Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Anne saçmalama istersen ne işim var benim davette?" Annem kahvesini yudumlarken saçlarını geriye attı. "Oğlum özellikle seninde gelmeni istediler."
Gözlerimi kıstım ve ellerimi göğsümde birleştirdim. "Bana zorla bir şey yaptıramazsın biliyorsun değil mi?" Koltukta geriye yaslandığımda annem beni taklik ederek gözlerini kıstı. "Bu sene arkadaşlarınla gideceğin tatilin bütün masraflarını ben öderim."
Gözlerim açılırken yerimden doğruldum ve gülerek konuştum."Ne zaman bu davet?" Annem memnuniyetle gülümserken arkasına yaslandı. "Yarın gece." Kafamı tamam anlamında sallayıp ayağa kalktım. Sonuçta kendi paramdan gidecek maliyetli bir masrafı annem ödeyecekti. İşime gelen bir şey yaptıklarında her şeyi yapabilirdim.
Annemin yanından ayrılıp bara gitmek için kapıya yöneldiğimde arkamdan gelen sesle durmak zorunda kalmıştım.
"Haruto."
Vücudumu çevirdiğimde Junkyu'nun gözleriyle karşılaşmıştım. Kafamı ne var anlamında salladığımda salona kaçamak bi bakış atıp yanıma gelmişti.
"Akşam işin var mı?" Niye sessiz konuştuğunu bilmiyordum ama istemsizce bende sessiz sessiz konuşmuştum. "Niye soruyorsun?"
İlk önce bakışlarını yere indirmiş ardından gözlerime bakarak konuşmuştu. "Beni herhangi bir yere götürür müsün?"
Kaşlarım havalanırken şaşırmıştım. Saçlarımı geriye attım. "İşim var."
Gözlerini devirirken tekrar konuştu. "O zaman Junghwan'ın numarasını ver."
Kaşlarım çatılırken kuruyan dudaklarımı ıslatıp gözlerine baktım. "Gece 1 de evin arka tarafına gel."
Yüzünü ekşiltti."Hani işin vardı?"
"Artık yok." Kahvelerine bakarak kurduğum cümleyle kısa bi bakışma yaşamıştık. Ardından peki diyerek gitmişti yanımdan.
_
Bardan içeriye girdiğimde direkt olarak köşede ki masaya geçmiştim. Daha 10 dakika olmadan yanıma birisi gelmişti. Yüzü ilk başlarda çok tanıdık gelirken bir süre sonra ablamın düğününe gitmeden önce ki vakit geçirdiğim kişi olduğunu hatırlamıştım. Açıkçası adını bile bilmiyordum,pek gerekli miydi emin degildim.
Masada ki içki bardağını doldururken konuştu. "Geçen seni biriyle gördüm. Sevgilin miydi?" Alayla güldüm. Ses tonu soru sorar gibi degil hesap sorar gibiydi ve benimle bu üslupta konuşamazdı. "Bana bu tarz sorular soracak konumda olduğunu mu düşünüyosun?"
Bir sey demeden sadece içkisini içtiğinde dudaklarını sıkıca birbirine bastırdı. Ardından yavaşça yanıma sokuldu. Bakışları ilk önce gözlerime ardından dudaklarıma kaydı.
İçkiyle ıslanmış dudaklarını dudaklarıma bastırdığında içkinin tadını net bir şekilde almıştım.Tek elini yanağıma çıkarttığında ona karşılık verdim.