BÖLÜM 20

128 18 1
                                    

     "Pek de umduğum gibi görünmedi."

     "Daha fazla altın tozu kullansak..." Felia da Himme gibi sonucu pek beğenmemişti.

     Avena derin bir nefes aldı. "Bunu yapabileceğine emin misin, Himme? Kafamda bir karıncalanma hissediyorum. Yanlış bir şey mi yaptın?"

     Kızın saçlarını taramaya devam eden Himme "Kapa çeneni," diye çıkıştı. Bir yandan da kitabı okumaya çalışıyordu. "Gücümü buna nasıl adapte edeceğimi çözemedim. Lanet olsun."

     Vhal'deki kitapçıları tek tek gezen Himme eski bir el yazması bulmuştu ve bütçelerinin yarısını bu kitaba yatırmakta sakınca görmemişti. Çünkü kitapta parelam gücü kullanarak fiziksel görünüşü değiştirmek hakkında koca bir bölüm vardı. Kahan'la karşılaşmalarından sonra hepsi kitabın üstüne atlamıştı. Ama bahsi geçen bölümü defalarca okuyan Himme'ye göre bu işlemi uygulamak neredeyse imkansızdı.

     Avena aynadaki görüntüsüne baktı. Siyah saçlarına serptikleri altın tozu parlıyordu. Himme'nin bu tozu saçlarına yedirmek için gücünü kullanması gerekiyordu. Ya da kitapta buna benzer bir şeyler yazıyordu. "O dili okuyabiliyor musun?" diye sordu. Kitabın sayfalarında ne yazdığını okuyamıyordu. Felâket Yıllarına ait kelimelerle doluydu. "Bunu gözlerim için denemene asla izin vermem."

     Burun kıvıran kadın "Sonucu görünce bana yalvaracaksın," diye tersledi onu.

     Sonraki bir saat boyunca Himme saçlarını altın tozuyla birleştirmeyi başardı. En azından başardığını iddia ediyordu çünkü o ve Felia, Avena'nın görmesine izin vermiyorlardı. Sıra gözlerine geldiğinde Himme eline bir yaprak aldı. Altın tozu için harcadıkları paradan sonra Aryen onları azarlamıştı. Himme de seçenekler içinde zümrütü ve diğer değerli şeyleri eleyip yaprak gibi basit bir malzemede karar kılmıştı.

     Avena artık uyumaya başlayacağı sırada "Bitti," dedi Himme. "Gözlerini aç da kontrol edelim."

     Gözlerini yavaşça araladı.

     Felia ve Himme onu dikkatle süzdü. Biri ona dikkatli bakınca huzursuz olduğundan onlar incelemeyi bitirene kadar içinde bulundukları odaya baktı. Vhal'den ayrılıp Kroelya'daki tüccardan aldıkları belgeyi kullanarak Ywa'ya girmeyi başarmışlardı. Tüccar onlara saklanmaları için başkent dışında bir ev ve sınırsız kaynak tahsis etmişti. Ev gibi içinde bulundukları oda da kaliteli eşyalarla döşeliydi. Kapının olduğu duvarın karşısı tamamen camlarla kaplıydı. Uzun, açık kahve perdeler ve tüller içerinin görünmesini engelliyordu. Ama ışığın içeri girmesine izin veriyorlardı. Raflarda mumlar, biblolar ve çeşitli bitkiler vardı. Bir kenarda süslü yorganlarla örtülü yatak, yatağın yanında bir komodin, boş duvarı tamamiyle kaplayan devasa bir kıyafet dolabı ve camın önünde konumlandırılmış bir tuvalet masası vardı. Her şey kahverengi ve beyazdan ibaretti.

     Sonunda Felia, tuvalet masasındaki aynaya bakması için Avena'ya izin verdi. "Tanınmayacak hâldesin." Avena'nın siyah saçları altın rengi bir sarıya dönüşmüştü. Siyah gözleri de berrak bir yeşil hâlini almıştı. Yansımasına bakarken heyecandan nefesi tekledi. Himme eseriyle gurur duyuyordu. Yüzündeki yorgunluğa bakılırsa duymalıydı da. Rengi hastalıklı bir yeşile dönmüştü. "Nasıl buldun?"

     Avena sadece "Çok güzel," diyebildi. Hayatı boyunca herkesten farklı olmuştu. Siyah saçları ve siyah gözleriyle toplumun içindeki bir leke gibiydi. Her zaman diğerlerinin renkli bakışlarına hayranlık duymuştu. Işığı soğurmak yerine yansıtan saçlara özlemle bakmıştı. Şimdi kendini çok daha normal hissediyordu.

     Kapı çaldı. Felia gözlerini Avena'dan ayırmadan "Girin," diye seslendi. Başını içeri uzatan kişi Akrab'dı. "Yemek için bekliyorlar. Ve- Bu da kim?" Avena'ya bakarken kaşları çatılmıştı. Üç kadın da oğlanın ne tepki vereceğini görmek için sessizce bekledi. Akrab, Avena'nın yeşil gözlerine bakmaya devam etti. Kaşları gittikçe çatıldı. Ve sonunda tamamen odaya girdi.

KÜLKURDU | SYREN EFSANESİ 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin