4. BÖLÜM

7 2 0
                                    


Merhaba, iyi günler! Nasılsınız?
Ben iyim, teşekkür ederim.

Şu ana kadar geçen karakterler alt taraftadır.

Birce -ana karakter-
Kıvılcım -Birce'nin ikizi-
Ediz -yeni taşınan komşulardan biri-
Özgür Abi -yeni taşınan komşulardan biri-
Gizem -yeni taşınan komşulardan biri-
Ayça -yeni taşınan komşulardan biri, Pars'ın sevgilisi-
Pars -yeni taşınan komşulardan biri, Ayça'nın sevgilisi-
Sinan -yeni taşınan komşulardan biri-
Pınar -yeni taşınan komşulardan biri-

Keyifli okumalar

.

Her şey bir rüya olmalıydı. Yaşadıklarım tamamen bir rüya olmalıydı... gördüklerim tamamen rüyamın bir parçası olmalıydı. Evet rüyadaydım. Birazdan uyanacaktım. Gizlendiğim yerden gördüklerim beni şaşırtmıştı. Yeni taşınan komşularımızdan Gizem ve Özgür abi'ye çöp çıkarmaya çıktığımda karşılaşmıştım. Tabi onlar beni görmemişti ama ben onları görmüştüm.

Gizem bilmediğim bir dille söylediği sözlerden sonra ellerinde ışıklar çıktığını görmüştüm. İlk inanamamıştım. Başımı iki yana sallasam da hiçbir şey değişmemişti. Bilmediğim bir konu hakkında konuşuyorlardı. Bu yüzden ne konuştuklarını anlamadım.

"Eğer kardeşin yeniden doğduysa o zaman o pislikte yeniden doğmuştur. Gözümüzü dört açmalıyız. Her an ona zarar verebilir. Başından beri size söylüyorum, ona her şeyi anlatmamız gerekiyor." Gizem hızlı adımlar atarak ileri geri gidiyordu. Özgür abi başını iki yana salladı.

"Hayır, onun bilmemesi gerek. Şu an uygun değil." Dedikleriyle Gizem güldü.

"Cidden mi? Gerçekten de soruyorum, cidden mi? Nasıl zamanı olmaz Özgür! Kardeşin gözümüzün dibinde! Bizim için kendini feda eden arkadaşım gözlerimin önünde bizden ve her şeyden habersiz duruyor! Şu an erken diyorsun ama bi bakmışsın o pislik gelip o kara gün gibi ortalığı berbat hâle getirmiş olur!" Gizem'in bağırmasıyla Özgür abi iç çekti.

"Senin gibi bende üzülüyorum, canım yanıyor ama olmaz." Gizem itiraz edecekken Özgür abi elleriyle Gizem'in kollarına dokundu. Gizem'in gözlerinin dolduğunu gördüm.

"Ona her baktığımda parçalanmış bedeni aklıma geliyor. Onun yüzüne bakamıyorum, nasıl bakacağım?" Gizem başını Özgür abinin omuzuna yasladı.

"Biliyorum çiçeğim. Bende bakamıyorum. Her baktığımda aklıma Yiğit geliyor." Gizem ismi duyunca hemen başını kaldırdı.

"Yiğit'e söylememiz lazım. Onun da bilmesi gerek." Özgür abi bir kere daha iç çekti.

"Ona buraya geldiğimizde söyledim. En son yoldaydı." Daha fazla konuşmalarını dinlemek beni rahatsız edeceğinden dolayı oradan ayrıldım.

Kafeye girmemle giyinme odasına girip üstümdekileri çıkardım. Dolabı kapatıp kitlememle çantamı sol omzuma taktım. Giyinme odasından çıkıp koridordan ilerledim. Çalışan arkadaşlarıma görüşürüz dedikten sonra kafeden çıktım. Esen rüzgarla çiçek kokusunu içime çektim. Yürümeye devam ederken iki binanın arasında ki dar sokakta benden büyük erkeğin ağladığını gördüm. İri ve yapılı olduğu için benden büyük olduğunu düşünmüştüm. Sırtını betona yaslamış yerde oturuyordu. Kafasını kendine çektiği bacaklarına yaslamıştı.

Gidip gitmeme arasında kaldım. Gidersem ne diyeceğimi bilemiyordum. Hiç birisine rahatlaması için konuşmamıştım. Daha doğrusu yanına gitmemiştim. İçimden bir ses yanına gitmemi istiyordu. Normalde böyle bir şey yapmam ama ağlaması canımı yakıyordu. Öyle canım yanıyordu ki gidip sarılmak istedim. Ağlayan gencin yanına gitmemle başını azcıkta olsa kaldırdı.

GÜÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin