"Oh Maria, I'm saying this for you
Why are you trying so hard?
You're already beautiful""Neler oluyor?"
Felix, kahvaltı masasında oturduğu Jisung'a doğru evdeki bu gerilimin nedenini sorarken Jisung da fark ettiği şeyle meraklanmış ama o da bilmediği için, "Bilmiyorum," diyerek kestirmişti. "Jeongin, sen biliyor musun?"
Jeongin biliyordu ama bunu söylemezdi. "Hayır," deyip arkasına yaslandı. Kahvaltı masasında sadece üçü vardı, ne Minho, ne Chan ne de Changbin gelmişti. Hyunjin de odasından çıkmamıştı, Seungmin ise kısaca yiyip odasına çekilmişti.
Onlar bu evdeki yüksek tansiyonla kalakalırken Hyunjin uzandığı yataktan ayaklandı ve dolaptan kendine kıyafet çıkarıp üzerini giyinmeye başladı. Paraya ihtiyacı vardı ama bunu Chan'dan almazdı bu yüzden eve girmeliydi.
Chan'ın nerede olduğunu bilmiyordu, merakta etmiyordu çünkü bunu ona kendisi yapmıştı. Merak etmemesi onun suçu değildi. Gece yaşadığı diyaloglardan sonra Chan hiçbir şey demeden evden çıkıp gitmiş, Hyunjin de arkasından "Aptal," deyip odasına çekilmişti.
Çıkardığı siyah dar pantolonu giydikten sonra üstüne siyah bir tişört ile deri ceketi geçirip saçlarını topladı. Kimseye ses etmeden evden çıkmış, sonunda kavuşabildiği sokaklar ile sırıtmıştı.
Daha sabah vaktiydi bu yüzden akşama kadar kafasını dağıtmak ve şehri gezmek istiyordu. Ama ilk önce para alması lazımdı. Odasındaki küçük bir kasada yıllardır eline geçen her parayı koyduğu için büyük bir birikim vardı bu yüzden tek düşündüğü odasından başka ne alması gerektiğiydi.
Kendi kendine keyifle sırıtıp ilerlemeye devam ederken "Hyunjin?" diyen sesi duyduğu gibi sevinçle ona baktı. "Changbin!"
Changbin de şirketten geliyordu, gece kimsenin keyif kalmayınca o ve Minho da çalışmak için şirkete geçmişler ama o sıkıldığı için dönmek istemişti. Arabayı sokakta gördüğü Hyunjin'in yanına çekerken, "Nereye?" dedi merakla.
Hyunjin omuz silkti. "Eve."
"Eve mi? Oraya geri mi dönüyorsun? Ama neden?"
"Hayır." Güldü. "Birkaç işim var. Gelirim, çok özleme beni."
Changbin normalde olsa gülebilirdi buna ama o an merakla sordu. "Hyunjin, dün, Chan ile..."
Hyunjin rahat bir tavırla ellerini cebine koydu. "Yakışıklı," deyip arabanın camına doğru eğilmiş sonra da göz kırpmıştı. "Hiçbir şey benim umurumda değil." Sırıttı. "Amacım Chan'a kendisinin ne olduğunu göstermekti ve yaptım. Ona dedim ki, kimse benim karşımda duramaz."
Aklına gelen cümleler ile gülüşü büyüdü. "O bile."
Ardından da şaşkına dönen Changbin'in yanağından makas alıp ilerlemeye başladı. "Şimdi kaçtım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
red lights, hyunchan ✓
Fanfictionşimdi söyle bana benden nefret ettiğini. | psikopati, psikolojik