Yeni Arkadaşlar

1.8K 145 300
                                    

Merhaba❤️

Beklediğiniz bölüm geldi. Ama bölüme geçmeden önce bir şey söylemem gerekiyor. Evet kitap benim değil, bunu biliyorum ama kitap tamamen hayalet okuyuculardan oluştuğu için bu bem moralimi bozuyor. Sonuçta ben de burada emek sarf edşyorum ama aldığım yorum sayısı 2-3 tane ve geneli yeni bölüm ne zaman diye sormakla geçiyor. Bu şekilde yorum yapmadığınız zaman istemsizce düşen moodum beni kitabı yazamamaya itiyor ve yazmaya çalıştığım hiç bir yeri beğenemiyorum. Lütfen satır arası yorumlarda biraz daha aktif olabilir miyiz? Biliyorum çok şey istiyorum ama yorumlarda bölümü beğenip beğenmediğinizle ilgili veya herhangi bir şeyi okurken kitap yazma isteğiyle dolup taşıyorum. Lütfen bunu dikkate alarak okuyalım.

Keyifli okumalar...

Olası bir vahşet çıkmaması için sınıftan hızla ayrıldım. Koridora çıktığımda etraftaki vampirlerin bakışlarını umursamadan ilerlemeye başladım. Bir süre sonra burnuma gelen tanıdık kokuyla olduğum yerde durdum. Blake amcamın aşinası olduğum kokusu beni afallatmıştı.

Nereden geliyordu bu koku?

Kokunun nereden geldiğini anlayabilmek için heyecanla etrafıma baktım. Bir kaç metre ötemde bütün kızların hayran olduğu o karizmatik gülüşlerinden birini bana sunuyordu. Onu burada görmenin heyecanıyla, sanki uzun yıllardır görmüyormuşum gibi vampir hızımı kullanarak boynuna atladım.

"Demek beni boğmaya çalışıyorsun ha?" diyerek güçlü bir kahkaha attığında onu bırakmamakta kararlıydım.

"Neden geldin?"

"Seni merak ettim. Buraya geleceğinden haberim yoktu, öğrenir öğrenmez seni görmeye geldim."

"Sevgili abicin sana söylemedi mi?" diyerek ondan ayrıldım.

Başını olumsuz anlamda salladı. "Burada olman senin için çok daha iyi."

Omuzlarım yenilgiyle biraz da kırgınlıkla düştü. "Ah Blake, sen de mi? Siz köken vampirsiniz beni koruyabilirsiniz. Siz olmasanız bile ben kendimi koruyabilirim."

"Tatlım bunu ben de biliyorum." diyerek nefesini dışarı verdi ve aynı zamanda elini omuzuna attı. "Ama bu konuda babana kızma, o en doğru olanı yapıyor."

Derin bir nefes alarak yüzümü buruşturdum ve omzumu elinden kortardım. Gülümseyen gözleri bu hareketimle hüzne boğulmuştu. "Ama sana böyle suratsızlık yakışmıyor melez prenses." Hala gülümsemediğimi görünce konuşmaya devam etti. "Bu arada siyah yakışmış."

Elimden tuttu ve beni bir tur kendi etrafımda döndürdü. Ben de daha fazla dayanamayarak ona eşlik ettim ve önünde reverans yaparak eğildim. Sanki suçlu oymuş gibi davranamazdım. Buna hakkım yoktu.

"Bunlar üniformam Blake. Sence de biraz fazla siyah değiller mi?" diyerek kıkırdadım.

"Hayır, bir melez prensese yaraşır siyahlıkta." dedi gülümseyişime eşlik ederken. "Sanki yüzün biraz solgun görünüyor. En son ne zaman kan içtin?"

Kan deyince açlığın vermiş olduğu hisle boğazımdaki yanmayı hissettim. "Evet, bir süredir içmedim."

"Bu şekilde güçlü olmayı beklemiyorsun sanırım ha? Akşam sana geliyorum, kan dolabını doldurmamız gerekiyor." dedi göz kırparak.

"Tanrım! Seni çok sevdiğimi söylemiş miydim amca?" dedim kocaman gülüşümle.

Amcam verdiğim cevaba kısa bir an gülümsedi ve ardından yüzünü buruşturdu.

Vampir OkuluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin