inat

1.5K 149 95
                                        


Pazartesi akşam

Felix dersleri bittikten sonra hızlıca hazırlanıp Minho'nun attığı adresteki kafeye gitmişti.

Sadece adresi atıp kişiyle ilgili bilgi vermemesi çocuğun her ne kadar garibine gitse de bozuntuya vermedi. Hatta daha heyecanlı olduğunu düşündü. Karşı tarafın kendisini tanıdığının verdiği rahatlık da vardı tabii işin içinde.

Kafenin içine girdiğinde etrafa bakındı. Birinin onu görmesini bekledi. O sırada arka masalardan birinden bir el havaya kalkıp Felix'e sallandı.

Çocuk elin sahibini gördüğünde ufak çaplı bir şok geçirdi. Çünkü Minho'nun blind date olarak en yakın arkadaşının eski flörtünü ayarlayacağını düşünmemişti. Yavaş adımlarla masaya doğru ilerledi. Gerginliğini belli etmemek için ekstra çaba harcaması gerekiyordu.

"Hoş geldin Felix." "Selam Wooyoung." El sıkıştıktan sonra yerlerine oturdular. Felix karşısındakinin gözüne bakamadığı için biraz garip bir ortam oluştu.

"Biliyorum şimdi Minho seninle buluşmamı önerdiğinde neden kabul ettiğimi sorguluyorsun. Biz Changbin'le konuşurken de seninle tanışmayı çok istiyordum ama malum durumlar... Senden çok bahsediyordu ve arkadaş olabileceğimizi düşünmüştüm. Bu yüzden elime fırsat geçince de tepmek istemedim."

Felix'in kafasındaki soruları daha sorulmadan cevaplayan çocuk sarışının biraz daha rahatlamasına yardımcı oldu. Çünkü Felix de tam olarak onunla neden buluşmak istediğini merak etmişti.

"Anladım. Demek çok bahsetti benden..." Wooyoung gülerek devam etti. "Evet. Ne kadar iyi anlaştığınızı, birçok komik anınızı dinledim zamanında."

Felix hala garip hissetse de alışmaya çalışıyordu. O sırada garson gelip siparişlerini aldı. İkisi de kahve almak istemişti.

"Bir şey sormak istiyorum ama... Özel kaçarsa cevaplamana gerek yok. Sadece merak ettiğim için." Wooyoung kafasını salladı devam etmesi için.

"Changbin'le neden birden iletişimi kestin? Yani ben o raddeye geldikten sonra devam edersiniz diye düşünmüştüm. One night stand yapmak için fazla iyi anlaşıyordunuz gibi."

Wooyoung duyduğu soruyla başını önünce eğip derin bir nefes aldı. "Ah..O mesele. Şöyle ki.. Felix sana bunu anlatmak istiyorum ama kimseye söylememen lazım."

Felix bu yakınlığı beklemediğinden şaşırdı, ilk defa buluştuğu çocuğun ona neden sır verdiğine anlam veremedi.

"Tamam. Söylemem." "O zamanlar birinden hoşlanıyordum. Onun benden hoşlanmadığını da biliyordum. O yüzden, unutmak için birileriyle takıldım. Changbin'in duygularıyla oynamak gibi bir niyetim yoktu. Zaten durumumu biliyordu, o da öylesine vakit geçiriyordu benimle. Bilmiyorum ne kadar detaylı biliyorsun ilişkimizi ama dediğin gibi bir seferlikti. Sonraki gün ise..Pişman oldum. Çünkü o kişi aklımdan çıkmadı ve ne olursa olsun Changbin'e bunu yapmak istemedim. O zaman ona da kimseye bahsetmemesini söylediğim için sana anlatmamış olabilir."

Felix bunu beklemiyordu. Cidden aklına bile gelmemişti böyle bir ihtimal. Changbin ona bir daha görüşmeyeceklerini söylediğinde tek seferlik eğlence gibi düşünmüştü, altında derin hisler olacağını tahmin etmemişti.

"Wow... Bunu düşünmemiştim hiç. Evet Changbin neden bitirdiğinizi anlatmamıştı."

Kahveleri geldiğinde biraz sessiz kaldılar. Birkaç yudum içen Felix bozdu sessizliği.

"Hala mı o kişiyi unutmaya çalışıyorsun peki?" Wooyoung kahve bardağının etrafına ellerini sararak ısınmaya çalışırken biraz boşluğa daldı.

rare' changlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin