Çiçek alınmasının üstünden üç hafta geçmesine rağmen Felix'in komodinindeki yerini ve yapraklarının canlılığını koruyordu.
Geçen üç haftada ne lilyumda ne de ikilinin ilişkisinde bir değişme olmuştu. Changbin ufak adımlar atmaya devam ederken Felix bazen bunlara karşılık veriyor bazen ise vermiyordu.
Sarışın her ne kadar içindekileri davranışlara dökmek istese de karşı taraftan kesin bir hareket gelmedikçe bunu yapmamaya kararlıydı. İşlerini sağlama alıyordu.
Karşı taraf ise Felix'in bir sonraki adıma istekli olup olmadığından emin olamadığı için uzun süredir bunu anlayabilme amaçlı hareketler ediyordu. Soğuk hallerinden çıkıp normal düzeyde bir ilişkiye gelmeleri bile zaman aldığı için bu ilişkiyi korumak sağlıklıydı şimdilik.
Bu sırada okul yılının ikinci yarısı da bitmeye yakındı. Geçende Changbin'in yıl sonu müsabakaları olmuş ve çocuk birçok madalya kazanarak odasına dönmüştü, tabii ki yanında madalyaları boynuna astığı oda arkadaşıyla.
Yemeklere eskisi gibi birlikte gidiyorlardı, Minho ve Jeongin'in de bunda katkısı vardı. Felix'e yanlışları ve doğruları konusunda fikir vermişler, ikilinin ilişkisinin düzelmesinde azımsanamayacak bir rol üstlenmişlerdi çilli olanın yakın arkadaşları olarak.
Chan'a ayrı bir parantez açmak gerekirdi çünkü o kendi kalbindeki acıyı bastırıp kuzenine yardım etmişti, her zamanki gibi. Hyunjin'e karşı olan hisleri bitmese de azalmış, gerçekliğe dönmeye başlamıştı.
Odaya taşındığı andan itibaren çocuktan hoşlanıyordu, birkaç ay boyunca kendi hislerini ciddiye almamıştı ama Hyunjin gözünde git gide güzelleşiyordu ve Chan'ın kalbi sarı uzun saçları her görüşünde hızlanmaya başlamıştı.
Tam duygularını kabullenmişken Hyunjin ce Changbin'in ilişkisini öğrenmişti. Kendisi bile inanmak istememişken bunu kuzenine de açıklayamadı. Hyunjin telefona bakıp gülerek bir şeyler yazarken kalbi acımaya başladığında artık vazgeçmesi gerektiğine karar verdi ama bu o kadar da kolay olmadı. Sonuçta kalbe söz geçirmek herkesin çabucak yapabildiği bir iş değildi.
Özellikle de Chan gibi derin bir insansanız... Telefonunun notlar kısmı, ders kağıtlarının kenarları gibi yerler hep Hyunjin'den ilham alarak yazdığı şarkı sözleriyle doluydu.
Seungmin ve Jisung'a bunları gösterirken ikili bir şey olduğunun farkına varmış ama Chan'ın anlatmak istemeyeceğini bildiklerinden soru sormadan övmüşlerdi sözlerin güzelliğini.
Felix'in anlattıkları ise duygularını kaybetmesine katkı sağlıyordu. Biri hoşlandığı çocuksa diğeri de çok sevdiği kuzeniydi. Çocuktan hoşlandığı zaman boyunca kötü yanlarını hiç fark etmemişken gün geçtikçe farklı bir hareketi gözüne batmaya başlamıştı.
Changbin'le Felix'in arasının bozulmasının nedenlerinden birinin Hyunjin oluşu ise bardağı taşıran son damlaydı. Ne olursa olsun ona karşı olan hislerini bitirmesi gerektiğine karar verdi.
Seungmin ve Jisung'un yeni taşındığı evde üçü şarkılar üzerine çalışırken Chan geç saatlere kadar onlarla vakit geçirerek kafasını dağıtıyor hatta bazen gece de onlarda kalıyordu. Hyunjin'le daha da az görüşüyorlardı böylece.
Hislerini kimseye anlatmazsa daha çabuk geçer diye düşündü. Eğer bir başkası daha duygularımı bilmezse kendi kendime unutabilirim, bu daha kolay. Bir yıllık programı da sona eriyordu, evine geri dönecekti. Avustralya'da aklıma gelmez diye geçiriyordu aklından.
Felix'in hayatı rayına oturmaya başladığı için ona seviniyor, gitmeden önce mümkün olduğunca ona ağabeylik yapmaya çalışıyordu. Öbür yandan Seungmin ve Jisung'la amatör de olsa mükemmel şarkılar yaparak birçok güzel anı biriktirmişti Kore'de. Kötü hatırlamak istemiyordu burada geçirdiği vakti, o yüzden de kötüleşmesine yol açabilecek en ufak bir harekette bile bulunmamıştı şimdiye kadar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rare' changlix
FanfictionEn yakın arkadaşlar olan Changbin ve Felix'in ilişkisi hayatlarına giren yeni insanlarla değişir.