"You ask me what I'm thinking about
I tell you that I'm thinking about
Whatever you're thinking about""Changbin."
Felix tuttuğu poşetler yüzünden zorlukla evin kapısını açarken koltukta uzanmış bilgisayarı ile uğraşan Changbin, sevgilisinin sesini duyduğu gibi ayaklanarak hızla ona yardıma gitmişti. Elinden torbaları alırken "Neden bu kadar çok şey alacağını söylemedin?" diye sormayı da ihmal etmemişti.
Beraber mutfağa geçerlerken Felix arkasından kapıyı kapatmış sonra da gülerek kendini tezgahın üstüne bırakmıştı. Acıyan avuç içlerini ovuştururken "Ben de beklemiyordum ki," deyip güldü. "Hep aklıma geldikçe yazıyordum listeye ve bir baktım ki alışveriş arabası ağzına kadar dolmuş. Seni de yormak istemedim."
Changbin kenardaki kremi alarak Felix'in ellerine sürmeye başladı. Genellikle Felix sürekli eli detarjandan çıkmadığı için hep ellerine iyi gelecek kremleri mutfakta tutardı. "Evdeydim zaten," deyip omuz silkti. "Bir şey olmazdı."
Bu sıralar kaostan grup olarak o kadar yorulmuşlardı ki hepsi dinlenmek, kafalarını boşaltmak istiyorlardı. Elbette hayatlarının her anında kaos yoktu fakat son zamanlarda üst üste gelen olaylar can sıkmıştı.
Felix onu azarlayan sevgilisine karşı gülüp yanaklarını sıkmaya başladı. "Bay Seo, neden kızgınken bu kadar haşmetli duruyorsunuz hım?"
Changbin gülerek ellerini ittirmeye çalıştı. "Dediğin cümle ile yaptığın hareketlerin alakası yok, bebekliyorsun bildiğin şu an resmen beni."
Elini Felix'in beline attığı an Felix boynuna sarılarak "Evet!" deyip bacaklarını da Changbin'in beline dolamış ve kucağına çıkmıştı. "Bebeğimsin sen benim, ısıracağım ağzını yüzünü. Bebeğim değil misin? Hem sevgilim, hem arkadaşım, hem kocam, hem de bebeğimsin!"
Changbin kalçalarından kavradığı sevgilisi ile salona gidip koltuğa oturduğunda Felix de onun kucağına oturmuş yanaklarını sevmeye devam etmişti. Liseden beri süregelen ilişkileri zamanla birbirlerine her şekilde uyumlu birer karakterler yaratmıştı.
Kimi zaman Felix, Changbin'in büyüğü gibi olup ona tavsiyeler verirken kimi zaman Changbin öyleydi. Bazen iki yakın arkadaş gibi şakalaşarak eğlenirler bazen de sevgililiğin getirdiği hareketleri yaparlardı.
"Evet, öyleyim güzelim," deyip kabul etti. Bunun üzerine Felix gülerek burnunu burnuna sürtmüş ardından da "Jisunglar gitti mi?" diye sormuştu. "Normalde damlayıp 'aile var' diye bağırması lazımdı."
"Çıktılar senden yarım saat sonra. Jeongin bu sefer kaçıran taraftı, yeni bir oyun mekanı mı keşfetmiş ne, dinlemedim pek."
"O zaman bir süre gelmezler?"
Changbin gözlerini kıstı. "Neler geçiyor aklından senin?"
Felix bu lafla gülüp bakışlarını sevgilisinin dudaklarına indirdiğinde yaramazca gülüp "Bence özel vakit geçirebiliriz," demiş ve belindeki bacaklarını sıkılaştırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
red lights, hyunchan ✓
Fanfictionşimdi söyle bana benden nefret ettiğini. | psikopati, psikolojik