Leon
Korkuyordum.
Kaç haftadır bu maceranın içimdeydik ama ilk defa korkuyordum.
Kardeşlerimi kaybetmekten korkuyordum. Babamı bulmaya bu kadar yaklaşmışken ölmekten korkuyordum. Elan'ın babasıyla zaman geçiremeden ölmesinden korkuyordum.
Kısacası korkuyordum.
Elan "Buraya kadarmış." dedi. "Leon, Rezok. İkinizi de tanımak çok güzeldi. İkiniz de benim kardeşimsiniz."
"Kes sesini!" diye bağırdım. Herkes şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. "Bugün bu lanet odada kiöse ölmeyecek! O siktiğimin hırsız piçi benim kardeşlerimi öldüremez! Buradan hepimiz canlı çıkacağız, anladınız mı?" Üçü de başını salladı. Gözlerindeki umudu görebiliyordum. Bu umutla biz dördümüz ordusunun yarısını yok ederdik o piç kurusunun.
Bir kaç dakika sonra ayak sealeri gelmeye başladı. Kapıyı arkamızdan kilitlemiştik. Üzerinde yekpare büyük bir odun vardı. Bize biraz zaman kazandırırdı.
Zaman. Hahah.
Ne için zaman kazanacaktık ki?
Elan
"Leon." diye seslendim. "Aklıma bir fikir geldi. Odanın arkasına, gelin benimle."
Beni takip etmeye başladılar. Kütük zaten bize zaman kazandırıyordu. Planımı uygulayabilirsek kutuyla birlikte odadan çıkabilirdik.
"Baba, kutuyu alıp köşeye git. Oradaki iki metrekarelik alanda tahtaları sök. Biz sana zaman kazamdıracağız." diye planımı açıkladım. Babam başıyla onayladı.
Rezok "Tanrılar yanımızda olsun." dedi.
Lentas
"Dagor!"
Adam Dagor'u sarsıyordu. Yine sarı transa girmişti.
"Kralınız zor durumda genç savaşçılar. Sarayın kilerinde sıkışıp kaldılar. Ve saraydaki iki yüz elli muhafız tepelerine binmek üzere. Bakalım ne yapacaksınız?" dedi ve söndü.
"Ben de orada olmalıydım!" dedim hırsla. "O bunak ejderdoğanın yerine ben gitmeliydim." Adam hala Dagor'la ilgileniyordu. Dagor kendine gelmişti. Adam "Bence aşağı inip yemek yiyelim, birer bira içelim, sonra da dostlarımızı kurtaralım." dedi. "İşte bunu sevdim."
Rezok
Elan'ın o parlamalarını seviyordum. Adam ejderhaların yokluğunu hiç hissettirmiyordu.
Ben ve Leon sırt sırta vermiş dövüşüyorduk. "Yirmi beş." dedi Leon gülerek. Arkadaki Kalmen'in durumuna baktım. "Daha çok zaman var Kaptan, her an sana yetişebilirim." dedim ve önüme ggelen bir korumayı ikiye ayırdım. "On dokuz." dedim.
Ne? Öldürdüğümüz adamları sayamaz mıydık?
Biz biçtikçe daha çok geliyorlardı. En son hatırladığıma göre Leon 102 ben 97 yapmıştım ki Kalmen seslendi "Beyler iş tamam."
Sonra hiç beklemediğim bir şey oldu. Leon... Nasıl anlatayım ki? Adam kılıcıyla devleşti. "Elan!" diye bağırdı. "Koş ve kutuyu aç. Hemen!" dedi. Elan başıyla onayladı ve koşmaya başladı. Sonrasında ne yaptığından haberim yok. Leon'u izlemekle meşguldüm.
Adam kılıcını bir kez savurduğunda bir tabur askeri öldürüyordu. Kalmen, Elan'ın biraz önünde onu korumaya çalışıyordu. Gerçi kimae yaklaşmaya bile cesaret edemiyordu çünkü onların on metre kadar önlerinde biz vardık. Kalmen "Rezok" diye seslendi. Ben de arkamı dönmeden "Efendim?" dedim. "Baban sana Leon'un annesiyle ilgili birşey anlattı mı?" "Hayır, neden ki?" "Büyük ihtimalle Randy bir büyücüyle birlikte olmuş. Bu tarz şeyler sıradan Royswordlarda olmaz." "Abimin bir iyi özelliği daha." dedim gülümseyerek. (Yazar: Rezok, Leon'u abisi olarak kabullendiği için abimin diyor. Aslında kuzenler yani değişiklik yok.) Leon'u hiç bir zaman kıskanmamıştım. Bir çok özelliği benden üstün olmasına rağmen.
Elan'ın sesi geldi birden. "Kutuyu açtım!" Leon "Tamam. Valizleri toplayın millet, tatile çıkıyoruz." dedi gülümseyerek. Sonra karşıdaki askerlere döndü. "Millet! Bakın, şimdi sizinle bir antlaşma yapalım. Siz burada bana zorluk çıkarmayın, ben de sizin ücra bir yerde yaşamlarınızı sürdürmenize izin vereyim, ne dersiniz?"
Askerlerden yürekli olan biri -büyük ihtimalle komutanları- "Sen kimsin?" diye sordu. "Ben bu toprakların gerçek kralıyım. Randall Roysword'un oğlu Leon Rotsword. Ve yaşamanız için bir şans veriyorum. Ne diyorsunuz?" dedi. Konuşan adam "Nereden bileceğiz ki?" dedi. Leon cevap olarak kılıcını adamın tam önüne -aramızda yaklaşık yirmi metre vardı- fırlattı. Adam kılıca baktı ve diz çöktü. "Efendimiz Lord Roysword'u Saray Muhafızları olarak selamlar ve kimliğini bilmeden yaptığımız şeyler içim af dileriz." dedi.
Leon memnun bir gülümsemeyle "Lordunuz sizi şu anlık affediyor ve bu konuyu tahta çıktığında yeniden tartışmak üzere şimdilik yok sayıyor." dedi. "Şimdi, şu lanet yerden çıkalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kehanet (Ejderdoğan Efsanesi Birinci Kitap)
FantastikBinlerce yıl önce söylenmiş bir kehanet... Kayıp bir kral... Doğmaması gereken bir varis... Leon ve Rezok hiç bir zaman hareketli bir hayat istememişlerdi. Ta ki o güne kadar.