Vampir Okulu

8.8K 258 604
                                    

Sevgili arkadaşlarım,
Asıl yazarımız Hilalkvv malesef ki hayatını kaybetti. Güzel yazarımız ölmeden önce hikayelerini düzenlemeye aldırmıştı ve kaldırmıştı. Yazar da karakterleri de yavaş yavaş zihnimizden silinmek üzere. Biz yazarı unutmayacağız, unutmak istemiyoruz. Karakterlerini de unutmak istemiyoruz. Bu yüzden yazmaya karar verdik. Yazar da karakterleri de hep bu kitabın içinde bizim için yaşamaya devam edecek.

Keyifli okumalar💛

Soğuk bir kış gününe uyandım yine. Dışarıda kar yağıyordu ve insanlara göre soğuk olan bu hava bana göre hiç bir şey ifade etmiyordu. Bu gece sabaha kadar aralıklarla bir çok kez uyandığımı hatırlıyorum. Rüyamda gördüğüm insanların acıyla çığlık çığlığa bir şeylerden kaçıyor olması daha önceden kanının son damlasına kadar tükettiğim insanın ölümüne bağlıyorum. Evet bir insan öldürmüştüm. Bunun için normalde üzülmemem gerekirken ben fazlasıyla vicdan azabı çekiyordum. Kendimi kaybetmemeyi eğer şimdilerden öğrenirsem benim için çok daha iyi olurdu. Çünkü kendimi kaybedip insanları öldürmem, git gide benim hoşuma gitmeye başlayacaktı ve kontrolsüz olmaya başlayacaktım.

Babam Micheal Origin. Dünyadaki iki melezden biri. Ben daha doğmadan önce çok güçlü bir cadı tarafından lanetlenerek ölümsüzlüğe adım atmış ve melez olmuştu. Ama bu onun için bir lanet değil ödüldü.  1300'lü yıllarında doğan babam yaşına göre değil, tıpkı 30'lu yaşlarındaki sıradan insanlar gibiydi. Annem Ellie kurtların kökenlerinden gelen bir lady. Babamla da tesadüfi tanışarak birbirlerine aşık olmuşlar, kurtlar ve vampirlerin arasındaki düşmanlığı göz ardı ederek evlenmişler.

Hayatımı insanların nasıl yaşadığını merak ederek geçirmiştim. Evet onların arasında büyümüştüm ama bu onları anladığım anlamına gelmiyordu. Onlar üşüyordu, ben ise üşümenin ne demek olduğunu bilmiyordum. Onlar yavaştı, ben ise onların yanından geçerken hızımdan dolayı görünmüyordum bile. Onlar yaralanıyordu ve aldıkları küçük bir darbeyle bile ölebiliyorlardı, ben ise aldığım yaraların saniyeler içerisinde yok olmasına şahit oluyordum. Üstelik bir melez olarak ölümsüzdüm.

"Jessy, hala uyanamadın mı?"

Odamın girişine aniden dalan annemi görünce gözlerimi devirmeme engel olamadım.

"Ah anne, yine daldın içeriye."

Annem beni umursamadan konuşmaya devam etti. "Hadi tatlım, kahvaltı hazır. Baban seninle bir şey konuşacak."

Sanırım yine bir şey yapmış olmalıydım. Çünkü babam ne zaman benimle konuşmak istese her seferinde bir şey yapmış oluyordum. Annem arkasını dönüp giderken el mahkum ayağa kalktım. "Tamam, geliyorum."

Son zamanlarda yanlış bir şey yapıp yapmadığımı kafamda tartarken üstümü değiştirdim. Düşünceler içerisinde merdivenlerden inerken babamın her zamanki yerinde oturduğunu gördüğümde gerilmeden edememiştim.

"Ne konuşacağız baba?" diyerek lafı hiç uzatmadan konuya girdiğimde babam gülümsedi. Tanrım umarım bu sırıtış kötü bir sırıtış değildir.

"Sana bir sürprizim var, hoşuna gidebileceğini düşünüyorum."

Bir suç işlemediğimi anladığımda rahat bir nefes verip masaya oturdum. Soru sorar bakışlarımı yüzüne çıkartıp devam etmesini bekledim. Mesajı alan babam anneme kısa bir bakış atıp yeniden bana döndü.

"Amerika'nın güneyinde bir okul var ve sen zaten bunu biliyorsun. Colsastion'a gidip eğitimine orada devam etmeni istiyorum. Kendini geliştirmen gerekiyor ve bunun zamanı geldi de geçiyor bile."

Aniden çatılan kaşlarım benden bağımsız bir hızla yerini alırken ayağa kalktım. Sinir haliyle vampir gücümü kullanmış olmalıyım ki sandalye hızla duvarla buluştu ve artık kullanılamayacak haldeydi.

"Bu nasıl bir saçmalık! Siz bana zaten öğrenmem gereken şeyleri öğretiyorsunuz. Bu okulda ne öğrenebilirim ki? Hem de bir vampir okulunda, siz çıldırmış olmalısınız!"

"Hayır." diyerek atıldı annem. "Bizimle tehlike altındasın."

"Tehlikede falan değilim! Siz beni istemiyorsunuz ve benden kurtulmaya çalışıyorsunuz."

"Saçmalama!" diye tıpkı benim gibi bağırmaya başladı babam. "Her şey senin iyiliğin için, bunu anlamıyorsun. Seni düşmanlarımızdan korumaya çalışıyoruz."

Sinirden gülmeye başladığımda alt dudağımı ısırdım. "Orada vampirlerin olduğu gibi kurt adamlar da var baba. Ben orada da tehlike altındayım."

"Orası senin düşündüğün gibi bir yer değil Jessy. Önlem alınıyor ve kimse sana zarar veremez. Orada kalmalısın." diye ısrar ediyordu babam Micheal.

"Anne bir şey söyle."

Son çare olarak beklentiyle anneme baktım.

"Senin iyiliğin için." diyerek dolu gözlerini kaçırdı.

Her şey benim iyiliğim içinmiş! Bundan başka bir şey söyleyemiyorlardı zaten.

"Tamam, sizin istediğiniz gibi olsun. Ama ben orada olacak hiç bir şeyden sorumlu değilim." diye tısladım.

Sinirden ağlamak üzereydim. Burada kurulu bir düzenim varken nasıl olacaktı da gidecektim? Her şeyim birbirine karışacaktı. Sil baştan yapmak istemiyordum. Yanlarından hışımla ayrılıp odama çıktığımda sinir havliyle eşyalarımı bir valize doldurup, küçük bir de sırt çantası aldım. Babamlara gidiyorum bile demeden evden ayrıldığımda park halindeki arabama ilerledim. Arkamdan vampir hızıyla gelen babamın kızgın sesini duysam bile umursamadım. "Sana şimdi gitmen gerektiğini söylememiştim."

"Ama ben gidiyorum." Sinirle arabanın kapısını açıp gazı köklediğimde babamın çatılmış kaşları umrumda değildi. Madem gitmemi istiyorlardı.

Ben de giderdim.

BÖLÜM SONU...

Kitabın içeriğini, nasıl yazıldığını anlamanız amacıyla atılmış bir bölümdür. Bundan sonra bir süre bölüm gelmeyecek. Umarım zihninizde canlanabilmiştir. Sevgili yazarımıza hitaben, seni çok özlüyoruz💛

Vampir OkuluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin