Oy sayıları neden düştü? :( Hoşunuza gitmeyen bir şey mi yazdım? Ühü
*
*
"Sehun... Onunla evlenmene nasıl izin veririm?.."
Nemlenmiş, parlayan fakat mutlu olmaktan çok uzakta, neredeyse ağlayacak gibi görünen gözleri titreyerek yüzüme çıkarken dudakları gerilmekten incecik olmuştu. Bu tanımadığım, onu tanımama izin vermeyen çocuğu üzgün görmek beni kahrediyordu ama ne yapmam gerektiğini gerçekten bilmiyordum. Hayatımda ilk defa bu kadar çaresiz hissediyordum. Ailemi kaybedip bir başıma kaldığım dünyada bile böyle hissetmemiştim çünkü o zamanlar elimden hiçbir şey gelmezdi, şimdi ise kalkıp bir şeyler için savaşmak istiyordum, savaşabilirdim ama nasıl yapacaktım? Dudakları aralandığında çaresizce umut denen şeye tutunmaya çalışıyordum, o ise, "Senden izin istediğimi hatırlamıyorum." diyerek uzattığım ellerimi itti. "Sen, onun eşi olabilirsin ama sana bir kurt olmadığımı söyledim! Ben..."
Yükselen sesi titreyip çatladığında ve ardından sustuğunda gözlerinden birinin tüm parlaklığı birikerek inci gibi bir gözyaşına dönüşmüş, sonra da onun tüm direnme çabalarına rağmen yanağına damlayıp gittiği yola yıldızları dökmüştü. Dediklerine rağmen, ittiği ellerime rağmen yüzünü parmaklarımın arasına almayı, ıslanan tenini silebilmeyi ve kendi acılarıma rağmen onun acısını da alabilmeyi öyle çok istiyordum ki tırnaklarımı avuçlarıma batırmak zorunda kaldım.
"Ben bir kurt değilim... Hiç olmadım ki."
Onu ben değil, sen uyandırdın...
Dediklerine anlam vermek çok zordu. Hepimiz kurdumuzun sesini farklı bir ses gibi hissederdik ama sonuçta aynı ruhun parçalarıydık. Birimizin yok olması demek var olan her şeyin yok olması anlamına gelirdi, Sehun'un söylediği şey ise... Onu nasıl tamamen yabancı biri gibi görebilirdi? Hiçbir zaman bir kurt olmadığını söylemesi, yaralarının iyileşmesi, o ölürken bile kurdunun kaçıp saklanması... Tüm bunlar bizim hayatlarımız için anlamı olmayan şeylerdi.
Sakin kalmaya ve mantıklı düşünebilmeye çalışırken karmakarışık olmuş zihnimin içinde onu anlamaya çalışıyordum. O gün, yaralandığı ve benim onun kurdunu kışkırtmaya çalıştığım gün bir ilk miydi?.. Kurdunu hissettiği ilk an gerçekten bu olabilir miydi? Bu soruyu ona sormaya deli gibi korkmuştum, bunun yerine, "O zaman neden bir kurtla evleniyorsun?" diye sorarken buldum kendimi. "Eğer kurtlardan nefret ediyorsan neden bunu yapıyorsun? Ona zarar vermek istiyorsun, onun istemediği birine mecbur kalmasını ve kurdunun canının acımasını istiyorsun bunu biliyorum ama bu senin canını da yakmayacak mı? En çok senin canın yanacak, Sehun. Eğer durman için sana yalvarmamı istersen, yaparım... Lütfen bunu yapma."
Birbirini takip eden gözyaşlarını tutamıyordu, soğuk yüzünden kızarmış olan yanaklarını bu defa gözyaşları boyarken çenesi titriyor, şimdi bakışları benden kaçmış başka yerleri görüyordu. Konuşmadan önce sıktığı dudaklarını aralayıp içinde tutmakta olduğu nefesi dışarı verdi, kirpiklerini kırpıp gözlerinde kalan yaşlardan kurtulmaya çalıştı. Sessizce ağlamıştı, şimdi ise sessizce ayağa kalkmaya çalışıyordu. Bense yalnızca bunun için yardım almanın kötü bir şey olmadığını göstermek istiyordum.
"Onunla birlikte canın yanacak diye mi bu kadar korkuyorsun?"
"Yüzüme bir bak, hiç canım acımamış gibi mi duruyorum? Bundan korkuyor gibi mi duruyorum? Canımın yanmasından korkmuyorum. Hep böyle bakmandan, hep üzgün olmandan korkuyorum..." Kollarımı dizlerime yaslayarak öne eğildiğimde, bakışlarımı ondan çekip derin bir nefes alırken ona düşünebilmesi için vakit vermek istiyordum. Onu hiçbir şeye zorlamak istemiyordum ama ikna edilmeye ihtiyacı olduğunu bu halimle bile görebiliyordum. Öfke ve korkuyla yanlış şeyler yapıp hayatı boyunca üzülmesini, daha fazla acı çekmesini istemiyordum. Kurdunun da, kendisini önemsemediğimi iddia eden Sehun'un da. "Seninle açık konuşmak istiyorum, buna bir daha asla fırsatım olmayabilir ve ben pişman olmak istemiyorum Sehun. Beni anlayabiliyor musun?" Sırtımı dikleştirip ona umutla bakarken aslında dişlerimi sıkmış, ben de korkmuştum. "Kardeşini bulmamın, buraya, evime kadar gelmek zorunda kalmanın, benim bir şeyleri çok geç olmadan öğrenmemin senin için hiçbir anlamı olmayabilir ama benim için var. Kader bizi hiçbir zaman bir araya getirmeyebilirdi, varlığını asla öğrenmeyecek olabilirdim ama seni gördüm ve bağ bir kere kuruldu. Başka biri ile evlenmen bunu bozmayacak, aksine onu senin de canını yakan bir cezaya dönüştürecek ve-"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Storm Boy | SeKai
FanfictionKurdum mühür eşini yıllar sonra, tam da eşimin öldüğü günün sabahında karşısında bulmuştu. Yaralıydı, kan içinde ve bağlıydı. Bir düşmandı. Aradığım intikamın bir parçasıydı.