22. Bölüm

109 13 1
                                    

Fulyadan

Peşimden Alex hızlı adımlarla geldi koluma girip çekiştirdi
"Hadi hemen gidelim Bilge gelebilir"

"Gelmez,gelsede umrumda değil"

"Saçma sapan konuşma aldın işte intikamını Yiğitte senin gibi oldu ailesinden kimse kalmadı Bilge hariç"

"Merak etme Bilge de çok yaşamayacak Yiğit de benim gibi tek tabanca kalacak"

"İyi afferim helal sana kim tutar be seni" diyerek arabanın arka kapısını açıp beni itti

Kapımı kapatıp şöför koltuğuna geçti. Arabayı hızla kaldırıp giderken otelin girişinden bana bakan Yiğiti gördüm. Hiç bir şey yapmadan sadece bakıyordu. Yüzünde aylardır alışık olmadığım bir ifade.

Korktuğum başıma gelmişti Yiğit bana tiksinerek bakıyordu. "Dur!" Diyerek bağırdım

"Ne oldu"

"Yiğitle görüşmem lazım"

"Hayır o şuan çok sinirli delirdin mi?"

"Durdur yoksa arabadan kendimi atacağım. Yaparım bilirsin!"

Sağa çekip durdu, kapıyı açıp inerken
"Yiğiti böyle severken neden ondan nefret ediyormuş gibi konuştun? Çünkü onu ordaki adamlardan korumak için. Asım ve babasın dan sonra Yiğiti çerez gibi yerler diye öyle davrandın! Şimdi gidersen onlar senin Yiğiti önemsediğini düşünecek. Seni yenmek için Yiğiti öyle bir kullanırlar ki. Sen ucunda ölüm olduğunu bilsen bile gidersin. Eğer şimdi gidersin bir saat sonra Yiğitin ölüm haberini alırsın. Bunu sen ben den daha iyi biliyorsun. Ve ona biraz zaman ver. Ya da git şimdi güle güle"

Kapıyı kapattım "devam et"

Eve gelince Songülün ve diğerlerinin işine son verip gönderdim. Artık yerimiz yurdumuz belliydi onları tehlikeye atamazdım.
Alex yanıma geldi "ne zaman gidiyoruz burdan"

"Ben hiç bir yere gitmiyorum"

"Delirdin mi Bilge buraya adamlarını çoktan yollamıştır"

"Şuan bununla uğraşacağını sanmıyorum" diyerek mutfaga gittim

"İyi teorilerle otur hiçbir şey yapma"

Bi bardak içki alıp Alexin yanına geldim "böyle panik yapacaksan lütfen sen de git"

"Songülü,Kurtuluşu neden gönderdin? Sen de biliyorsun olacakları"

"Yemin ediyorum beni düşmanlarım değil senin bu hallerin öldürecek"

"Ne halin varsa gör gerçekten" diyerek yukarı çıktı

Allahım ya bir de trip yiyorum sanki kocam!

Bir kaç basamak indi "ilerisi belli mi olur bebeğim. 6 yıl sonra ikimiz de evlenmezsek beraber evlenelim mi?"

"Seninle evlenmek mi?" Diyerek güldüm

"Evet, çocuk falan yaparız akşamları balkonda kahve falan"

"Tamam 6 yıl sonra alırsın nikah tarihini"

"Anlaştık ortak" diyerek yukarı çıktı

6 yıl ne uzun bi süre o vakite kadar yaşayacağımı düşünmüyorum.

....

Saate baktığım da gece yarısını geçiyordu dışardan gelen araba sesiyle ayağa kalktım. Alex çoktan uyumuştur ve de onun gereksiz yere yaptığı panikle uğraşamazdım. Silahımı yanıma alıp dışarı çıktım. Bu Yiğitin arabasıydı onu gördüğüme sevinecek olsam da diyeceklerinin şimdiden canımı yakacağını biliyordum.

Beni görünce durup hışımla arabadan indi olabildiğince yavaş adımlarla ona yürürken o benim aksime hızlı adımlarla yanıma geldi.

Yiğiti tanıdığım dan beri hiç görmediğim bir kızgınlıkla bana bakıyordu. Burnundan solumak deyimi sanki kendinisi için vardı. O konuşmayınca ben söze girdim

"Ee hintliler gibi bakışmayamı geldin?"

"Neden yaptın ya! Neden"

"Orda gayet açıklayıcı anlattığımı düşünüyorum"

"Sen ne kadar kalpsiz,vicdansız birisiymişsin. Ailemin ölümüne ben sebep oldum. Senin gibi vicdansız birini onların da hayatına soktum. Ya seni Allah kahretsin ya. Annem den Gözde den ne istedin! Babam ve dedemle aram hiçbir zaman iyi olmadı. Çünkü onların istediği gibi bir evlat değildim. Ama annem, kız kardeşim onlar benim her şeyimdi ben onlarsız delirecektim. Her yerde aradığım bulunca kendi ellerimle öldüreceğim kişi demek sendin. Ben senin yanında ağlıyordum sen ne düşünüyordun içinden gülüp eğleniyormuydun?"

İğrenerek baktı "bu kadar şeref yoksunu nasıl olunuyor anlatsana? Hee nasıl böyle vicdansız olunuyor!"

Derin bir nefes alıp etrafında döndü "Yemin ediyorum ailenin ölümüne babamın ve dedemin sebep olduğunu bilmiyordum. Ya Allah belamı versin gerekirse ben ölürdüm orda ama böyle bir şeye izin vermezdim. Ama ben de çocuktum senin yaşındaydım yaşadıkların kolay değil ama annemin ve kız kardeşimin bi suçu yoktu. Onların yerine beni öldürseydin. Bana onların ölümünü izletecek kadar da şerefsizsin. Bütün ailemi öldürdün ben hiç bir şey yapamadım. Ben bu kadar mı acizim bu kadar mı beceriksizim"

Uzunca baktı "hayır, bir başkası olsa yemin ederim öldürürdüm. Ama sen de bir başkasısın değil mi? Neydi? He Fulya. Bana Eda deme diyordun anlam veremiyordum şimdi anlıyorum"

Söylediği sözler tokat gibi yüzüme iniyor her cümlesi içimi delip geçiyordu. Nasıl sarılmak istiyorum şimdi sana Yiğit bilemezsin annen ve kız kardeşin için milyonlarca kez özür dilemek istiyorum. Seni bu denli üzdüğüm için beni affet sevgilim.

"Eeee bittimi zırvalaman" diyerek Yiğite baktım

"Sen den iğreniyorum bu kadar kalpsiz vicdansız olunmaz"

"Bir daha seni evimin ve ya çevremin yanında görmeyeyim. Bu kadar sabırlı ve sakin olmam. Hadi bakalım seni mezarlığa uğurlayalım güzel bir aile mezarlığı yaptır" diyerek arkamı dönüp bir kaç adım attım. Hissettiğim şeyin bir gün gerçek olacağını biliyordum. Keşke ben den nefret ettiğini söylemek yerine ilk bunu yapsaydın sevgilim.

"Fulya bir adım daha atma!" Diyerek bağırdı

Arkamı döndüğüm de önce Yiğiti sonra bana doğrulttuğu silahı gördüm. İstesem silahı çekmeden engel olurdum ama istemedim içindeki ateşi söndürmek istiyor varsın söndürsün bana iğrenerek bakmasından bin kat iyidir.

"Eee bunumu gösterecektin" diyerek güldüm

"Sen de öleceksin Gözde ve annem gibi"

Gülümseyip ona doğru ilerledim. Bilmiyor ki ondan gelen her şey başımın üstüne.

"Yaklaşayım şimdi nişan almayı beceremezsin falan"

"O kadar laf söyledim ama hâlâ umursamazsın. Yüzsüzsün senin gibi birisini öldürünce dünya ya iyilik yapmış olacağım"

Bana bakmak istemiyor hâlâ çok seviyordu. Lütfen vazgeçme sevgilim beni aileme kavuştur inan hiç canım yanmayacak onları çok özledim.

Eli tetikte ama titriyordu derin bir nefes alıp başıma nişan aldı. Aileme kavuşmama saniyeler kalmıştı.

DivanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin