Gner Sarayı, uçsuz bucaksız bir çöl gibiydi. Koridorlar heykel ve resim sergilerine, aynalı balo salonlarına, devasa mutfaklara, bahçelere ve ahırlara ulaşıyordu. İki saat boyunca oradan oraya koşturan Viyolen'i ve Felia'yı takip edip durmuşlardı. Bitmek bilmeyen enerjileri geniş koridorları, rengarenk tabloları ve çeşit çeşit yemeği görünce iki katına çıkmıştı. Sonunda arasına kiraz reçeli sürülmüş krepler eşliğinde bahçedeki çimenlere yığıldıkları vakit ikizler nefes nefese tepelerinde bitmişti.
"Sonunda sizi bulabildik," diye söylendi Aryen. Nefes nefeseydi ve ikisinin de alnında terler parlıyordu. Belli ki etrafta epey koşturmuşlardı. Aryen, onu son gördüklerinden daha da keyifsiz görünüyordu. "Yemek hazır, herkes sizi bekliyor. Kralı ve ailesini bekletiyorsunuz."
Akrab küçük bir ekleme yapma ihtiyacıyla "Elçilerle birlikte," diye mırıldandı.
Ayağa kalkıp eteğini silkeleyen Avena başını yana eğdi. "Gidelim o hâlde." Arkasından gelen Himme ve kardeşlerle birlikte ikizlerin peşine takıldılar. İki saatlik koşuşturmaca açık bıraktığı saçlarını karman çorman ettiği için yemek salonunun önünde takdim edilmeyi beklerken "Felia," dedi Avena. Kızın mavi gözleri kendisine dönünce saçını işaret etti. "Çok mu dağınık görünüyor?"
Felia hafifçe gülümsedi. "İyi görünüyorsun, gerçekten."
"Aman kraliçeden iyi görünme de..." Yanında homurdanan Himme elbisesini düzeltiyordu.
"Avena Ellagor!" Kapıcı yüksek sesle adını söyleyince derin bir nefes aldı. Aynı anda kapılar açıldı ve dev yemek odası önüne serildi. Ayaklarının dibinden başlayarak yemek masasına uzanan lacivert halıya adım attı. Sırtını dikleştirerek ilerlemeye devam ettiği sırada kapıcı bu kez de "Himme Chalnad!" diye duyurdu. Ardından sırayla Viyolen'in ve Felia'nın isimleri geniş alanda yankılandı. Himme'nin, Viyolen'in ve Felia'nın birkaç adım gerisinden geldiğini bilmek Avena'nın tedirginliğini az da olsa dindirdi. Masadaki bütün gözler üzerine dikilmişti.
Masanın en ucunda dört sandalye boş bırakılmıştı. Avena kralın karşısındaki sandalyenin arkasında duraksadı. Çeşit çeşit tatlının etrafına deniz ürünleri, cıvıl cıvıl renklerle sebzeler ve daha önce görmediği birkaç yemek daha yerleştirilmişti. Masanın ortasında yükselen şamdanların üstündeki mumlar yakılmıştı. Yavaş yavaş kararan havaya eşlik ederek titrek titrek yanıyorlardı.
"Seni görmek ne kadar da güzel Avena," dedi Kral Sidero. Derin ve dingin ses tonuna rağmen sesi yemek salonunda yankılandı. Avena, bunu başarabilmek için parelam güçlerini kullanıp kullanmadığını merak etti. Düşüncelerinden silkinirken hafifçe eğilip reverans yaptı. "Teveccühünüz kralım. Asıl sizi görmek ne büyük bir şeref." Yeniden diklendiğinde adamı çabucak inceledi. Altı yüz yıldan daha yaşlı olduğunu bilse de kral ancak otuzlarının sonunda görünüyordu. Kumral saçları geriye taranmıştı. Çenesinde uzun bir keçi sakalı vardı. Örülerek göğsüne iniyordu. Parlak mavi gözleri gerçek olamayacak kadar canlı bakıyordu. Ama Avena'ya göre yakışıklı bir adam değildi. Asaletini göz ardı etmek mümkün değildi ama yakışıklı olduğu da tartışılırdı.
Kral Sidero oturmaları için müsaade verince dördü birlikte sandalyelerine yerleştiler. Birkaç hizmetçi bardaklarına yeşil renkli bir çay doldurdu. Tabaklarına sıcak çörekler bıraktılar.
"Demek Kahan'ın meşhur kızı sensin."
Kraliçenin küçümseyen ses tonu Avena'nın tüylerini diken diken ettiyse de gülümsemeye çalıştı. Başını eğip kaldırarak "Meşhurluğum tartışılır," dedi. "Ama evet sayın kraliçem, Kahan Ellagor'un kızıyım." Ardından bir kanıt sunarcasına siyah gözlerini kadının ela gözlerine dikti. Kraliçe, uçlara doğru rengi açılan kestane saçlarını serbest bırakıp ön kısımlarını arkaya tutturmuştu. Başında sivri uçları olan ince bir taç vardı. Lacivert, mavi ve şeffaf mücevherlerle süslü kolyesi gerdanında ışıldıyordu. Onun yüzü de tıpkı eşinin kemikli yüzü gibi çıkıntılıydı. Güzel bir kadındı. Soğuk bir kadın, diye düzeltti kendi kendine. Bir heykel kadar güzeldi; güzel ama soğuk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜLKURDU | SYREN EFSANESİ 1
FantasyWattys2021 Yarı Finalist Kazananı! WattpadFantasy TR Okuma Listesinde! Ona birçok isim verilmişti. Ancak uzun yıllar hain damgasıyla yaşadığından kendi adına bile yabancı olmuştu. Onu öldürmek isteyen koca bir kıta ve binlerce yver vardı. Kaçak haya...