstümden atlatamadan hızla oraya koşmaya başladım ve ormanlık bir yer bulup oturdum tekrardan . Oturduğum yere kafamı kaldırıp gökyüzüne çevirdim bir süre onu seyrettim. Sonra kafamı yere eğdiğimde ise yanımdaki bir çiçeğin solmuş ve ezilmiş olduğunu gördüm. Ona bakıp iç geçirdim ve içimden keşke eskisi gibi olsa diye iç geçirdim ve elimle toprağı buluşturup avucuma biraz kum atıp kök kısmına birazcık toprak attım ve artık bu delirmemin son raddesine gelecek olan birşey oldu. Solan ve ezilen çiçek eskisinden daha güzeldi ve daha canlıydı. Hızla ayaktan kalktım ve bunların bir kabus veya bir rüya olduğunu düşündüm. Koşa koşa eve gelecekken küçücük bir kız çocuğuda anne diye bağırıyorken karşı yoldan gelen kamyonu görmemesi ile paniğe kapandım ve o sırada kız çocuğuna bakarken sanki onun üstünde siyah sis gibi onun boylarında bir gölge gördüm ve annesini bulamadığı için çok üzgündü. Bunları kafama takmadan hızlı ver adımlarla çocuğu kurtardım ama etrafa toplanan herkeste bir bana birde yerde oluşan çatlaklara bakıyordu. Karar vermiştim ben delirmiştim ya da kafede otururken içtiğim meyve suyunun içine ilaç atmışlardı. Kafamı dağıtmak in spor salonuna gittim ve Yavuz Hoca'yı gördükten sonra ona kum torbasında çalışağımı söyledim ve çalıştım. Aklımda onca soru vardı ama bir nebzede olsa kafamı dağıtabilmiştim. Sonra daha da sakinleşince eve geldim. Herşeyi unuttum derken ise taki bugüne kadar herşeyi unutmuşken bir olay daha oldu. "

Kutsanmış Varis  ( 1 ~ 2 )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin