Pazartesi akşam
"Hazır mısın?" "Dur bir dakika. Nemlendirici süreceğim." "Bana da versene." "Gel."
Felix kendi yüzüne yeteri kadar krem sürdükten sonra yanına yanaşan çocuğunkine de sürdü. "Tamam mıyız?" "Tamamız herhalde. Ah, dur hediyelerim!"
"Kime aldın hediyeyi?" "Ablana, annene, babana." "Neden aldın ki hepsine?" "Noel hediyeleri işte. Sınavlar vardı o zaman veremedim. Şimdi vereyim. Sen almadın mı?" "Eve göndermiştim ben direkt." "Hmm."
Yılbaşı akşamıydı. Geçen sene olduğu gibi bu sene de Seolarda yenecekti yılbaşı yemeği. Felix'in ailesi çocuk için Avustralya'da bir gelecek düşünüp oradaki üniversiteleri önermiş olsa da o Kore'de kalmak istemişti, ailesi ise kararını desteklemiş ve kendi planlarını bozmadan ülkelerine dönmüşlerdi.
Tatillerde mutlaka birbirlerini ziyaret ederlerdi, hatta bu gece de iki aile görüntülü konuşacaktı. Leeler özellikle de Seo ailesi orada olduğu için rahatlıkla Felix'i Kore'de bırakmışlardı. Yoksa asla rahat edemezlerdi çocuk burada tek başınayken.
Felix yatağının üstündeki dört paketten üçünü eline aldı. "Gidelim hadi." "Diğeri benim mi?" "Evet. Dönünce veririm." "Tamam."
İkisi de hazır olup Changbin'in aile evine doğru yola koyuldular. Kırk beş dakikalık bir metro yolculuğu sonunda saat sekizdeki yemeğe yetişmişlerdi.
"Felixx! Hoş geldin! Çok özledim seni!" "Ben de sizi çok özledim." Kapıyı açan anne ve Felix anında sarıldılar.
"Ben de geldim." "Hemen kıskanıyor ya şuna bak. Sen de hoş geldin. Gel buraya." Anne oğul da sarıldığında içeri geçildi.
Diğer aile bireyleriyle de selamlaşıldığında daha geç olmadan yemeğe geçtiler. Klasik okul ve ders muhabbetleri yapıldı. Felix aileye yabancı olmadığı için masada şakalar ve kahkahalar eksik olmadı. Ailesi Changbin'le dalga geçerken çocuk yalandan sinirleniyordu, yan sandalyedeki arkadaşı da elini onun omzuna koyup sakinleştiriyordu.
Keyifli bir sohbetle biten yemekten sonra oturma odasına geçip tatlılara başlandı. Felix tatlıyı tek başına yiyemediği için su almak için mutfağa gitti. "Bir şey mi istemiştin canım?" Bayan Seo etrafı toplamayı bırakıp sarışına döndü. "Su alacaktım da." "Sen dur ben vereyim hemen."
"Bir şey soracağım sana." Kadın su dolu bardağı Felix'e uzatırken konuştu, Felix devam etmesi için onu onayladı. "Changbin'in sevgilisi yok mu? Bana hiç anlatmıyor da." Felix bardağı alırken hafifçe gülüp cevapladı. "Sevgilisi yok uzun zamandır. Olsa eminim söyler size."
"E tabii olmaz. Kendi oğlum diye demiyorum ama anlaşması biraz zor bir çocuk. Sen senelerdir nasıl katlanıyorsun şaşırıyorum." Felix'in gülümsemesi genişledi. Mutfak kapısının girişinde beliren çocuktan habersiz konuştu.
"Öyle demeyin. Peşinde çok kişi vardır muhtemelen ama o istemiyor gibi şu an. Anlaşması kolay ve sohbeti keyifli birisi aslında. Biz cidden çok iyi anlaşıyoruz." Changbin çocuk sözlerini bitirir bitirmez yanlarına gelip Felix'in yanağından bir makas aldı.
"Konuş Felix'im! Harika biriyim değil mi?" Felix elindeki bardağa sarılıp gözlerini kısarak esmer olana baktı. "Fazla aslan burcusun ya! Dediklerimi geri alıyorum. Cidden uyuz birisi. Senelerdir ona katlandığım için plaket almalıyım." "Yaa!"
Bayan Seo ikilinin bu hallerine gülüp mutfaktan ayrıldı. Birazdan hep birlikte salonda oturduklarında Leeleri aramanın vakti gelmişti. Felix içten içe gözlerinin önceki gibi dolmamasını istedi. Herkesin içinde duygusallaşmayı sevmiyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
rare' changlix
FanfictionEn yakın arkadaşlar olan Changbin ve Felix'in ilişkisi hayatlarına giren yeni insanlarla değişir.