"Erkek kardeşimi neden bıçaklattığım seni zerre ilgilendirmiyor. İşini yaptın ve paranı alacaksın."
Lia'nın konuşmasıyla birlikte ufak çaplı bi şok geçirsem de sinirle elimi duvara vurdum. Lia yerinde sıçrarken telefonu kapatıp bana dönmüştü.
Yüzüme bakarken mahcup ya da korkuyormuş gibi değil sanki kendiyle gurur duyuyormuş gibiydi.
Yüksek sesimle bağırdım. "Sen, sen ne kadar aşağılık bi insansın. Kardeşine nasıl yaparsın bunu?"
Lia gözlerini devirip ellerini göğsünde birleştirdi. "Beni kardeşimle aldatan birisinin bana aşağılık demesini pek ciddiye alamıyorum. Kusura bakma."
Sinirle yüzüne bakarken yanımda ki bardağı alıp hızla duvara fırlattım. Lia korksa da belli etmemeye çalıştı. O kadar sinirliydim ki, ne yapacağımı bilemiyordum. Kimsenin uyanmasını umurum da değildi.
"Ben sadece sevdim. Anladın mı? Kimseye zarar vermedim. Ama sen, kendi öz kardeşine nasıl yaptın bunu?" dedim Lia'nın gözlerinin içine bakarken.
Lia kaşlarını çatıp bana yaklaştı ve çığlık atarak konuştu. "Asıl senin yaptığın zarardı. Anlıyor musun? Ben seni seviyordum ya, seviyordum. Başka birisiyle aldatsan bu kadar koymazdı. Ama sen beni kardeşimle aldattın. İğrenç birisin."
Ağzımı açacakken Haruto içeri girdiğinde tek dileğim ona her şeyi anlatmaktı. İlk önce ikimize daha sonra kırılan bardağa baktığında "Ne oluyor burada?" demişti.
Lia bir şey demediğinde Haruto'nun gözlerinin içine bakarak olayı anlatmaya çalıştım. Sesim titriyordu. "Ben, ben senden isteyerek ayrılmadım. Bak bana mesaj geldi; senden ayrılmazsam sana zarar vereceklerini söylediler. İnanmadım ama bıçaklandın. Daha sonra ileri gideceklerini söylediler. Korktum. Ne yapacağımı bilemedim. Bütün bunları senin bu ablan olacak şeytan yapmış."
Haruto bi çırpıda anlattığım şeylerle ilk başta şaşırmıştı. Sadece yüzüme bakıyordu. Lia'nın böyle şeyler yapacağını ikimizde tahmin etmiyorduk.
Haruto sonunda kendine geldiğinde Lia'ya yaklaşıp sertçe kolunu tuttu. "Sen nasıl bi şeytansın böyle?"
Lia hızla kolunu çektiğinde bağırdı. "Asıl sen ne kadar iğrenç birisin? Kocamla sevgili olmak ne demek?"
"Ne oluyor?" Haruto'nun babasının sesini duyduğumda kopacak kıyameti düşünemiyordum.
Lia gülümseyerek babasına baktı. "Bir şey yok ya, kocam ve kardeşim sevgiliydi de onu konuşuyorduk."
Anne ve babasının aynı anda gözleri açıldığında babası dişini sıktı. "Ne demek oluyor bu?" Sesi o kadar gür çıkmıştı ki. Ev inlemişti resmen.
Annesi şoka girmiş hiç bir şey demeden bize bakıyordu.
Haruto sinirle babasına baktı. "Evet birlikteydik ve bu sizi zerre ilgilendirmiyor."
Bay Watanabe, sinirle Haruto'nun yakasını tuttu. "Ablanın kocasıyla ilişki yaşamak ne demek? Sen nasıl şerefsiz birisin böyle."
Haruto babasını ellerini yakasından çekti. "Annemi her ay aldatan birisi mi söylüyor bunu?" Gözlerim şokla açılırken, annesi hiç bir şey demiyordu. Belki de biliyordu.
Haruto'nun babası eliyle kapıyı gösterip bağırdı. "Benim senin gibi bi evladım yok artık. Defolun gidin evimden."
Haruto hiç bir şey demeden bana yaklaştı. Elimden tutarak beni çekiştirdiğinde birlikte dışarı çıktık. Depoya gittiğimizi anlamıştım. Yol boyunca ağzımı açmadım. Burnundan soluyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/267513476-288-k712398.jpg)