10. Bölüm

1 1 0
                                    

Keyifli okumalar.

Birce -ana karakter-
Kıvılcım -Birce'nin ikizi-
Ediz -4 elementlerden biri olan ateş e hükmetiyor-
Yiğit -elektrik gücüne sahip, bu yüzden kimseye kendini dokundurtmuyor, annesi hariç-
Özgür Abi -zamanı durdurabiliyor, geçmişe, geleceğe gidebiliyor-
Gizem -iyileştirme gücü var-
Ayça -büyü yaparak birinin zihnine girip istediğini yapıyor, özgür abinin kuzeni-
Pars -Ayça'nın sevgilisi, büyüyle istediği kişinin bedenine giriyor-
Sinan - iksir, büyü yaparak aileyi koruyor-
Pınar -sinan'ın sevgilisi, geleceği görüyor-
Karan -düşünceleri okuyor-
Gencay -Karan'ın babası-
Lale -Birce'nin annesi-
Yıldız -görünmezlik gücü var-

.

Gözlerimizi açtığımız da ilk ne düşünürüz? Bugünün heyecanını? Telaşını? Ya da üzüntüsünü mü? Ben bir şey yapmadan bir süre tavana bakarak güne başlıyorum. Ne bir heyecanla ne de bir üzüntüyle. Artık benim mutlu edecek herhangi bir şey yoktu. Kıvılcım artık hayatımda olmayacaktı. Olsa bile eskisi gibi olamayacaktım. Annem artık eskisi gibi mutlu değildi.

İhtiyacım olan eşyalarımı koliye koymamla bantı elime aldım. Kolinin kapağını kapatıp bantladım. Koliyi alır almaz aşağıya indim. Kapının kenarına bıraktım. Bomboş olan eve bakmamla iç çektim. Annemle 4 günden beri evi boşaltmaya çalışıyorduk. Ben evde ki eşyaları koliye koyarken annem yeni bir ev bakıyordu. Şansımız yaver gitmişti. Burada ki evimiz gibi her yere yakın iki katlı ev bulmuştuk. Abiler içeriye girmesiyle kolileri taşıdılar. Son kez eve baktım.

Evden çıkmamla annemin arabasına doğru yürüdüm. Gözlerimi yan eve çevirdim. Bahçede değillerdi. Başımı çevirdim. Arabanın yanına gelmemle ön koltuğa oturdum. Kemerimi bağladım. Anneme gülümseyerek baktığım da annem de bana gülümseyerek baktı. Arabanın çalışmasıyla camımı açtım. Evimizden ayrılırken son kez onların evine baktım. Evin camlarına bakarken Ediz ile göz göze geldim. Kalbimin atış sesini duydum. Yutkunup gözlerimi kaçırdığım da evleri arkamızda kaldı. Derin nefes aldım.

Yolculuğumuz güzel ilerlerken akşam yeni evimize geldik. Eşyaların yerleştirilmesiyle anca gecenin 3'ünde uyuyabildik ama sabah erken kalkmak zorunda kalmıştık. Kolilerimizde ki eşyalarımızı yerleştirdikten sonra evimizin yakınlarında olan kafeye yürüyerek gittik. Giderken etrafıma bakınmıştım. Önceki evimizi aratmıyordu. Her yer genç doluydu. Birbirinden farklı bir sürü genç. Kafeye girip boş yer aradık. Bize yardımcı olan çalışanla boş yer bulabilmiştik. Sandalyelere oturmamızla önümüze menü koydular. İstediklerimi söylediğimiz de ilk not aldı. Not ile işi bitince gülümseyip menüleri aldı. Çalışan gittiğin de kollarımı masaya koydum. Gözlerimi dışarıya çevirdim. Gülerek geçen kızlara baktım.

"Burası bize çok iyi gelecek." Dedi annem. Onu üzmemek için ağzımı açmadım. Eğer konuşursam belki ağzımdan onu üzebilecek kötü bir laf söyleyebilirdim. Annemi üzmek istemiyordum.

"Burada üniversiten arkadaşım olan Gencay var. Oğlu senden birkaç yaş büyük. Onlara söyledim geleceğimizi. Birazdan burada olurlar." Annem saatine baktı.

En azından yalnız olmayacaktım. Süper...

Telefonumun titremesiyle arka cebimden çıkardım. Telefonu açmamla Kıvılcım'ın mesaj yazdığını gördüm.

Kıvılcım: nasılsın?

Birce: iyiyiz. Sen nasılsın?

Annemi sormamıştı ama anlamıştım.

Kıvılcım: iyi olmaya çalışıyorum. Hâlâ alışamadım olanlara.

GÜÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin