BÖLÜM 23

250 26 21
                                    

     Geçit, Avena'nın hesaplarına göre üç yerden birindeydi. Birinci seçenek, Balhek'te yaşadığı kasabaydı. Bütün kıta içinde katliam gibi bir saldırıya uğrayan tek yer orasıydı. İkinci seçenek, ölü ormandı. Oraya hiçbir yver gitmezdi. Üçüncü seçenek ise Balhek ve Ölü Orman arasında kalan sahipsiz bölgeydi. İlk seçeneği elemek kolaydı. Çünkü kasabada yeni bir yaşam vardı. Oraya kolayca girip çıkamazlardı. İkinci seçeneği denemek istemiyordu. Önce üçüncü seçeneği eleyecekti. Son şansı da Ölü Orman olacaktı.

     Kısrağını dinlendirmek için nehir kıyısında durdu. Grubundan ayrılalı dört gün kadar oluyordu. Dört gündür takip ediliyordu. Nehre eğilip yüzünü yıkadıktan sonra derin bir iç çekti. "Orada daha ne kadar saklanacaksın?" Eyer çantalarını kontrol etmek için döndü. Viyolen ağaçların arasından çıktığında masumum dercesine gülümsüyordu. Avena nostaljik hissetti. Mavi gözleri ilk gördüğü zamanı hatırladı. Onun Felia'nın abisi olduğunu hemen anlamıştı. Başını iki yana salladı. "Felia da burada, değil mi?"

     "Bildiğin bir şeyi neden soruyorsun?" diye şakıyan Felia da abisinin ardından ortaya çıktı. İkisini görmek Avena'yı şaşırtmamıştı. Bunu yapacaklarını biliyordu. Yapmamalarını dilemişti ama Alatar kardeşlere söz geçirmek çok zordu. Yine buradaydılar. Başladıkları noktada. Balhek birkaç saat uzaklıktaydı. Bir yanlarında Ölü Orman, diğer yanlarında Balhek sınırları vardı.

     Kısrağına çıkan Avena "Himme'yi yalnız bıraktınız," diye homurdandı.

     Viyolen atını peşinden çekeleyerek Avena'nın yanına geldi. "O bizden önce de yüzyıllarını yalnız geçiriyordu. İyi olacak."

     "Üstelik senin gibi tehlikeye balıklama atlamayacak kadar akıllı," diye ekledi Felia. Atına çıkmıştı.

     Avena ikisine de çatık kaşlarla baktı. "Size bir görev vermiştim."

     "Bizi ayak altından çekmeye çalışıyordun," diye düzeltti Viyolen. O da aynı şekilde kaşlarını çatmıştı. Bir bakışma yarışına girmiş gibi uzun süre birbirlerine baktılar. Sonunda Avena dişlerini sıkarak önüne döndü. "Siz gerçekten ölüme çekiliyorsunuz."

     Yola onlarla devam etmekten başka şansı yoktu. Himme'nin iyi olmasını umacaktı. İki kardeşi kaybetmeyi göze alamazdı. Kahan'a rastlamamayı ümit edecekti. Ve Dört Kılıç onları bulursa... Bunu düşünmek istemiyordu. Yarası iyileşmişti ama o grupla tekrar karşılaşmayı istemiyordu. Belki daha sonra, bütün bu işler bittikten ve doğru dürüst bir eğitim aldıktan sonra onlarla savaşmayı göze alabilirdi. Şimdilik at sürmeye odaklanmalıydı.

     Balhek ve Ölü Orman arasında, Avena'nın teorisi doğrultusunda araştırmaya giriştikleri vakit iki kardeşin ağzını bıçak açmıyordu. Sessizlik içinde ağaçları, çalıları, kütükleri ve akıllarına gelen her yeri inceliyorlardı. İncelenmesi gereken geniş bir bölge vardı. Hava kararana kadar ellerinden gelen en hızlı şekilde incelemeye devam ettiler.

     Bir kayayı kenara çekmek için gücünü kullanmaya çalışan Avena "Peki Himme'ye ne dediniz?" diye sordu. Kaya büyük bir yavaşlıkla kaymaya başladı. Altında böceklerden başka bir şey yoktu. Gözlerini devirip çalıları geçti.

     Daldan sarkarak yukarıları kontrol etmekte olan Viyolen dudaklarını birbirine bastırdı. Utanç duyan bir sesle "Hiçbir şey söylemedik," dedi. "O bize, gitmek istiyorsak gidebileceğimizi söyledi."

     "Çok düşünceli," diye homurdandı Avena.

     Felia ona bir bıçak fırlattı. Bıçak gözünün önünden geçip ilerideki toprağa saplandı.

KÜLKURDU | SYREN EFSANESİ 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin