"I had a dream
I got everything I wantedNot what you'd think
And if I'm being honest
It might've been a nightmare"Hyunjin dans etmeyi özlemişti, dans ederek bütün enerjisini atabiliyordu fakat belleğini evde unutmuştu. Bundan çok pişmandı. Şimdi ise yedi kişinin yaşadığı evde dans edemiyordu, hayır hayır kalabalık sorun değildi. Sadece belleği yoktu.
Babası da aramıyordu bu aralar. Pek umurunda değildi, zaten kendisini sevmezdi.
Dirseği camda, parmakları dudaklarında bunu düşünürken Chan arabayı evin bahçesine park etmişti. "Sen inme," dedi ve kendi ondan önce inerek Hyunjin'i bir çırpıda kucağına aldı.
Eli zaten kesilmişti, ve belli etmese de o da hasar almıştı. Bu yüzden bir zarar daha alsın istemiyordu, nedeni yoktu sadece istemiyordu. Evin kapısını ayağı ile çalarken Seungmin koşamadığı için onun yerine Jeongin koşmuş, "Hyung!" diyerek açmıştı kapıyı.
Chan ona göz kırpıp içeri kucağındaki çocuk ile girdikten sonra ilerleyerek onu salondaki koltuğa bıraktı. "Tanrım!" diye konuştu Seungmin mutlulukla. "İyisin! Çok korktum! Hyunjin, ben özür dilerim. Özür dilerim böyle olsun istemezdim, kalkıp sana yardım etmek isterdim."
Bacakları ona engeldi ve bu durumdan nefret ediyordu. Hyunjin ise bu evde karışamayacağı tek kişi varsa onun Seungmin olduğunu biliyordu. Çünkü o kalkıp ona yardım edemediyse bu babasının suçuydu, her türlü onun özür dilemesi gerekirdi.
Göz kırparak sırıttı ve ayaklarını koltuğun üzerine attı. "Tatlım, ne özür diliyorsun boş boş. Benim gitmem iyi oldu her türlü, bu arada telefonunu yürütmüştüm abinde şu an."
"Of umurumda bile değil telefon."
Seungmin duygu karışıklığı ile güldüğünde Chan, Minho ve Changbin'i yanına alarak ev olayını konuşmak için ayrı bir yere geçti. İkisi bu gece ev bulacaklarını söylemiş, işe koyulmuşlardı.
Hyunjin, Chan'ın odasındaki duşa girip duşun keyfini çıkarırken duştan çıktığında odaya Felix girdi aniden.
"Lan kapısız evde mi yaşıyorsun sen?"
"Gördüğün gibi?"
Felix de ona laf atarken gözlerini kıstı. "Sevmiyorum hiç seni."
"Ne tesadüf," dedi çilli sarışın. "Ben de seni." Elindeki şeyleri yatağın üstüne fırlattı. "Geç otur şuraya, eline pansuman yapacağım. Bok gibi kanıyor, farkında değil misin amına koyayım."
Lafının sonuna doğru Hyunjin'in yavaştan kan olan bornozuna bakmıştı, onun dediği ile Hyunjin de bakmış fark etmediği için gülmüştü. "Ne bileyim."
Felix kaşlarını çattı ama üstelemedi. Hyunjin ilerleyip bornozunu çıkarmadan bacak bacak üstüne atarak yatağa oturmuş, Felix de yanına oturduğu gibi eline pansuman yapmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
red lights, hyunchan ✓
Fanfictionşimdi söyle bana benden nefret ettiğini. | psikopati, psikolojik