"Better run, better run 'Cause here it comes, here it comes Better run, better run When the wolves come out to play!"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Kendi kendine konuşuyor Ji."
"Nasıl?"
Jisung şaşkınca Felix'e sorduğunda Felix omuz silkti. "Az önce gördüm, aynadan kendine bakıp sanki bir insan varmış gibi sohbet ediyordu. Tanrım, bu çocuk bir deli!"
O ağlar gibi bir ifade çıkarıp elleriyle yüzünü kapatıp mutfak masasına yaslanırken Jisung olayı çözmeye çalışmıştı ki Hyunjin duyduğu 'deli' kelimesi ile sırıtıp tekrardan aynaya döndürdü kafasını.
Deli rolü yapmak onun için en basit şeydi.
Kendi kendine kıkırdayıp, Felix'i nasıl korkuttuğundan zevk alarak banyodan çıkmış sonra da şüphe çekmemek için direkt salona gidip az önce kalktığı koltuğa oturmuştu. Gece boyu burada yatsa da Chan'ın arada gelip kontrol ettiğini biliyordu.
Kafasını geriye atıp iç çekti.
Hyunjin babasına göre bir deliydi.
Çünkü etrafa veya kendine zarar verince bundan zevk alır ve gülerdi. Korkmazdı, deli cesareti denilen şey onda vardı ama bilmediği bir şey varsa oğlu onun bildiğinin aksine çok zekiydi.
Bir deli değildi.
Sadece duygularını kaybetmiş bir psikopat ya da sosyopattı.
Psikolog ile görüştükleri günün sonunda psikolog odadan çıktıktan sonra ailesine sadece bu iki kelimeyi söylemiş ardından da bu cümle sadece onlara yetmişti.
Oğlu etrafa zarar vermeye meyilli bir deliydi. Gerisi yoktu.
Ama oğlu, babasına sadece sinirliydi ve onu yok etme arzusu ile dolup taşıyordu.
Ancak onu eve hapsetmiş, her hareketini kısıtlamaya çalışmıştı. Evdeki bütün çalışanlar Hyunjin'den korksada onun güzelliği, onları çok fena bir şekilde cezbediyordu.
İlahi bir güzelliği vardı.
Hyunjin hayatını genellikle gittiği şehirlerdeki evlerinin odasına hapsolarak geçirmiş evin içinde dolaşmasına bile yasak gelmişti. Çıkarsa ya insanlara ya da eve zarar veriyordu çünkü ve bir devlet adamı olarak oğlunun deli olduğunun kimse tarafından bilinmesini istemiyordu.
Onu bitirmek istemesinin en baş sebebi buydu.
Salona giren adım sesleri ile gözlerini açıp tersten gelen kişiye baktı. Minho'ydu bu, herkesin bu grupta ne yeri olduğunu bilmek istiyordu ama buna zamanı vardı.
Minho'nun ardından da Changbin ve Jeongin salona girdiğinde Hyunjin kaşlarını çattı. "Ne oluyor?" diyerek garipliği sezdiği gibi yerinden doğrulduğunda Felix ve Jisung da kaşlarını çatmış onlara bakmıştı.