BÖLÜM 4

224 23 3
                                    

     Arev'in sınır nöbetçilerinin sayısı beklediklerinden de az olduğu için duvara tırmanarak diğer tarafa geçmeleri hiç zor olmadı.

     "Şuna bak Viyolen!" Felia etrafta gördüğü her şeye hayranlıkla bakıp abisine ve Avena'ya göstermeye çalışıyordu. Arev'in kasabaları Nodra'nınkilerden çok farklı değildi ama satılan ürünler bazen şaşırtıcı olabiliyordu.

     Abisini başka bir tezgâha çeken Felia satıcının önündeki kurbağaları işaret etti. "Bütün kıtayı avuçlarının içi gibi biliyorlar," dedi satıcı. Kurbağalardan birini eline aldı. "Bir yer söyleyin ve size yol göstermesini izleyin." Satıcının avcundan aldığı kurbağayı inceleyen Felia, Avena'nın da görebilmesi için hayvanı havaya kaldırdı.

     Avena ağzının içinde "Bu sahtekârlara inanma," diye geveledi. "O elindeki şey iki adım önündeki suyu bile bulamaz." Satıcı bunu duymamıştı ama Felia surat asarak kurbağayı adamın eline bıraktı. Ters bir bakış atmayı da ihmâl etmedi. Yeniden yolun iki yanına dizilmiş tezgâhları ve dükkanları geçmeye başladıklarında hepsinin gözü bir ahır arıyordu.

     "Daha önce Arev'e geldin mi?" diye sordu Viyolen. Bir yandan da at görmeyi umarak çevresini inceliyordu. Avena, vitrininde silahların sergilendiği dükkanın önünde bir anlığına oyalanırken "Gelmedim," diye cevap verdi. "Balhek'ten uzaklaşmaya içim el vermedi. Civar şehirlerde ya da sahipsiz arazilerde dolaşıp durdum."

     Çadır bezleri ve çeşitli ıvır zıvırlar satan dükkanı gözüne kestiren oğlan, "Ben bir kez geldim," diye açıkladı. "İki yıl önceydi sanırım. Kalabalık bir fgren grubunun saldırısını durdurmaya çalışıyorduk." Dükkanın kapısını itip zil sesi eşliğinde içeri girdiler. Dükkan sahibiyle koyu bir sohbete dalmış olan çocuk dışında içerisi boştu. Rafları incelemeye koyuldular.

     Sırtlarına astıkları malzemelerle yeniden ahır arayışına düştüklerinde Felia yanlarından kısa bir süreliğine ayrıldı. Onun arkasından bakan Avena kaşlarını çattı ama tek kelime etmedi. "Başını belaya sokmazsa şanslıyız," diye söylendi Viyolen, kız kardeşinin arkasından. Yüzünde bıkkın bir ifade vardı.

     "Aynı zamanda hem sorumluluk sahibi hem de böyle fevri olmayı nasıl başarıyor?" Avena bunu sorarken sokağın sonundaki ahır görüş açılarına girmişti. Soru, yanında yürüyen oğlanı gülümsetti. Kalabalıkta yol açmak için Avena'nın önüne geçti. Omzunun üstüne kıza bakıp "Aslında kendi dünyasında yaşamayı sever," dedi. "Ama seninle tanışmayı uzun zamandır bekliyordu. Kahan ailemi kurtardığında annem Felia'ya hamileydi. Sana olan hayranlığı yüzünden olduğundan farklı davranıyor."

     Biraz hayret ederek "Neden?" diye sordu. Kendinde farklı olan herhangi bir şey yokken Felia'nın bu özel ilgisine anlam veremiyordu.

     Avena için yverlerden birini nazikçe ittirerek kalabalığı aralayan Viyolen düşünceli görünüyordu. "Hayatını sana borçlu olduğunu düşünüyor. Haksız da sayılmaz." Nihayet ahırdaki atlarla karşı karşıya geldikleri zaman satıcının yanına gitmek yerine hayvanları incelemeye başladılar. Atlar sağlıklı görünüyordu. Siyah bir kısrağı sevmekte olan Avena "Onu sormadım," diye üsteledi. "Neden benim yanımda başka biri olmaya çalışıyor?"

     Viyolen kahverengi bir atın dizginlerini tutup ona baktı ve "Aslında..." diye açıklamaya başladı. "At mı alacaksınız?" diye soran satıcı araya girince derin bir nefes alarak sustu. Avena başlığının gölgesine gizlenmişti. Nazik bir sesle "Üç taneye ihtiyacımız var," dedi. "Ne kadara satıyorsunuz?"

     Avena'nın tuttuğu siyah kısrağa bakan adam ellerini göbeğinde kavuşturdu. "O kısrak on tin. Diğerleri için altı tin yeterlidir."

KÜLKURDU | SYREN EFSANESİ 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin