Dıdırırırırırı
Dıdırırırırırı
Bu alarmımı 3.kez erteleyişimdi. Bugünün heyecanı ile dün gece hiç uyuyamamıştım. Bugün yaşayacağım şeylerin her zaman ki gibi berbat olucağının bilincindeydim. Neredeyse ilk dönemin yarısı bitmişti ve ben daha yeni okula yazılacaktım. Büyük ihtimalle herkes birlikte kaynaşmıştı benim onların arasına katılmam onlar için bir fazlalık olarak kalmamı sağlayacaktı. Aşağıdan gelen bir ses ile yüzüstü uzandım ve kafamı yastığa gömdüm. Bu Aizawa idi. “Vanessa uyan, senin yüzünden okula geç kalacağız. Okulun ilk gününden senin kıçını tekmelemek hoşuma gitmeyecek tatlım” bu sözü iç geçirmeme sebep oldu. Kafamı yastığımdan kaldırmam gerektiğini biliyordum. Sadece okula gitmenin gereksiz olduğu fikrindeydim. Ofladım ve ayağa kalktım elimi yüzümü yıkayıp gardrobuma doğru yöneldim Aizawa bugünlük sivil giyinmeme izin vermişti. Siyah uzun kollu sağ ve sol tarafında cep olan bir kıyafetin altına siyah kısa bir etek giymiştim. Kıyafetin uzun kalan tarafını eteğin altına sıkıştırdım ayaklarıma siyah zincirleri olan bir bot giydim. Saçlarımı yapmak için aynanın önüne geçtim elime siyah renkli tarağı aldım ve taramaya başladım saçlarım bir gecede Arap saçına dönüşmüştü . Onları taramak benim için işkence olacaktı bu düşüncemde haklıydım çünkü tarağı bir türlü saçımdan çıkaramıyordum kafam acıyordu ve bu acıya karşılık ben tarağı daha sert çekiyordum tarak adeta gel beni kır diyordu yaklaşık 15 dakika boyunca tarakla boğuştum ve en sonunda tarağı çıkardım gözlerimde yaşlar vardı ve canım çok yanmıştı sinirden ağlayasım gelmişti. Bir anda odanın kapısından tıklama sesi geldi bu gelen Aizawaydı “Vanessa içeri girebilir miyim?” diye sordu ona “E-evet girebilirsin.” Dedim. Kapıyı açtı ve benim bu halimi görünce yüzüne şaşırmış bir ifade oturdu. “Burda ne oldu böyle?” diye sordu. Tarağı göstermem olayı anlamasına yetmişti. Bir kahkaha patlattı. Yanıma sandalye çekti ve oturdu tarağı elimden kaptı. Çok şaşırmıştım ancak bu hareketi beni çok mutlu etti yere oturdum ve saçımı taramaya başladı. Benim yaptığımın aksine daha da nazikçe tarıyordu saçımı. Sanki bir telinin bile kopmasını istemiyormuş gibiydi. Önce saçlarımın üstünden birkaç tutam aldı ve balıksırtı yaptı sonra geri kalan kısmını açık bıraktı beni kendisine doğru çevirdi, perçemlerimi düzeltti ve yüzüme son bir kez bakıp gülümsedi. “Artık hazırsın.” dedi. Ona ne cevap vereceğimi bilmediğim için gözlerine bakmakla yetindim. Bunu anlamışa benziyordu minik bir iç geçirdikten sonra “Hadi aşağıya inelim kahvaltı hazır okula ilk gününden geç kalmak istemezsin.” demesine karşılık ayağa kalkıp kapıya yöneldim. Ayak seslerinden arkamdan beni takip ettiğini anlayabiliyordum. Sonunda mutfağa vardığımızda gözlerime inanamadım masayı donatmıştı sofrada yok yoktu. “Bunların hepsini yaparken zorlanmışsındır” dediğimde bana yarı acımalı yarı mutlu yarıda anlayışlı gözlerle baktı. Bana “Hangi yemeyi sevdiğini bilmiyordum bu yüzden aklıma geleni yaptım” dedi.O beni çok tanımıyordu bende onu ama haklı bir sebebimiz vardı ben bu yaşıma kadar annemle ve villainlerle yaşamıştım onunla ise sadece 3 gün... beni tanımaması normal olduğundan kafaya çok takmadım ve sorun değil anlamında bir hareket yaptım...۞Kahvaltıdan sonra۞
Aizawa çantamı sırtıma takıp elimi tuttu onun arabasına doğru gidiyorduk hava parçalı bulutluydu havayı biraz inceledikten sonra etrafıma bakımdım yolda hiç insan olmaması beni mutlu ediyordu. İnsanların olduğu ortam benim için çok korkunçtu eskileri aklıma getirmemeye çalıştım aksi takdirde kendimi kaybedebilirdim. Tüm düşüncelerimi uzaklara atarak yola odaklandım. Yolda yürürken Aizawanın siyah renkli BMW’sini gördüm araba çok güzeldi aynı zamanda çok pahalıya benziyordu.derin düşüncelere dalmış olmalıydım ki Aizawa’nın “Düşünce faslın bittiyse arabaya bin” demesiyle sıçrayıp geriye doğru bir adım attım. “Hey hey! Sakin ol özür dilerim!” dedi ona cevap vermeden benim için açtığı kapıya doğru yönelip arabaya bindim. Evet okula gitmek çoğu insan için küçük bir adımdı ama ben hem hayatımın bu zamanına kadar çok az sayıda insan gördüm hem de bu zamana kadar insanlar ile iletişime çok geçmedim. Hani aya ilk ayak basan adamın ünlü bir sözü vardır ya “Benim için küçük,insanlık için büyük bir adım” diye benim hayatımı tamamen değiştirecek bu adım ise ‘Benim için büyük insanlık içinse küçük bir adım' olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴍʏ ʟɪғᴇ sᴏᴜʀᴄᴇ | Shoto x Reader
Fanfiction∆ Yine o karanlık göğe dalıyordu gözlerim. Dondurucu soğuk içimi ürpertiyordu. Sonra aklıma O' düştü. Yanlış mı yapıyordum? Hiçbir şey bilmiyordum. Tek bildiğim içimi sarıp sarmalayan o turuncunun kırmızı-sarı tonlarındaki ateşin kalbimi yakmasıydı...