Austin orada kalmıştı. Onu neden düşünüyorum bilmiyordum ama bize saldıran oyken onu merak etmem doğru değildi. Zaten o kadar az kurt boğan onu öldürmez, güçsüz kılardı. Peki ya canı yanıyorsa? Başımı iki yana sallayıp düşüncelerimi dağıttım. Ne ara bu kadar iyilik meleği olmuştum merak ediyordum.
"Jessy, nasılsın? Yükünü biraz daha bana verebilirsin."
"Ken nerede?" diye sorarken heryerimin yanıyor olması bende çığlık atma isteği uyandırıyordu.
"Onu revire bıraktım merak etme, sen nasılsın?" diyen Talia'ya ağırlığımı daha çok verdim. Bedenime sanki kızgın yağ dökülmüş gibi cayır cayır yanıyordu.
"Orası tartışılır." diyerek güldüm. Verdiğim cevap üzerine kaşlarını çattı. Suçlu hiasediyordu ve bu nedenle kendine kızıyordu.
"Ah tam bir aptalım! Bizim okulda olman kafamı fazlasıyla karıştırıyor."
Ona cevap vermeden yürümeye devam ettik. Olan olmuştu bir. kere. Daha fazla konuyu açmamak en iyisiydi.
Biraz daha yürüdükten sonra revire gelmiştik. İçeriye girdiğimizde beyaz önlüklü biri bizi karşılamıştı.
"Sana biraz kan vereceğim, biraz kendini toparlamış olacaksın. Daha sonrasında seni kurtların revirine götüreceğim." dediğinde elindeki kan torbasına aşkla bakarak elinden kaptığım gibi dişlerimi geçirdim. Neyse ki bunda da kurtboğan yoktu.
Elimdeki torbayı bitirdiğim anda doktor beni kucağına alıp yürümeye başladığında daha fazla gözlerimin kapanmasına engel olamadım. Her ne kadar kan beni kendime getirmiş olsa da, daha önce hiç kurtboğana maruz kalmadığım için çabuk iyileşemiyordum. Vücudum buna pek hazır değildi.
----Göz kapaklarımı güçlükle araladığımda hala vücudumun yandığını farketmiştim. Kaşlarımı çatıp kalkmak üzereyken Austini görmek beni şaşırtmıştı. Özellikle üzerinde tişört olmadan duruyor olması şaşkınlığıma şaşkınlık katıyordu.
Sıkı vücudu dışarıdan belli oluyordu bunun farkındaydım ama bu kadar fit olduğunu eminim kimse tahmin edememiştir. Ona baktığımı farkettiğinde hemen gözlerimi kaçırdım. Sapık gibi çocuğu dikizliyordum ve o da bunu kullanarak benimle dalga geçecekti bunu biliyordum.
"Nasılsın?"
Ondan gelen ani bir soruyla bir kez daha şaşırdım. "Anlamadım?"
"Kurt boğan beynine falan mı kaçtı senin? Nasıl olduğunu soruyorum." dediğinde
dudakları kıvrılmıştı.Bu şekilde fazlasıyla çekici görünüyordu.
"İyiyim ama kurt boğan konusuna gelirsek bence senin beynine kaçmış olmalı. Çok değil sadece yirmi dakika önce beni öldürmeya çalışıyordun."
"Sen de öyle, yumruklarınla kafamı ezmeye çalışıyordun."
"Bunu haketmiştin." diyerek gözlerinin içine baktım. "Ken'e saldırdın."
Omuz silkti. Fazlasıyla rahat görünüyordu. "Ben ona değil, o bana saldırdı."
"Ken bunu yapmaz." dediğimde gerçekten inanamamıştım.
"Sen öyle zannetmeye devam et. Benden nefret ettiğini söyleyip bana saldıran çocuğa karşılık vermek beni suçlu yapmaz."
"Neden yaptı peki?" diye sorduğumda kalp ritimlerinden yalan söylemediğini, sonradan farketmiştim.
"Hiçbir fikrim yok. Ama emin ol öğreneceğim." dediğinde gözlerindeki hırs kendini belli ediyordu.
"Hayır böyle bir şey yapma. Bu iş daha fazla uzamasın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Okulu
Vampire12.07.2020 tarihinde hayatını kaybeden, asıl yazar Hilalkvv anısına... Karakterlerini ve kitabını yeniden yaşatabilmek adına... Yazan: Hüsnegül Hiltan Destekçi ve yardımcılar: Tuğba, Gülsüm