Liam Callahan ve Melody Giovannai ezeli birer rakip ve Amerika'nın iki büyük mafya ailesinin liderleridir. Biri İrlandalı, diğeri İtalyan bu iki ailenin arasındaki amansız düşmanlığınsa, babaları tarafından ayarlanan evlilikleriyle sona ermesini bek...
Cinayet aşktan doğar ve aşk, cinayette en yoğun haline erişir." - Octave Mirbeau
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
LİAM
Declan gülerek, "Birileri biraz fazla havalı görünüyor. Seninki çoktan gelmiş, Liam." dedi.
İtalyan usülü malikanesinin bahçesine girdiğimizde, Giovanni'nin adamlarının Melody'nin olduğunu düşündüğüm valizleri, bahçenin diğer ucundaki beyaz eve taşıdıklarını gördüm. Bizi fark ettiklerinde, ellerinden geldiğince hızlandılar ve çok geçmeden işlerini bitirip evin sınırlarını oluşturan ağaç dizisinin arkasında gözden kayboldular. Bu birleşme, yeraltı dünyasının gelmiş geçmiş en büyük en yankı uyandıran olay olacaktı.
İrlandalılar ve İtalyanlar tıpkı İngilizlerle Fransızlar gibiydi.
Aramızda yüzyıllardır süregelen bir düşmanlık, bir çekişme vardı.
"O da diğer kadınlar gibi işte!" diye yeniledim. "Biricik babasının kredi kartıyla büyük bir aşk yaşıyor. Ama valizlerin sayısına bakılırsa Caroline'den beter olmadığı kesin."
Araçlarımızı park ederken Declan, "Ya da annenden," diye hemen karşılık verdi. İş para harcamaya geldiğinde, karısının gözünün döndüğünü inkar etmiyordu. Edemezdi de. Çünkü kadın kredi kartlarını gördüğü zaman kana susamış bir köpek balığına dönüşüyordu.
Bunun bedelini ödemek zorunda olan kılıbık Declan ise karısını durdurmaktan acizdi. Parayı sadece kendisi ve aile için harcasa gene iyi, ama hanımefendi parayı tüm şehre saçmak zorunda hissediyor, gereksiz yere ilginin üzerimize toplanmasına yol açıyordu.
Neal'ın karısı Olivia ise yardımseverlik konusunda Caroline'ın tam tersiydi. O, açlıktan ölmek üzere bir çocuğu zerre vicdan yapmadan önünden geçer ve kendisine yeni bir çift, pahalı ayakkabı daha alacağı mağazaya doğru ilerlerdi.
Bende ihtiyacım olan şeyi elde ettiğim sürece, Melody'nin alışveriş çılgınlığına izin vermeliydim sanıyorum.
Telefonu kapatarak yüzümde beliren aptalca sırıtışı engellemeye çalıştım. Audi'mden dışarı adım attığım an dengelerin lehine döndüğünü hissetmeye başlamıştım.
Yanıma gelen babam, "Liam, şu andan itibaren olacaklara müdahale etmeyeceğim. Artık lider sensin. Eğer bu işi başarır ve çıkıcak engelleri aşabilirsen, benim yerimi almana ve yeni Ceann na Conairte olmana izin vereceğim. Yani sürünün lideri sen olucaksın. Yanlız şunu unutma anlaşma imzanana dek onlar bizim düşmanımız. Eğer başarısız olursan annenin kollarına sığın ve ağla, çünkü benim seni teselli etmeye hiç niyetim yok." dedi
