Keyifli okumalar...Gece boyunca hiç uyumamıştım. İçtiğim kanı gereğinden fazla tüketmiş olmalıyım ki, fazlasıyla dinçtim. Telefonumdan saate baktığımda saatin çoktan 07.30 olduğunu gördüm. Bir an önce okula yetişebilmek için hızlı bir şekilde eşyalarımı toplayıp evimden çıktım ve arabama binip okulun yolunu tuttum.
Okuldan içeri girerken acaba bugün başıma ne gelecek diye düşünürken buldum kendimi. Daha sonrasında kafamdaki düşünceleri bir kenara bırakıp etrafıma bir kez olsun bakmadan sırama oturdum. Sonunda başımı yavaşça kaldırdığımda bir kızın gülümseyerek bana yaklaştığını gördüm. Hemen önümde durup elini uzattı ve gülümsedi. "Merhaba, ben Talia."
"Merhaba." diyerek elini sıktım.
"Yanına oturabilir miyim?" diye sorduğunda benden bir cevap bekliyordu.
"Tabii, sormana bile gerek yok."
Eşyalarını yanıma koyup yüzünü bana döndü. "Profesör James'in dersi. Konu ise Yaratıklar. Bu dersi severim, peki sen? Sen sever misin?"
"Aslında ilk kez bu derse gireceğim." dediğimde başını salladı. O an telefonum çalmaya başladı. Arayan kişi babamdı. Aslında açmayı düşünmüyordum ama daha sonrasında bana çok kızdığı için yeşil tuşa basıp yanıtladım.
"Efendim lordum. Yine ne gibi bir emriniz var?"
"Keyfin yerinde mi, onu merak ettim."
"Kesinlikle yerinde. Burası vampirlerle dolu. Profesörler biraz kafayı yemiş ama iyiler." dediğimde kısa bir sessizlik oldu.
"Biliyorsun, senin iyiliğin-"
"Evet, biliyorum benim iyiliğim için. İlk başta çok aptalca davrandım ama şimdi sana hak veriyorum. Özür dilerim."
"Asıl ben özür dilerim. Yakın bir zamanda ziyaretine geleceğim."
Gülümsedim. "Kapalı cezaevinde değilim baba, istediğim zaman yanınıza gelebilirim."
"Tamamdır o zaman melez prenses, geleceğin zaman haber ver seni ben alırım."
"Pekâlâ lordum, kapatabilir miyim?"
Nefesini üfleyerek güldü. "Ah yapma... Tabii ki kapat. Seni seviyorum."
Telefonu kapatır kapatmaz yüzümdeki saçma sırıtmayla Talia'ya döndüm. Onu tamamen unutmuştum.
"Ben farklı yollardan haberleştiğinizi düşünmüştüm." dediğinde yüzünde garip bir ifade vardı.
Anlamsız bakışlarımı üzerinde gezdirince omuz silkti. "İkiniz de melezsiniz, bir uluma bekliyordum sanırım."
"Yok hayır," diyerek açıklama yaptım. "Daha önce öyle bir şey yapmadık." dediğimde yüzümdeki şaşkın ifadeyi gizleyemiyordum.
"Ah!" diyerek kafasını kaşıdı ve ardından dişlerini göstererek güldü. "Benim salaklığım, kusura bakma lütfen."
"Sorun değil."
Tanrı aşkına hangi çağda yaşıyorduk! Ulumaymış hah!
"Ah bak, işte bu James."
İçeri giren diğer hocalara göre kısa boylu ve saçları dökülmüş profesörü işaret etti.
"Merhaba çocuklar... Aramıza yeni gelen öğrenciler için kendimi tanıtayım. Ben James. Yaratıklarla ilgili olan dersleri birlikte işleyeceğiz." dedikten sonra kısa bir süre duraksayan Profesör gözlerini herkesin üzerinde gezdirip bende durdurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Okulu
Vampire12.07.2020 tarihinde hayatını kaybeden, asıl yazar Hilalkvv anısına... Karakterlerini ve kitabını yeniden yaşatabilmek adına... Yazan: Hüsnegül Hiltan Destekçi ve yardımcılar: Tuğba, Gülsüm