Kapının önündeki şeyi daha önce sadece Solhan görmüştü. O da bir kitaptaki resmini.
Karşılarındaki şeyin insan yüzü ve boğa boynuzları vardı. Vücudu aşırı derecede iri yapılıydı. Ayakları... Aslında ayak denmesi biraz zor. Daha çok toynak gibi bişeydi. Dişleri ve tırnakları simsiyahtı. Bu arada boyutlarına gelecek olursak, aşağı yukarı iki metre yirmi beş santim uzunluğundaydı. Yani 1.98 lik Leon bile yaratığa bakmak için başını kaldırmak zorundaydı.
Solhan'ın ağzından zorlukla iki kekime döküldü: "Ulu Minatour.". Diğerleri donmuş bir şekilde bir yaratığa bir Solhan'a bakıyorlardı. Bu yaratığı yenmek için umut olduğunu düşünen birisi var mıydı bilmiyorum. Ama zaten beter haldeki durumlarıyla yenmelerinin imkanı olmadığını biliyorum.
Leon'un eli hala sızıyordu. Şu an bir kılıç bulsalar bile Leon kılıç kullanmaktan acizdi. Rezok yorgundu ama kendindeydi. Belki bir süre idare edebilirdi. Ama Minatour'un karşısında ne yapabileceğinden emin değildi. Adam baygındı. Dagor ölü gibiydi. Her tarafı yara bere içindeydi ve durup durup titriyordu. Elan'ın ise elleri ve ayakları yanık içindeydi.
Solhan kara kara düşürken karşıdan bir ses geldi. "Kimliğinizi belirtin." konuşan Minatour'du. Solhan "Bizim kötü bşr amacımız yoktu..." diye açıklamaya çalıştı. Amacı durumu bir süre -en azından çocuklar iyileşene ya da kaçana kadar- idare etmeye çalışıyordu.
Derken Minatour kafasını Leon'a çevirdi. Sanki bir koku almışçasına oynuyordu burnu. "Sen," dedi Leon'a bakarak. "Senin baban kim evlat?" diye sordu. Leon "Kral Randall Roysword." dedi. Minatour şaşkınlık dolu bir ifadeyle "Beklenen gün geldi demek ki." dedi ve diz çöktü. "Majesteleri müsaade ederseniz şu anda ömrümü ve kılıcımı size adamak istiyorum." dedi Minatour kafasını kaldırmadan. Leon şaşkın nir ifadeyle Solhan'a baktı. Solhan başını evet anlamıdani salladı. Leon "Müsaade senindir." dedi. Minatour "Yüce Leon Roysword, Kral Randall Roysword'un oğlu, tüm karallıkların gerçek varisi, Geleceğin Kralı. Ben Minatour ırkından Norda Wavear, şu andan yaşamımın son bulacağı ana kadar size hizmet edeceğime şerefim üzerine ant içerim." dedi ve ayağa kalktı. Leon "O zaman bizi karşıya geçir Norda." dedi Leon. Norda "Emriniz olur Majesteleri." dedi ve ayağının altındaki halatı eline alıp çekmeye başladı. Aşırı derecede güçlü bir yaratıktı. O tuğla adayı ve üzerindekileri sanki bir kediymiş gibi çekiyordu.
Karşı kıyıya çıktıklarında kapının yanına gittiler. Adam "E köpeğine söylr de kapıyı da açsın bari." dedi Minatour'dan tiksinir bir şekilde. Leon Adam'a sinirlenmişti. "O benim bir askerim. Bir şövalye. Soyadı gözcü anlamına geliyor ve soyu yıllardır kapıyı koruyor. Ve bunu senin gibi bir züppe gelip de ona köpek desin diye yapmıyor. Beni iyice anladın mı Adam Akory?" dedi. Herkes duydukları yüzünden şaşkına dönmüştü. Leon bu kadar şeyi nereden biliyordu? Kendisi fe konuşmayı kestikten sonra "Ben az önce ne dedim?" dedi. Solhan "Damarlarındaki kanın miraslarından biri de bilgidir. Senden önceki Royswordların bildiklerini bilebilirsin. Ama her zaman istediğin anda olmayabilir. Şimdiki gibi." diye açıkladı.
Adam "Sen benim soyadımı söyledin. Solhan, soyadım Akory. Bu soy hakkında ne biliyorsun?" diye sordu. Solhan "Şu anda bunun önemi yok. Sadece en kısa sürede Emanetler'e ulaşmalıyız. Norda ben önceki Kral Randall'ın kraliyet büyücüsüyüm. Senden kapıyı açmanı rica edebilir miyim?" dedi. Norda Leon'a baktı. Leon kafasıyla işaret edince kapıyı açtı. Herkes içerideki bir koridora girdi. En arkadan gelen Leon, Norda'ya onlar çıkana kadar kapıyı korumasını söyledi ve o da içeri girip kapıyı arkalarından kapattı.
Koridor karanlıktı. Solhan'ın büyüyle ışık yakması gerekti. Yoksa kesinlikle ölürlerdi. Çünkü Dagor zaten yürüyemiyordu. Adam, resmen Dagor'u taşıyordu denebilir. Bunula birlikte Leon'un eli yeniden sızlamaya başlamıştı ve Elan da ayaklarındaki yanıklar yüzünden inliyordu. Büyücünün onlara vardiği ilaçlar henüz işe yaramamıştı anlaşılan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kehanet (Ejderdoğan Efsanesi Birinci Kitap)
FantasyBinlerce yıl önce söylenmiş bir kehanet... Kayıp bir kral... Doğmaması gereken bir varis... Leon ve Rezok hiç bir zaman hareketli bir hayat istememişlerdi. Ta ki o güne kadar.