His Highness' Secret Accountant [NOVEL ÇEVİRİ]

5.bölüm

Sadece ifadesinden biliyordu. O kadın onu pek sevmiyordu.

Ayla kaşlarını çattı. Rose'un kendisine sabitlenmiş bakışlarından kaçınmaya zahmet etmedi.

“Jaden Serdian'ın kızı olduğunuzu söylemek için büyük cesaretiniz var. Bırakırım ama başkalarının önünde aynı tavrı sergilersen hayatın tehlikede olabilir.”
“…”
“Pozisyonunuzu unutmayın. Artık asil bir kadın değilsin. Ayla Serdian Hanım.

Ayla, Rose'un sözlerine bir cevap bulamayınca bakışlarını yere indirdi.

"Daha dikkatli olacağım…"

Artık asil bir kadın olmadığını. Uyarı sözleri kalbinin derinliklerine saplandı.

***

Düşük rütbeli bir hizmetçinin işi başlı başına basitti ama asil Ayla Serdian için kolay değildi.
Hayatında ilk kez bulaşıkları yıkarken kaç tabak kırdığını bile sayamadı.

'Yani tek bir şey yaparken bu kadar çok tabak mı kırdın?!'

Keskin, kıdemli hizmetçinin sesi hala kulaklarında çınlıyor gibiydi.

Bu sayede temizlik ve çamaşır yıkama gibi nispeten kolay şeyleri yapabildi, ancak hatalar sonsuzdu.

"Pekala, bir gün buna alışacaksın. ”

Paspaslamakta olan Ayla'nın yanında iki silüet yansıdı.
Soylulardan olduğu anlaşılan hanımlar, sanki Ayla'yı görmemiş gibi heyecanla sohbet ettiler.

"Bu sefer gelen düşük rütbeli hizmetçiler arasında Kont Serdian'ın saygıdeğer kızının olduğunu mu söyledin?"
"Saymak? Ne sayılır. Artık saygın bir kız değil, sıradan insanlardan daha beter.”
“Eh, ellerini hazineye koyduğunu ve kızını geride bıraktığını duydum? Gerçekten vicdanı yok.”
"Aynen öyle. O sadece, ünvanı ve serveti tamamen elinden alınmış, düşmüş bir asildir.”
"Ayrıca sorun çıkardığını duydum. Dün gece bütün çamaşırları yakan çocuğun o olduğunu duydum?”
"Böyle bir baş belası nereden çıktı... Baş hizmetçi çok üzülmüş olmalı."
"Bu arada, yeni Grandük'ün bu sefer batı sarayında kalacağını duydum. O kim… Bunu dört gözle bekliyorum!!”

Ayla, paspası tutarak yumruklarını kuvvetle sıktı.

***

"Yarından itibaren batı sarayında kalacak olan Büyük Dük Owen Arrot'a katılacaksınız."
"Ne? Ama ev işleri yapıyorum… Ben düşük rütbeli bir hizmetçiyim.”

Gül, Ayla'nın sözlerine cevap vermeden devam etti.

“Büyük Dük uzun süredir sarayın dışında yaşıyor, bu yüzden saray hayatı onun için zor olacak. Ayla Hanım hala asil bir soydan geliyor, bu yüzden ona yardım etmenizi tavsiye ederim.”
"Ama yine de, benimle tartışmadan..."
"Program çizelgesi size görevli hizmetçi tarafından getirilecek. Lütfen elinden gelenin en iyisini yap."

Rose'un kendini fazla abarttığı belliydi.

Hayır, yanlış bir şey var.
Tabakları kıran, çamaşırları yakan, Grandük'e katılmak için…
Grandükler söz konusu olduğunda, en azından Majesteleri'nin prensleri veya akrabalarıydı.

"Dün bana durumumu unutmamı söyledin ve şimdi asil doğumumdan mı bahsediyorsun?"

Ayla kaşlarını çatarak homurdanarak yerine geri döndü.

Aynı zamanda mavi gözleri büyüdü.
Temizlikle parlayan zeminin her yerinde siyah ayak izleri vardı.

İnanılmaz manzara karşısında Ayla'nın yüzü bir anda kıpkırmızı oldu.

Öfkeli bir şekilde etrafına bakınan Ayla, gözlerini hedefi üzerine dikti.
Adamın siyah ayak izleri bırakarak uzaklaştığını görmek, Ayla'nın ağzının kenarlarını acıyla havaya kaldırdı.

'Seni küçük... İşte oradasın.'

Islak giysiler ve omzuna takılan alet çantası.
Adamın görünüşü perişandı ve muhteşem Kraliyet Sarayı'na hiç uymuyordu.

Ayla hıçkırarak adamın arkasında durdu ve hafifçe omzuna vurdu.

"Affedersiniz. Bay Court müzisyeni mi?
"Ne?! Ben mi?"

Adam, omzunda hissettiği tuhaf dokunuşa hızla vücudunu çevirdi.

Sarışın, genç görünümlü adamın seçkin görünümü ve yakışıklı özellikleri kesinlikle göze çarpıyordu.
Tabii ki, kirli zemin onun için daha önemliydi, bu yüzden yardım edemedi ama bunu hiç umursamadı.

"Evet. Burada senden başka kim var? Saraya ilk gelişiniz gibi görünüyor ama burası kimsenin girebileceği bir yer değil. Üstelik o ayakkabılar!! Ne için buradasın bilmiyorum ama bence gitsen daha iyi olur."