kahvaltı

1.5K 158 35
                                    

Cuma akşam

"Hyung yarın mesaim var. Pazar günü yapsak olur mu çizimimi?" Changbin kendine yöneltilen soruyla gözlerini telefondan çekip boşluğa dikti. "Hmmm. Hyunjin'le buluşabiliriz sabahtan. Ama buluşsak bile akşama gelirim. Yetişir mi?"

Felix biraz düşündü. "Yetiştirmeye çalışırım. Anlaştık." Changbin gözünü kırpıp telefonundan vücut geliştirmecilerine bakmaya devam etti.

Cumartesi sabah

Felix işe erkenden gideceği için Changbin'in sabah antrenmanı saatinde kalktı. Ayılabilmek için kattaki otomattan kendine soğuk kahve alırken diğeri için de elma suyu aldı.

"İç bunu şimdiden. Hem uykunu açar hem enerji verir." Changbin uzatılan şişeyi aldı. "Sağ ol Lixie'mm." Cümlesini uzatarak bitirdiğinde iki eliyle Felix'in yanaklarını sıktırdı ve iki tarafa da küçük birer öpücük bıraktı.

"Sabah şekerimi de aldığıma göre gidebilirim. Akşam görüşürüz!" "Görüşürüzz!"

Pazar sabah

"Neden yeni nişanlı çiftler gibi kahvaltıya gidiyorsunuz ki birlikte. Çok lame." "Canın çektiyse seni de götüreyim." "Ben nesquik yiyip oturmayı tercih ederim. Teşekkürler."

Changbin parfümünü de sıktıktan sonra hazırdı. "Kaç saat lazım resmin için?" "Ne kadar çok o kadar iyi. Ama buluşmanı bozmak da istemem. Kaç gibi biter ki?"

"Şu an saat on. Kahvaltıyı en geç birde bitiririz. Birkaç saat de takılsak, dört gibi gelirim herhalde. Uyar mı?"

Felix karşısındakinin kendine göre şekillenmesini istemediği için az sürenin yetmeyeceğini bilse de onayladı. Gerekirse eski çalışmasından bakarak tekrar denerdi tek başına.


Saat dörde geldiğinde Changbin'den ses soluk yoktu. Felix mesaj atmaktan çekindi. Biraz daha beklemeye karar verdi.

Bir saat geçtiğinde hala gelmemişti çocuk. Felix en azından bir mesaj atabileceğini düşündü.

🐣civciv lix
hyung ne zaman gelirsin? 17.12

İletildi ama daha görülmedi. Lix mesaj uygulamasından çıkmadan çevrimiçi yazısını görmeyi bekliyordu. Birkaç dakikadan sonra vazgeçti ve telefonu bir kenara bırakıp eski çalışmasını önüne çekti.

Kafasında canlandırıp çizmeye çalıştığında resmettiği kişinin hala gelmemiş olması gitgide canını sıkıyordu. Dayanamayıp telefonu tekrar eline aldı ve arama yerine girdi. Favorilerden ilk isme basıp telefonu kulağına götürdü.

İlk çalış, açmaması normal. İkinci çalış, Felix alt dudağını ısırdı istemsizce. Üçüncü çalış, şarjı bitmediği halde neden açmıyordu bu herif?

Başına bir şey gelse Hyunjin yanındaydı, bir şekilde Felix'e ulaşabilirdi. Yine de kurt düştü içine çocuğun. Umarım sadece ekilmişimdir diye düşünüp internetten model fotoğrafları aramaya başladı çizimi için.

Saat altıyı geçerken Felix tamamen konsantre olamasa da çiziminde ilerleme kaydetmişti. Arada bir durup bildirim görmeyi umarak telefonunun ekranına bakıyor, sonra da hayal kırıklığıyla kalemini yeniden eline alıyordu.




"Felix!" Kapı açılır açılmaz Changbin koşarak içeri girdi. "Özür dilerim. Saatin ne ara bu kadar geçtiğini fark edemedim. Telefonum sessizde kalmış. Görür görmez geldim. Özür dilerim ya..."

Felix önce çocuğun başına bir şey gelmemiş olmasına sevindi ama düpedüz ekilmişti. Hem de konu o iken. Changbin'in başkalarıyla olan her buluşmayı önemsemediğini biliyordu ama Felix'e bizzat söz verip gelmediği olmamıştı hiç. 

"Önemli değil diyemeyeceğim. Kırıldım biraz ama sonuçta bilerek yapmadın. Sessize alma şu telefonunu bir daha." Changbin üstünü çıkarmadan sarışının yanına oturup sarıldı. "İyiyiz değil mi?" Felix derin bir nefes verip kollarını sardı. "Eh işte." 

Changbin üstündekileri çıkarırken açıklamaya başladı. "Ya sabahki plandan sonra dönecektik ama bir konu açıldı. Köpeği varmış Hyunjin'in, epeydir göremiyormuş özlemiş. Fotoğraflarını gösterdi, duygulandı falan. Ben de konu dağılsın diye seninle gidip köpekleri sevdiğimiz kafeyi anlattım. Böyle bir yer var, çok tatlı hepsi dedim. Tutturdu n'olur gidelim diye. Hayır diyemedim ben de. Telefonumu da ne ara sessize aldım hatırlamıyorum. Yani kahvaltıdayken eminim seslide olduğuna. Neyse öyle işte. Köpeklerle oynaşırken fark edemedim. Özür dilerim tekrar."


Changbin üstüne bir şey giymeye tenezzül etmeden durup Felix'e baktı. "Çizecek misin şimdi?" 

Felix bilgisayarına döndü. "Güneş ışığında çizmek istiyordum aslında. Şimdi pek işe yaramaz. Hem ben örnek çizim modelleri buldum, oralardan bakarak çiziyordum zaten. Sağ ol yine de." 


Changbin yatağın üstündeki tişörtü üstüne geçirirken konuştu. "Hadi ya... Bir işe yarayamadım yani." Felix biraz kıkırdayıp çizimine döndü.

Gülüyor gözükse de yapmacıktı aslında o an. İçi rahatlamamıştı, hatta daha da karışmıştı duyguları. Birlikte Felix'in en sevdiği kafeye gitmeleri, çocuğun flörtüyleyken onu unutması, söz verip gelmemesi... Hepsine çok kırılmıştı ama bunları dile getirip diğerini suçlu hissettirmek istemedi. Düşüncelerinden kurtulmak için kafasını salladı ve şarkı listesinden rastgele bir şarkı açıp çizime devam etti. 

rare' changlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin