"Hands on each other Couldn't stand to be far apart Closer the better"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Cumartesi gününe kadar herkes normal hayatını yaşıyordu, Hyunjin ise sessizce onları izliyor karakterlerini çözümlemeye çalışıyordu. Chan'ın makine mühendisliği bölümünden silah mühendisi olduğunu öğrenmişti mesela.
Aşırı baharatlı yiyecekleri yiyemiyordu. Minho ve Seungmin sevgiliydi fakat bunu Chan'a söylememişlerdi ve Hyunjin, Chan nasıl fark etmedi şaşırıyordu.
Hatta evdeki kimse bilmiyordu onların böyle olduğunu ve Chan'ın, Minho için kardeşine karşı tutumuna iyi bir ağabey dediğini duyunca kendini tutmadan kahkaha atmıştı.
Hyunjin insanları iyi izleyen biriydi, bu yüzden kendini Sherlock Holmes'a benzetirdi çok. Küçüklükten beri onun kitaplarını okuduğu için insanları hızlı ve ayrıntılı inceleme alışkanlığı edinmişti.
Seungmin ve Minho'nun ilişkisini ise ilk onların bakışlarını sonra da Minho'nun hareketleri ile anlamıştı ve bir günde öpüşürlerken basmıştı fakat bir şey demeden odadan çıkmıştı.
Felix'in o yumuşak duruşunun altında hala tehlikeli bir varlık yattığını biliyordu, bunu bizzat görmemişti ama göreceğinden emindi.
Şimdi ise akşam depoda onları gizlice izlemek adına Chan, Minho, Changbin ve Jeongin gitmişti diğer dörtlü ise evdeydi. Hyunjin, Chan'ın kitaplığından aldığı Sherlock Holmes kitaplarından birini okuyordu salonda tek başına.
Jisung ve Felix yine mutfakta muhabbet edip kahve içiyorlardı, onu saymıyorlardı. Seungmin ise kendine odasındaydı. Kafasını kaldırıp saate baktığında gece on ikiyi geçtiğini gördü Hyunjin, bitirdiği kitabı yerine koymak için ayaklandı ve Chan'ın odasına doğru ilerlemeye başladı.
Ama Seungmin'in odasının önünden geçtiği zaman çocuğun oturduğu sandalyede karşısındaki kitaplıktan bir şeyler almaya çalıştığını fark etti. Kaşları direkt şüpheli gördüğü kitaplık ile çatılırken odaya gitmek yerine sessizce kapıda durmaya başladı.
O kitaplık sağlam durmuyordu.
Tam da tahmin ettiği gibi olmuştu.
Seungmin'in elini uzatarak üst raflardan almaya çalıştığı bir kitapla beraber kitaplıkta onun üstüne doğru düşmeye başladığında, "Seungmin!" diye bağırarak kendi kitabını fırlattığı gibi koşarak Seungmin'i kenara itti ve sırtını düşmek üzere olan kitaplığı döndü.
Jisung ve Felix duyduğu sesle anında, "Seungmin!" diye bağırarak odaya geçtiklerinde Seungmin yerde uzanıyor, bütün kitaplar etrafa saçılmış ve Hyunjin ise sırtındaki dev kitaplık ile eğilir bir pozisyonda duruyordu.
"Seungmin'i kaldırın," deyip sırtını acısını umursamadan Felix ve Jisung'a doğru konuştuğunda çocuklar onu onaylamış ardından Hyunjin de içine geçmek üzere olan eşyayı kendini geri geri getirerek zorlukla doğrultmuştu.
