Başlıyoruz

5.4K 237 0
                                    

Askerin öksürüğü ile kendime geldim, sanırım haddinden fazla Edward ın arkasından bakmıştım.Dadım yanıma gelerek
"Cat dışarısı yeterince soğuk istersen artık içeri geçelim" dedi.Haklıydı İngiliz halkının soğuk tavırları havaya da işlemişti.Vakit kaybetmeden sarayın arka kapısından içeri süzüldük.önümüzde bir asker bize yön veriyordu.Uzun koridorları geçerek bir odanın kapısına geldik.
"Kraliçe bu odada kalacak bayan Pamela" dedi asker.
Dadım onayladığını belirterek kafasını hafif bir şekilde salladı ve askerde hızla yanımızdan uzaklaştı.Yorgunluktan ölebileceğimi düşünerek kapıyı açtım.Fransa'da ki odamdan eser yoktu.Etrafta gösterişsizce hazırlanmış eşyalar, içerisinde esir bir kraliçe (!) gerçektende müthiş bir hayata merhaba diyordum.Dadımın elinin üzerimde dolaştığını hissedince irkildim
"korkma tatlım uyuman gerek ve yol boyunca kullandığın bu elbise ile yapmayacaksın bunu dimi" dedi.
İpek geceliğimin tenimde hissettirdiği duygudan hoşlanıyordum.Ben geceliğimle aynada kendimi süzerken Dadım çoktan saçlarıma geçmişti.Saçlarımı özenle tararken de bir yandan  nasihat vermeyi ihmal etmiyordu "bak Cat artık bir prenses değil kraliçesin bu demek oluyor ki artık görevlerin arttık.Yarın akşam bu odada iki kişi olarak nefes alacaksınız ve artık resmen kraliçe olacaksın" dedi bir hışımla arkamı dönüp gözlerimi ona diktim tam ağzıma geleni sayacakken vazgeçtim, onun suçu değildi olanlar yada bu konuşmalar.Eminim o da bunların olmasını istemezdi.Aslında bu konuşmaları her normal insan gibi anneler yapardı ama biz normal değildik ki...

