Baba

213 22 0
                                    

***
Elan
***
"Demek savaş gazisisin ha?" dedim. Adamın teki karşımdaydı. Soyadını bilmiyordum ama adı Kalmen'di. Son Savaş'ın gazisi olduğunu söylemişti. Nedensiz bir güven oluşmuştu adama karşı içimde. Ejderdoğan olduğum için insanlara çok kolay güvenmem ama bu adam bende bir güven uyandırmıştı. Az kalsın soyadımı ona söyleyecektim. Kalmen "Şehirde yenisiniz, nerede kalıyorsunuz?" diye sordu. "Arkadaşlarımla aşağıdaki handa bir oda tuttuk. Adı neydi... Hah! Ejder Hanı. Her şehirde bir tane Ejder Hanı var, adamlar dünyayı fethedecek ya." dedim. Güldü. Ejder Hanı esprisine normalde insanlar gülmez. Ama Kalmen'in bana sempatik gelen bir yanı da espri anlayışıydı. Adam efsaneydi ya! İşimi bitirdiğimde Kalmen'i akşam bize yemekte katılmaya davet ettim. Kabul etti ve ben de hana döndüm.

Hana vardığımda canım sıkılmıştı. Leon küplere binmiş bir şekilde odada volta atıyordu. "Bir gelişme var mı?" diye sordu ben girer girmez. "Hoşbulduk Leon. Sorduğun için sağol sen nasılsın?" diye iğneleyici bir karşılık verdim. "Taştan bahsediyorum, haber var mı?" Anlamamıştı. Koskoca Leon Roysword ufacık bir iğnelemeyi anlamamıştı. "Yok." diye kuru bir cevap verdim. Cevabı duyunca ayağını yere vurup küfretti. Bir iö geçirip "Leon, sen iyi misin?" diye sordum. "Ne anlamda?" dedi bir an duraklayarak. Durduğu sırada yüzünün rengi değişti. Sonra yibe hafif kırmızımsı oldu. Bir büyü olmalıydı. "İyi gözükmüyorsun. Sana bir şeyler olmuş." Kara alemden bir büyü. Çözülmesini bir kenara koydum tespiti bile çok zor. "Ne demek istiyorsun?" dedi sinirle. Sinirlendikçe daha da kızarıyordu. Ve boynundaki damarlar belirginleşmişti. Adam beni tek eliyle ikiye bölebilecek kuvvetteydi. O yüzden biraz temkinli bir şekilde devam ettim. "Sen bu değildin Leon. Sen değiştin. Kardeşim dediğin insanlara emir eri muamelesi yapıyorsun. Rezok'la bile muhabbet etmiyorsun. Hiç bir espriye gülmüyorsun, halimizi bile sormuyorsun. Tek düşündüğün şey o taş haline geldi." büyüyü daha rahat sezebiliyordum. Hastina... Devamı da lazımdı. Bu şekilde bir işe yaramazdı. Ama koca adam kızıyordu ve bu iyiye işaret değildi. "O taş benim hakkım! O taht benim hakkım! Ben hakkım olmayan bir şeyi istemiyorum, sadece doğuştan hak ettiğim şeyleri istiyorum. Sence bunun bir mahsuru mu var büyücü?" Gerçekten tikorkmaya başlamıştım. Ama yetimhabede büyürseniz korkunuzu yüzünüze yansıtmamayı öğreniyordunuz. Büyü gelmeye devam ediyordu. Hastina Larma... Bir kelime daha olmalıydı. Büyüler emir cümleleridir. Emrij kime verildiğini tek seferde doğru bilmem lazımdı. Yoksa büyü beni anlar ve Leon'u bana karşı kışkırtırdı. Leon için kullanılacak sıfatları düşünelim. Kral, Geleceğin Kralı, Roysword, insan -çoğunlukla tür adı ile hitap edilir, o yüzden kuvvetli bir ihtimal- Kaptan, yarı-elf... İşte bu! Leon'un tür adı. Leon'un annesi bir yarı-elfti. Yani Leon da yarı-elf sayılırdı. Ona büyü yaparken Pramen yani insan diye hitap ederseniz elf kanı büyüye tepki vermeyecek ama yarı-elf... Tam olarak doğru sözcük. Şimdi bir kırma büyüsü yapmalıydım. Ben bunları düşünürken Leon üstümden çekilmiş ve odadaki döşeklerden birine uzanmaya gitmişti. Bu sayede yeteeli vaktim olacaktı. Kırma büyüsü zahmetli bir büyüdür, malzeme almam gerekiyordu.

Şansıma, hanın birahanesine indiğimde Kalmen oradaydı. Burada en çok o adama güvenebilirmişim gibi geliyordu. Yanına gidip selam verdim ve malzemeleri nereden alabileceğimi sordum. "Bu listede bir tamirciyi biraz aşacak şeyler var." dedi. "Fazla pahalı değillerdir ama bilgi isterler. Bir tamirci bu kadar şeyi nasıp bilebilir?" kağıda ilk göz gezdirdiğinde yüzündeki bir anlık kararmayı da görmüştüm. Karabüyü kırmaya çalışacağını anlamış olmalıydı. "O zaman sen bir tamirci değilsin," dedim. "Evet evlat, ben askerim. Daha doğrusu askerdim. Sen nereden biliyorsun bunları?" dedi. "Askerler büyü bilmez. Tabi safkan insan askerler. Kulakların sivri değil, kısa değilsin, o zaman tek kategori kalıyor, General Dragonborn." dedim. Bir dakika, General Dragonborn mu? Kalmen Dragonborn? Baba? "Sessiz ol, bizi duyabilirler. Ben kalan son iki ejderdoğandan biriyim. Oğlumu, yani son ejderdoğanı bir yetimhaneye gizledim. İnsanlar ejderdoğanlara bayışmıyorlar." dedi. "Bir de bana sor! Bu devirde bir adama soyadını söylemen bir haftanı alıyor." dedim. "Evet," dedi. "sen daha bana soyadını söylemedin." "Sen ejderdoğan ordu konutanısın değil mi? Kalmen Dragonborn. Babam." dedim. Kalmen'in yüzünü farklı bir ifade kapladı. Hayranlıkla karışık şaşkınlık ve kızgınlık. "Sen, az önce bana baba mı dedin?" diye sordu. "Tam adım Elan Dragonborn. Geleceğin Kralı Leon Roysword'un Kraliyet büyücüsü ve son ejderdoğanım. Anlattığın hikaye doğruysa sen de bemim babamsın. Ama ölmediysen kaidede heykelinin ne işi vardı?" diye sorunca yüzübe yayılab gülümseme çok hoştu. "O kaide görevini tamamlayınca dolar, ölünce değil. Biraz yanlış bağdaştırmışsın. Ama Mirando'nun Odasında ne işin vardı ki senin? Burada ne işin var? Geleceğin Kralı olayı ne? Bana bunları anlat ki ben de aklındaki soruları cevaplayabileyim." dedi. Tek kelimeyle cevapladım "Kehanet." O da kısa bir cevap verip sarıldı "Seçileceğini biliyordum."

Malzemeleri bulup geldiğimiz zaman Rezok ve Lentas da dönmüştü. Leon hala bir haber alamadığı için kuduruyordu. Bir köşeyw geçip bğyüyğ hazırlamaya başladım. Çocukları babamla akşam tanıştıracaktım. Önce Kralımı kurtarmam lazımdı. Yarım saat sonra büyü hazırdı. Büyüyü bir bardağa koydum ve Rezok'u çağırdım. Rezok'a durumu anlatıp bardakla birlikte Leon'un yanına gönderdim. Bir bağırma sesi geldi. Bunu bekliyordum. O yüzden şaşırmadım. Ama sonra Rezok'un sesini duyunca şaşırdım. "Dur! Leon, delirdin mi? Çekil üstümden!" Hemen ayaklandım. Leon, Rezok'un üstüne çıkmış yumruklamaya çalışıyordu. "Enferna Prenelf! Naw! Enferna!" dedim ve elimde hafif bir ateş oluşturdum. Leon yavaşça geri çekildi. "Özür dilerim." dedi ve yere yığıldı. Bir süre dinlenmesi gerekiyordu.

Akşam Leon yeni yeni uyanmaya başlamıştı. Rezok başında bekliyordu. "Uyanıyor." dedi. Leon yavaşça gözlerini açtı. Hepimiz başına toplanmıştık. "Özür dilerim." dedi. "Sorun yok kardeşim." dedi Rezok. "Tam olarak neler hissettiğini anlatabilecek misin?" diye sordum. "İçimde farklı birisi vardı. Kendine 'Taş' diyordu. Sürekli taştan başka bir şey düşünmeyerek hareket ediyordu." diye açıkladı. "Peki şu an nasıl hissediyorsun?" diye sordum. "Açım." dedi. "Aşağı inip yemek yemek ve bira içmek istiyorum." Gülümsedim. "Tabi kardeşim." dedim. Rezok'un yardımıyla aşağı indi ve masaya oturduk. Ben yanımda babamı getirmiştim. Leon'un şüpheli bakışlarını görünce açıkladım "Çocuklar, Son Savaş gazilerinden, Ejderdoğan Ordu Komutanı, Kalmen Dragonborn. Babam."

Kehanet (Ejderdoğan Efsanesi Birinci Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin