Bakalım

1.8K 105 0
                                    

Odama döndüğümde vücudumun baştan aşağı titrediğini biliyordum.Yavaşça yatağıma oturdum.Acaba ne tür bir belaya bulaştım, hiçbir fikrim yok.Acaba, acaba ne yapmalıyım.Kaçış yolum var mı ki?Pek sanmıyorum ama...
Tam anlamı ile de Tom a teslim olamam ancak şuan için yapacak tek seçenek bu sanırım.Bekleyip göreceğiz...
~~1 Ay Sonra~~
Güneş odamı muazzam bir şekilde aydınlatırken ben yeni güne uyanmıştım çoktan.Bugün öğlen meclis ile toplantı var.Bundan tam 1 ay önce alınan karara uygun hiç birşey yapmadım.İçimden gelmediği için.İşi tamamen Tom a bıraktım.Ya batacak ya da çıkacaktım.Şuan tam anlamı ile Tanrının kucağındayım.Bu süreç içinde Tom u hiç kabul etmedim.Hiç konuşmadım.Konuşma olanaklarınızı da yok ettim.Onunla konuşup ne yapabilirdim ki?En iyisi boşlukta sallanmaktı ve bende öyle yaptım.
Odaya Beth in gitmesiyle artık yataktan çıkma vaktinin geldiğini anladım.Yatakta oturup ayaklarımı sert zemine indirdim.Beth karşımda herzamanki gülümsemesi ile bekliyordu.Ona kesik bir gülücük attım
"günaydın kraliçem"dedi
"gün sence de aydınlık mı"dedim sitemkar bir şekilde sanki tüm suçlu Bethmiş gibi.Ayağa kalktım ve Beth in cevap vermesini beklemeden
"yıkanacağım" dedim.
"suyu hazır ettim kraliçem"dedi Beth hemen bu sefer de.Küvete gelip üzerimdeki gecelikten kurtulup kendimi sıcak suya bıraktım.Rahatlamak lazım çünkü öğlen yapılacak toplantıda eminim çok gerileceğiz..
Aynanın karşısına geçtiğimde üzerimdeki kırmızı elbisem ile oldukça güzeldim.Başıma tacımı da oturtunca tüm işlem tamam olacak..
Salonun kapısına geldiğimde içeri girmek ve girmemek konusunda tereddütlerim vardı.Kısa bir süre kapıda bekledim.Kapı muhafızları buna şaşırmış olacak ki önce birbirlerine baktılar sonra içlerinden biri
"kraliçem iyisiniz değil mi?" dedi.Kafamı kaldırdım kapıya doğru sonra da soruyu duymazdan gelip
"aç kapıyı"dedim.Muhafız tam itaatle kapıyı ardına kadar açtı.Kapının açılmasıyla herkesi bir sessizlik sardı ve kafaları benden tarafa döndü.Bende yüzüne en uygun gülümsememi oturtup ilerledim ve benim için ayrılan yere oturdum.Tüm gözlerin hala benim üstümde olması beni konuşmaya zorladı
"İyi günler sayın İngiliz lordları ..Toplantıyı başlatıyorum herkes tamamsa"dedim.Onaylandıktan sonra masanın diğer ucundaki lord Leonardo ayağa kalktı.Kısa bir süre boğazını temizleyip dikkatleri üzerine topladı ve söze başladı
"iyi günler kraliçe Catherine.Bundan tam tamına 1 ay önceki konuyu açarak toplantıyı başlatmak isterim ki saygıdeğer lordların isteği budur zaten" dedi ve lordların da onaylayan sözler çıkarmasını bekledi.İstediği cevapları alınca da sözlerine devam etti
"bahsi geçen konu hazinenin üzerine %10 luk gelir koymaktı.Şuan önümde hazinenin bu ay ki kazancı var..."diye konuşmaya devam ediyordu ki ben onu dinlemiyordum bile.Gözlerim oda da Tom u arıyordu.Ancak Tom ortalıkta yoktu.Ne dönüyor ortalıkta hiç bir fikrim yok ne yazıkki...Ben bu düşüncelerdeyken lord Leonardo konuşmasına devam ediyordu
"... ve belirtmek de fayda var diye söylüyorum sayın Grandük yola çıktı bile tahminen akşama burada olurlar.Her neyse devam ediyorum kraliçem.Elimde ki kağıtlara göre hazineyi %10 civarında arttıramadınız.Çok güvendiğiniz baş muhafız Tom da ortada yok.İşin özü Grandük Hector artık olaylara el atacak.Kendisi de bu durumdan oldukça memnun ne de olsa burası onun da evi" dedi ve yerine oturdu.Hector buraya geliyor, Tom gerçekten ortada yok, köşeye sıkıştım...Ama ne olursa olsun son sözümü söylemedim daha
"Hayır!" diye yerimden kalktım biran da.Bu duruma lordlar da şaşırdı ve biraz kızgın biraz şaşkın bir şekilde yüzlerine bana çevirdiler, sanırım artık atak zamanı
"hayır diyorum size!Grandük Hector beni çiğnemede bu saraya adımını atamaz!Siz söyleyin lord Leonardo  kral edward bile kendisinden haz almadı ve krallığının bir tehdidi olmasın diye gözünün önünde tuttu.Edward ki güçlü bir kral iken böyle yaptı ise şimdi bu yapılan aptallık değil mi?Bana bakın ey İngiliz halkı tamam kabul ben bir Fransızım ama Edward ile evlendikten sonra ve en önemlisi de artık bir anne olduktan sonra ben hem Fransız hem İngiliz oldum.Emin olun ki bugün bende sizin kadar belkide sizden daha çok düşünüyorum İngiltere'yi."dedim ve elimi sert bir şekilde masaya vurdum.Kimsede tek bir ses bile yoktu işe yarıyordu sanırım
"şimdi eğer o Grandük buraya gelecek olursa emin olun ki hiç birşey eskisi gibi olmayacak"dedim ve ayağa kalktım kapıya doğru ilerledim tam kapıdan çıkacağım zaman arkamdan bir ses yükseldi
"üzgünüm kraliçem dediğim gibi Grandük yola çıktı bile."dedi ve bende arkamı döndüğüm.Tüm gözler yine üstündeydi.Tüm öfkemi dilime yansıtarak ellerim ile eteğimi tuttum ve
"bende üzgünüm olacaklar konusunda "dedim ve yapmacık bir gülümseme ile odadan çıktım.
Gün diğer ki zamana göre çok hızlı geçti ne olduğunu anlamadan akşam olmuştu bile...Tom hala ortada yoktu.Açıkça söylemek gerekirse bu durum daha iyiydi çünkü bir de onunla uğraşamam şimdi.Kapıdan hızla kapıya yaklaşan ayak sesleri geliyordu.Ne vardı acaba.Hızla yattığım yataktan doğruldum ve tam ayağa kalktığım sırada Beth hızla içeri daldı.Nefes nefeseydi bir eli kalbinde nefesini kontrol etmeye çalışarak öne eğildi.1-2 saniye sonra da
"o..o..hec..Hector...gel-ge-l-di..Yan-nın da..da..A-ana-anastasia va..var.."dedi.Demek geldi hemde o kadın ile birlikte benim sarayıma.Ben ses vermeyince az öncekine göre daha sakin olan Beth yanıma geldi ve
"ne yapacağız?" dedi elini soluma atıp.Gerçekten de ne yapacaktım?
"ben şey.Şey yapalım.Şey...Çocuklar evet evet onları kesin kes ortalığa çıkarma.Hector ve Anastasia nın görmemesi daha doğrusu görmemesini sağla.Bu konuda sadece sana bırakıyorum.Aman sakın ama sakın ihmal etme."dedim bir çırpıda.Beth büyük bir emir almış komutan gibi hemen kafasını salladı ve
"siz merak etmeyin"dedi.Sonrada geldiği hızla odadan çıktı.Demek başlıyorduk artık...
Akşam yemeği hazır olmasına rağmen salona gitmedim, odama getirildi yemek ancak onu da yemedim.Şimdi aşağı inip sahte gülümsemeler dağıtamazdım kimseye zaten.Gece de çocukları yanıma alıp yattım.Bu küçük adamlardan bekledim babalarından alamadığım güven duygusunu.
Gerçekten de işe yaradı sanırım bu sabah diğer sabahlara oranla daha iyi uyandım ama aklıma Hector un bu sarayda olduğu düşüncesi gelince tekrar moralim bozuldu tabi.Ben uyanıp yataktan kalktıktan sonra odaya Beth girdi
"günaydın kraliçem"dedi sevecenlikle.Bu hız hep böyle mi olacaktı acaba?
"gün aydın mı değil mi karar vermek için biraz erken değil mi Beth"dedim gözlerimi ovuştururken.Beth sadece susmak ile yetindi.Ona banyoyu hazırlanmasını söyleyince de hızla hareket geçti.Sıcak su her zaman sinirlerime iyi gelmişti çünkü.
Aynanın karşısına geçtiğimde herşey tamamdı.Üzerimde koyu yeşil bir elbise vardı.Kolları siyah Fransız dantel işlemeli ve göğüs dekoltesi oldukça cesur olan bir elbise.Saçlarım elbisenin ve vücudumun tüm güzelliğini ortaya çıkarması için ensemde sıkıca toplanıp kafamın en üstüne de tacım yerleşmişti.Evet düşman için iyi bir zırhım vardı artık.
Son kez odadan çıkmadan harry ve emmith ı öptüm.
Salona kahvaltı için ilerledim.Bakalım ne bekliyordu beni...

EsaretHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin