Geçen gün Bakugou'nun 15 yaşından 18 yaşına kadar kaç kişiyi ' otoerotik asfiksi' şeklinde boğarak öldürdüğü kişi sayısını hesapladım arkadaşlar 99 değil 102 kişiymiş ... 3 kişi fazladan boşuna öldü
Biraz kısa gelebilir ama umarım keyif alırsınız iyi okumalar. Yazım ve mantık hataları yüzünden de üzgünüm.
Yokohama 3 Aralık 2004 Cuma
Kendine bir bardak portakal suyu alıp açık olan televizyon en iyi şekilde gözlemlemek adına koltukta güzel bir yere oturdu. Haberler öncesi sevimli hayvan gösterimini hoş bir kahkaha ile izledi. Çalan kapıyla portakal suyunu sehpaya bıraktı ve kapıyı açmak için adımladı. Karşısında gördüğü adam ile yüzünü ekşitti
"Geçmeme izin vermeyecek misin eski dostum." Omeganın havaya yaydığı talepkâr rezene feromenine burun kıvırmış ama adamın eve girebilmesi için biraz çekilmişti. Omega koltuğa oturmuş, kadının bıraktığı yarım portakal suyunu da alıp gözlerini televizyona dikti.
"Acının bir insana yapığı şeyi seviyorum." Gri gözleri televizyondan bir kere bile ayırmadı. " O küçük kızı görüyor musun?" eliyle ekranı gösterip polis memurunun ellinden tutan 11 yaşındaki kız çocuğunu gösterdi "İşte o benim Louhi'm. Baba bir akıl hastası bir alfa, annesi de geçirdiği bir psikolojik travma yüzünden akıl sağlığını kaybetmiş işkolik omega. İşin komik tarafı iki ebeveynine oranla kızın zekası azımsanmayacak kadar iyi. Aynı diğer iki oyuncağım gibi ama aralarından biri benim favorim"
"Neden? Bu çocuklara baktığında gözlerinde onların insan olduğu fikrinden tamamen uzak bir parıltı var. Kendi torununa bile aynı bakışı atıyorsun." Yeşil saçlı tıknaz kadın kendisini korkutan güçlü omegaya sert çıkışmaya çalıştı. " Neden benci..." Kadın kollarının sıkılıp bedeninin sertçe sarsılmasından dolayı cümlelerini kuramamıştı.
"Kapa çeneni İnko çok baş şişiriyorsun." Bedenini koltuktan kaldırdı koltuğun yanında olan ama birebir yeşil saçlı kadının gözlerine bakabildiği şifonyere yaklaştı, parmakları beyaz meşe ahşabı okşarken konuştu. "Neden? Güzel soru üçü de savant teşhisi konulmuş üstün zekalı çocuklar, aileleri tehlikeli olan güçlü çocuklar doğurdular" Elleriyle saçlarını geriye doğru taradı. " Ellerindeki her şeyi alıyorum, sevgiyi, güveni...Bir insana dair hissettikleri her şeyi ardından genlerini ve zekalarını kullanmak için onlara biraz sevgi veriyorum."
Ortama kendi rezene kokusunu yaydı, kokuyu beğenmesiyle gülüşünü büyüttü. Onlara genellikle kötü olmakla suçlanmış Tanrıların isimlerini veriyorum. Güçlü, kötü ve benim dışımda kimsenin onları sevmeyeceğini unutmamaları için... Sanırım bunu yapmayı bu denli çok seviyor olmamın nedeni bana hissettirdiği güç. Bende Tanrı'yı yönetebilen Tanrı hissi veriyor. Sence de öyle değil mi, İnko?"
"Sen sadece kafayı yemiş bir orospu çocuğusun pislik, zavallı küçük çocukları sırf kendi egonu daha fazla tatmin etmek için kullanıyorsun." Kadın yastığa tırnaklarını geçirirken konuştu.
"Biliyorsun İzuku'da çok aptal değil hem Hisashi'nin de normal bir adam olmadığını biliyoruz" Parmakları annesinin kucağında oturan 4 yaşındaki yeşil saçlının fotoğrafını okşarken konuşmaya devam etti. " Mars'ı istiyorum İnko, nasıl olduğu ya da bunun için ne yaptığın umurumda değil hakimlere yalvar, çocuğu kaçır ya da iyi bir sürtük ol." Kadının sinirden ayaklarını hızlı hızlı titretmesine gözlerini devirdi." Mars'ı alamazsam senin de İzuku'yu bir daha göremeyeceğin konusunda sana güvence verebilirim." Kadına ince bir gülümseme verip, çerçeveyi parmağı ile itip düşürdü. Yere çarpa çerçevenin gürültüsü, etrafa saçılmış cam parçalarının varlığı değildi kadını korkutan havadaki gergin atmosferdi bu yüzden kadın gözyaşları eşliğinde nefesini tutmuştu .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oda:207 (Omegaverse - Bakushima)
Fanfiction"Bütün dünyayı yakabilecekken senin için yanmayı göze alıyorum , doktor. "