Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Baby, I'm preying on you tonight!"
Hyunjin bağırarak barda çalan şarkıya eşlik ettiğinde Felix içkisini kaldırarak yudumlamış, eğlenen haliyle dans etmeye devam etmişti. Bu akşam üstü ansızın kapısına dayanan Hyunjin ile şaşırmış ve Hyunjin eğlenmek istediğini söyleyip kendisi ile beraber bir bara gelmişti.
Bar oldukça yüksek sesliydi ve kaç saattir burada olduklarını bilmiyorlardı, tek bildikleri sadece şu anda dışarı hava kararmıştı. Changbin ve Chan'ın haberi olduğu için merak edecekleri bir şey yoktu bu sebeple zaman önemsizdi.
Hyunjin ile göz göze geldikleri gibi tekrardan bağırarak şarkıyı söyledikleri zaman birkaç göz onlara dönmüş ama umursamadan kendi hallerinde dans etmeye devam etmişlerdi. Şüphesiz geldikleri andan beri zaten çoğu göz onların üstündeydi, bu daha hiçbir şeydi.
Hyunjin ile uzun uzun konuşmuşlar, aralarında Yongbok'tan dolayı olan tüm soğuklukları tamamen çözüme kavuşturmuşlardı. Birbirlerine karşı tamamen şeffaf olmak onları yakınlaştırmıştı ve şu anda delice eğlenen hallerine bakılırsa, bu da onu kanıtlıyordu.
"Jisung neden hala gelmedi?" dedi Hyunjin küfür ederek. "Adi puşt, bizi ektiyse onu gebertirim."
Felix bununla beraber kahkaha atmış, locaya oturmuştu. Hyunjin de hemen kendini yanına atarken koltukta yayılarak telefonunu çıkardı, "Jeongin aramış ve bir sürü arama var Chan'dan?" dedi kaşlarını kaldırarak.
Felix de kendi telefonunda gördüğü aramalar ile korkuyla arkadaşına baktı. "Aynı şekilde. Hyunjin, korkuyorum."
Hızla hesabı ödeyip bardan çıktıları anda sokakta durup Chan'ı aramış, saniyeler içinde yanıtlanan arama ile "Chan?" demişti ki ondan önce Chan lafını böldü. "Siktğimin telefonuna cevap vermemeni geçeceğim, Jisung sizinle mi?"
Jisung bugün onlara katılacaktı ama hala gelmemişti. Hyunjin bir şey olduğunu anladığı için direkt arabaya binerken "Hayır," demişti. Karşı taraftan Jeongin'in sinirli ve bağıran sesi yükseldi. "Biliyordum amına koyayım, biliyordum! Yok, bir şey geldi başına! Telefonu açardı o!"
Tamam, onlarla da değilse tek bir şey vardı.
Jinyoung intikam olarak Jisung'u kaçırmıştı.
Hyunjin'in zihninde geçen tek şey direkt gerçeği ona bağırırken Chan "Eve gelin," demişti. "Size de bir şey olmadan, Hyunjin çabuk eve gelin. Çabuk."
"Jisung'u bulabilecek misiniz?"
"Sikeyim!" diye bağırdı dayanamayarak. Jinyoung Hyunjin'in de başına bir şey getirirse düşüncesinden dakikalardır nefret etmişti ve telefonunu açmayan Hyunjin endişesini katbekat arttırmıştı. "Onu bulacağım ama eve gel Hyunjin, gelin lütfen hızlı olun!"
