"Çocuklar, açalım şu sandıkları." dedi Dagor.
Aşağıdaki odaya indiler. Sandıkların yanına gittiklerinde durakladılar.
Leon, başardıkları için mi yoksa Rezok kendine geldiği için mi daha mutlu olduğunu bilmiyordu. Her şekilde iyi hissediyordu ve daha fazla kurcalarsa durumda bir kusur bulacağını düşünüp dikkatini Dagor'a verdi.
Dagor asayla ne yapacağını düşünüyormuş gibi duruyordu. Solhan'a baktı. Solhan gözleriyle sandıpı işaret etti. Dagor asayı sandığa dokundurdu. Sandık ışıldamaya başladı.
Sonra söndü. Hiç bir şey olmamıştı. "Açılması gerekmiyor muydu bunun?" diye sordu Dagor. Elan "Belki de bir şeyler falan söylemen gerekiyordur." dedi. Herkes Elan'a odaklandı bir anda. "Yukarıdaki gibi birşeyler." diye devam etti Elan. "Ama şu anda herhangi birşey gelmiyor ki. Ben istediğim zaman kehanet alamam. Onlar bana gelir." dedi Dagor.
Leon birden sanki kendi yapmalıymış gibi hissetti ve "Opren." dedi sandığa bakarak. Sandık bir anda açıldı. İçinde büyük bir kılıç, yuvarlak bir kalkan, zırh parçaları, ejderha armalı bir sancak, bir balta, ve bir parşömen vardı. Leonöne çıkıp parşömeni aldı. Sesli bir şekilde okudu "Kring em Futur. Uso wih Honor." yazıyordu 'Gelecekteki Kral, Onurla kullan.' diyordu. Bu sandıktakiler Leon'un emanetleriydi. Babasının bıraktığı emanetler. Kılıcı eline aldı. Hiç bir ağırlık hissetmedi. Ama görüntüsünden bile kılıcın bir boğa yavrusu kadar ağır olduğu görülüyordu. Kılıcın üzerine Kadim Dil'de işlenmiş rünleri okudu Leon "Jeustus." yazıyordu. Solhan gülümsedi "Bu adalet demek evlat. Biliyor olmalısın, o kılıç bir zamanlar babanındı, bir zamanlar onun babasının. Kadim Kral Ejderruhlu Eddard zamanından beri bu kılıç senin ailenim hanedanına ait. Bunu gururla taşı, onurla kullan. Ve kılıcın adaletini sakın unutma." diyerek öğüt verdi. Leon başını salladı.
"Peki zırhları ne yapacağız?" diye sordu kendi sandığından yeni ayrılan Adam. Solhan "Zırhlar temsili bir şey zaten. İçlerindeki dayanıklı deri kısmı giyineceksiniz. Üzerinde arma olmayan kısmı." desi Solhan. Rezok "Arma taşımayacak mıyız?" diye sorunca Leın düşünmeden "Hayır kardeşim, taşıyacağız ki hem o lanet tanrılar hem de işgalciler bizi rahatlıkşa tanıyıp öldürsünler." diye yanıtladı. Rezok güldü "Bence takmalıyız ki daha çok adam bize saldırsın ve daha çok adam öldürelim." dedi. Leon bu öneriyi beğenmişçesine gülümsedi. "Çok hoşuma giderdi kardeşim ama eninde sonunda bizi öldürüelerdi ve babalarımızın intikamını ne tanrılardan ne de işgalcilerden alabilirdik. Yani bu öneriyi pas geçiyorum." dedi bir tataftan gülümseyerek.
Solhan "Leon tahtı alana kadar tanrılar bile sizin siz olduğunuzu bilemez. Bu yüzden kendinizi tanıtmak yerine saklanacaksınız. Hepiniz size verilen emanetleri kullanmak konuaubda zaten doğuştan yeteneklisiniz, ama hatırlatmak gerekirse; Leon'un kılıcı Jeustus, Kral'ın adaletini gerekirse kendi sağlar ve gerekirse Kral'a karşı bile. Rezok'un mızrağı Darkenzone, ejderha zırhını bile delebilir; ve ateşte erimez. Ama bu o silahın yenilmez olduğunu göstermez. Sadece silahına güvenme. Elan, elindeki kitap yüzyıllar önce kadim Dört Element Büyücüsü Fahrann tarafından yazılmıştır. Dikkatlice sakla, içindeki her bilgiyi öğren. Adam, senin okların Okçu Tanrı Kleptois tarafından yapılmış ve kutsanmıştır. Hedeflerinden şaşmazlar. Oklarına güven, hatta kendinden daha çok güven. Her zaman vurman gereken yere giderler. Dagor, babanın verdiği asa sonsuz güce sahiptir. Ama unutma ki; büyük güç, büyük sorumluluk gerektirir. Asanın gücünü kontrol etmeyi öğrenmen biraz zaman alabilir." diye hepsine silahlarını tanıttı.
Elan "Solhan, bir şey mi oldu?" diye sordu alacağı cevaptan korkarak. Solhan "Çocuklar, benim vadem doldu. Ben görevimi yerine getirdim. Emanetlere kadar ulaştırdım sizi. Bundan sonrası sizin işiniz." dedi ve ışık saçmaya başladı
Işık göz kamaştıracak dereceye geldiğinde birden söndü. Söndüğünde Solhan yok olmuştu. Elan kısık ve nefret dolu bir sesle "Tanrılar yalnız olduğumuzdan emin olmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Ama onlaea da kendilerinden başka yaimse yok, tıpkı bizim gibi. Tanrılar bir kehanetle bizim hakrttiğümiz her şeyi alabileceklerini düşünüorlarsa yanılıyorlar." dedi. Dagor "Elan, bit konuda hatan var kardeşim.narmak büzim yanımızda. Ve biz diğer bütün tanrıları yenerken o bize yardım edecek. Birlilte Tehor'un tahtına işeyeceğiz. Ve hepimiz, halkımız olanı alacağız. Söz veriyorum."
Tehor: Kadim dilde "Hain"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kehanet (Ejderdoğan Efsanesi Birinci Kitap)
FantasyBinlerce yıl önce söylenmiş bir kehanet... Kayıp bir kral... Doğmaması gereken bir varis... Leon ve Rezok hiç bir zaman hareketli bir hayat istememişlerdi. Ta ki o güne kadar.