"Evet, seni dinliyorum." gözlerimi ela gözlerine dikip anlatmasını bekledim. Gözyaşını elinin tersiyle silerek duruşunu düzeltti. Sanki ağladığını yeni farketmişti ve onu ağlarken görmemi istemiyor gibiydi.
"Bak Jessy, bunu daha önce hiç kimseye anlatmadım. Bununla yüzleşmek beni çok üzüyor."
Gözleri gözlerime değiyorken yaşadığı acıyı sanki içimde hissetmiştim. Ne yaşamıştı da ona bu kadar acı veriyordu?
"Sadece dinleyeceğim, eğer istersen yorum bile yapmam."
Sustu. Hiç bir şey söylemedi. Ben konuşmayacağını, anlatmaktan vazgeçtiğini düşünürken, o bir anda konuşmaya başladı.
"Ben... Aslında her şey benim yüzümden. Ailem bir avcıydı. Bizim gibi olanları avlıyorlardı. Gerçek ailem onlar değildi aslında. Ben daha 5 yaşındayken beni evlat edindiler. Bundan haberim vardı." Dudakları yavaş bir şekilde kıvrıldı.
"Çocukları olmuyormuş. Sanırım onlara uğur getirdim, ya da felaket... Bilmiyorum. Tek bildiğim ben geldikten 2 yıl sonra bir bebek sahibi oldukları. Yine de beni bırakmadılar, sahip çıktılar. Bunu yapabilirlerdi, ama yapmadılar. Bu yüzden onları çok seviyordum. 16 yaşıma geldiğimde bana avcılıkla ilgili eğitim vermeye başladılar. Bu işi kavramıştım. Hem de çok iyiydim. Bir gün oturduğumuz yerlerde hayvan saldırıları olduğunu duyduk ve babamla işe koyulduk. Bunun basit bir hayvan saldırısı olmadığını tabii ki biliyorduk.
O gün Lucas adında bir vampir öldürdüm, galiba biraz da onu suçladım ki sende onu gördüm. Babam ise 3 vampir öldürmüştü ve benim başarılı olduğumu söylüyordu. Ben mutluydum Jessy, hem de çok... O Lucas denen piçi öldürdüğüm için lanet artık beni bulmuştu. Ama bilmiyordum!" keder ve acı dolu sesi fazlasıyla hırslıydı da. Kendine kızıyordu.
"İlk dolunayda dönüşeceğimi nereden bilebilirdim ki ben?" burnunu çekti. "Gerisini tahmin etmek zor değil. Evdeyken dönüşmüştüm, ailemi, bu dünyada sahip olduğum her şeyimi kaybettim. Onları öldürdüm! O lanet olası dolunayda benim pençelerim yüzünden öldüler. Bana evini açan, onların çocuğu olmama rağmen bana sevgisini veren insanları öldürdüm ben Jessy."
Sol gözünden bir damla yaş hızlı bir şekilde yanağına, ardında çenesine düştü. Başını eğerek yüzünü benden gizledi ve onu sildi. Onu böyle görmek beni de üzmüştü. Yaşadığı şeyler kolay değildi. Bir çocuğa göre gerçekten çok zor şeyler yaşamıştı. Dolan gözlerimi havaya kaldırarak onları geri göndermeye çalıştım. Başarısız olduğumu yanaklarımdan süzülen ıslaklıktan anlamıştım.
Anlatmaya devam etmeye başladığında kendimi zorlayarak yüzüne baktım. "Ben annemi öldürdüm, bana her fırsatta yardımcı olan babamın göğsündeki pençe izlerimi gördüm. 9 yaşındaki kardeşimi vahşice hayattan kopardım. Bunların hepsini ben yaptım Jessy! O içimdeki iğrenç kurt yaptı bunu. Her dönüştüğümde kendimden nefret ediyorum, lanetler yağdırıyorum. Bunu ben yaptım." dedi. Artık gözlerindeki yaşı silmiyordu. "Bu yaptığım canavarlığı kimseye anlatamadım. Ailemin akrabalarına onlara kurt saldırdığını söyledim. Yalan söyledim Jessy. Ben iğrenç biriyim."
"Hayır sen öyle biri değilsin." dedim gözlerimdeki yaşı silerek. "Sen bunları bilerek yapmadın. Bunu isteyerek yapmazdın. Kendinde değildin Austin."
Bu söylediklerim onu sakinleştirmek için veya iyi hissettirmek için değildi. O gerçekten onları isteyerek öldürmemişti. Bilerek yapmamıştı. Suçlu değildi.
"Kendimi kontrol edebilirdim Jessy." dediğinde kendini suçlamaktan vazgeçmeyecekti.
"O gün olanları hatırlıyor musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Okulu
Vampirgeschichten12.07.2020 tarihinde hayatını kaybeden, asıl yazar Hilalkvv anısına... Karakterlerini ve kitabını yeniden yaşatabilmek adına... Yazan: Hüsnegül Hiltan Destekçi ve yardımcılar: Tuğba, Gülsüm