Dışarıdan gelen koşuşturmalara uyandım.Yataktan kafamı kaldırıp iyice anlamaya çalıştığım sırada koltukta Dadımın oturduğunu gördüm
"Dadı?" dedim.Dadım sesimi duyunca başına benden tarafa çevirdi ve sevecen bir tavırla
"günaydın Cat"dedi, aynı sevecenlikle olmasa da çabalarcasına
"günaydın" dedim.Hızla yanıma geldi "hadi bakalım kalk ve yeni hayatına ilk adımını at dışarısını duyuyorsun dimi hepsi senin için.seninle kahvaltı yapmak için tüm İngiltere soyluları davet edilmiş" dedi.İçim bir anda ürperdi bir Sabahtan tüm düşmanlarımı tanımak kolay olmayacaktı...
Aynada kendime bakarken zümrüt yeşili elbisemin üzerime tam oturuşunu ve göğüs dekoltemi sevdim, saçlarım sıkı bir şekilde topuzlandı ve üzerine sabah hizmetçinin getirdiği taç oturtuldu.Gerdanım boş kalmıştı o an evden çıkarken annemin verdiği kolyenin uyabileceğini düşündüm ama onu evimde bırakıp çıktığımı hatırladım.Ama bugün olsa yine aynısını yapardım, biran da hala öfkeli olduğumu fark ettim.Olması gereken buydu ama eğer bu sarayda yaşayacaksam  beni hayata bağlayan birşey olmalıydı ve bu şey öfkemdi, şuan...
Yemek salonunun kapısına gelirken kapıda bir adamın beklediğini gördüm, biraz daha yaklaşınca o adamın Edward olduğunu anladım.Başında tacı ile daha önce gördüğüm Edward dan farklı duruyor.Sanki daha bir devleşmiş daha bir heybetleşmişti.Beni fark edince Kafasını bana çevirdi yüzüme bile bakma tenezzülünde bulunmadan kolunu uzattı.Bende aynı onun gibi yapmaya çalıştım, onu umursamayarak koluna girdim.Edward güçlü kollarıyla heybetli kapıyı açtı biranda bütün salonun bakışları üzerimize döndü.Bense bu sırada sırtımı daha da dikleştirdim ve Edward a baktım.İsteksizdi bu görüntüye karşı, yüzünde yapmacık bir gülümseye ile herkesi selamladı ve beni de yanında çekerek masanın bir ucuna oturttu.kendisi de diğer uçtaydı.

~~~~~~~&~~~~~~~

Odama döndüğümde Dadım meraklı gözlerle bana bakıyordu.
"hadi anlat neler oldu" dedi
"hiç, hiç birşey.Hiç birşey olmadı ne olabilirdi ki" dedim ve bir hırsla üzerimdekileri çıkarmaya başladım.Dadım yanıma gelerek bana yardım etmeye başladı
"hadi ama Cat anlat bana "dedi, daha fazla direnemedim
"masada herkes yerini aldıktan sonra erkekler kendi aralarda kadınlar kendi aralarında konuşmaya başladı.sanki odada ben yokmuşum gibi davranılıyordu.kimse muhabbet etmeye bile çalışmadı benimle.Kahvaltı sonrası bahçeye çıktık herkes gruplara ayrılıp etrafa dağıldı ben yine tek başıma kaldım.Umursamaz gözükmeye çalışarak bir koltuğa oturuyordum ki tam o sırada yanıma bir hizmetçi yaklaştı "kraliçem, sevgili kral etrafla kaynaşmanızı emrediyor" dedi.Bende yüzüne dik dik bakacakken hizmetçi ortadan kayboldu.O sırada Edward ı aradı gözlerin bir grubun ortasında liderlik yapıyordu.Yüzyüze gelmeye çalıştım ama o benim varlığımla bile yüzyüze gelmek istemiyordu.En iyisi yerimden kalkmamaktı hem İngiliz kadınlarıyla tanışıp ne yapacaktım ki? 1-2 saat sonra herkes atlarına yöneldi bende odama doğru yol alırken birden hizmetçi yine belirdi önümde. atınız hazır kraliçem dedi.mecburen atların olduğu tarafa yöneldim.Bana ayırdıkları Ata binerek topluluğa doğru hareket ettim.Kimse yanlarında olup olmamamı önemsemiyordu bu yüzden grubun en arkasında olmayı tercih ettim.etrafın seyrine daldığım sırada grubun etrafta olmadığını farkettim.Pek umurlarında değildim zaten ama bu kadarını da beklemiyordum.Tam ne yapacağıma karar verecekken "kralı bu kadar yalnız bırakmanız iyi değil kraliçem" dedi birisi.Arkamı döndüğümde beyaz tenli,yapılı vücutlu,Edward gibi kısa saçlara sahip bir erkeğin konuştuğunu anladım."afedersiniz tanışmıyoruz" dedim.Genç adam kısa bir kahkaha attıktan sonra "aa tabi, izin verin kendimi tanıtayım veliaht prens Hector" dedi.gözlerim fal taşı gibi açıldı demek Edward ın bir erkek kardeşi vardı ve o da benim gibi kurban seçilmişti.ben bu düşüncelerle boğulurken Hector yine söze girdi 

"İngilizleri pek sevmiyorsunuz sanırım kahvaltıda bahçede ve şimdi hiç kimse ile konuşmadınız" dedi bende

 "İngilizlerin bizi sevmediği kadar onları sevmiyorum" dedim.Yine alaycı bir kahkaha daha patlattı ve "ahh kraliçem çok açık sözlüsünüz, sizin sarayınız bu durumu kaldırabilir ama bizim sarayınızda kartlar gizli oynanır" dedi bende

 "tipik İngilizler" demekle yetindim.

"kafileye katılmak mı yoksa saraya mı dönmek istersiniz" diye sordu Hector. Zaten kafilenin hiçbir zaman bir parçası olmadığım için dönmeyi seçtim ve şimdi burdayım dadıcım" dedim

Dadım "Hector u pek sevmedim uzak dur ondan" dedi.
Bence haksızdı evli olduğum adam bile benle tek kelime etmezken bu adam yanımda yürüdü, yanılıyordu Dadım. bu saraydaki tek konuştuğum insan şuan Hector du ve bu ondan korkmamı gerektirmiyordu.Ancak Dadım ile tartışmayı sevmiyordum hele ki şu durumda hiç istemeyeceğim kesin Ona sevgi ile baktım ve
"tamam" demekle yetindim.Geç olmamıştı ama çok yorulmuştum bugün. uyumak için tam yatağa yöneldiğim sırada Dadım engel oldu
"hayıır uyuyamazsın akşama kral gelecek" dedi.
Evet o ilk gece muhabbeti doğrulanacaktı artık demek ha.
Uzun bir hazırlık aşamasından sonra aynaya baktım.Krem geceliğimin göğüs dekoltesi karamel fırfırlarla bezenmişti, saçmalarım bukle bukle omuzlarıma iniyordu.Sexy değil ama masum duruyordum.Dadım yanağıma bir öpücük kondorda ve
"neredeyse gelir en artık çıkayım" dedi.Onaylayan bir bakış attım ve O da odadan çıktı.İşte düşmanımla ilk gecemdi.
1 saate yakın odamda bekledikten sonra kapıda sesler işitmeye başladım.Asker kapıda ki hizmetçiye birşeyler diyordu kapıya yöneldim ama açmadım dinlemeye koyuldum
"Kral gelmeyecek, kraliçeye haber ver" dedi.
Hizmetçi "burnu büyük Fransız kraliçemizin yüzünü merak ediyorum doğrusu ama neden" diye sordu.
Şu sarayda yerimi sabitledikten sonra ilk iş bu hizmetçiyi alt etmek olacaktı, asker biraz kıkırdadı  ve
"kralımız yeni karısı yerine eski metresin ısıtsın istedi yatağını" dedi.
Başımdan kaynar sular döküldü demek metresi vardı ve benimle evliydi.Birden şuursuzca kapıyı açtım.Kapıyı açmamla asker ve hizmetçinin kaçışması bir oldu.İşte şimdi ne yapacağımı bilmiyordum.Odamdan dışarı adımımı attım ve ilerlemeye başladım...

EsaretHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin