Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hyunjin bulduğu boşluktan dudaklarını oynatmaya başladığında zihninde çalan 'ateşle oynuyorum' sözlerine karşı sırıtıyordu. Bir elini iyice ensesine sardığında Chris, öpüşünün sertliğine dayanamayarak inledi tek elini Hyunjin'in beline doladığı gibi kendine yapıştırdı.
Tanrım, bu çocuk şimdiden onu çıldırtmıştı ve şimdi de iyice baştan çıkarıyordu. Dolgun alt dudağını kavrayıp sıkıca emerek dilini gezdirdi üzerinde, boştaki elini de Hyunjin'in iki yanından sarkan bacaklarından birinin üstüne koymuş okşamaya başlamıştı.
Siktir, çok iyiydi.
Başını yana yatırmasıyla ona kolaylık sağlamıştı, bu sebeple aralık dudakların arasından dilini küçüğün ağzına itti ve dillerini birleştirdi. Hyunjin sızlandı, bu ona çok güzel gelmişti. Parmakları ile Christopher'ın, simsiyah saçlarını çekerek daha fazlası için ona yaklaştığında bacağındaki el ona yardımcı olmuş ve bacaklarını beline dolamasını sağlamıştı.
Bang Christopher gerçekten çok tehlikeli bir adamdı ona göre, bunca zamandır bir kez bile cinsel arzuyla dolmamış bedeni onu gördüğü gibi istemiş şimdi ise sert öpücükleriyle Hyunjin'i delirtecek raddeye gelmişti.
Ara sıra dudaklarını öpüyor, ardından öptüğü yeri sıkıca emiyordu. Plan ikisinin de aklındaydı ama tek düşündükleri birkaç dakikadan zarar gelmezdi. Nefessiz kalana kadar öpüştüklerinde ilk çekilen Chris olmuştu.
Hyunjin ellerini ensesinden almadan başını geriye atarak kahkaha attı. "Tanrım! Çok harikaydı!"
Göz devirdi. "İlk defa öpüşen birine göre uzun soluklu öpüşüyorsun."
Sırıttı. "O da Hwang Hyunjin özelliği olsun."
Baş parmağı ile Chris'in ıslak duran alt dudağını temizleyerek kendisinden bulaşan parlatıcı kalıntılarını temizlemiş ardından tezgahtan atlayarak yere inmişti.
"Evet! Hadi gidelim, çıkar beni buradan."
Chris için çıkmaktan kolay yoktu, burada onun düşman olduğunu bilen tek kişi şu an yanındaki çocuktu. Kafasını sallayıp tuvaletin kapısını açtıktan sonra dışarı çıkıp etrafta gözlerini gezdirmiş Hyunjin'in babasının burada olmadığını fark edince, "Gel benimle," diyerek elinden tutarak dışarı çekmişti.
Seri adımlarla asansör yerine merdivenlere yöneldiğinde Hyunjin bir kez daha onun zeki bir adam olduğunu aklına kazıdı ve boşluğa düşen eli ile sekerek merdivenleri inmeye başladı. İkisi de ses çıkarmadan iniyor, Chris arada telefonunun ekranını açıp bakıyordu.
Beraber en aşağı kata kadar soluklanmadan indikten sonra lobiye gelince gözlerini yanındaki adama çevirdi. "Peder yokluğumu fark edince büyük bir ihtimal kameralara bakacak ve seni görecek. Ayrı çıkayım mı?"
