İşte koskoca 1 numaralı kahraman şuanda karşımdaydı. Kuralları kendime hatırlatmaya başladım aslında basit bir şeydi Endevor’u alanın dışına gönderirsem galibiyet bende olacaktı. Onu kolaylıkla çıkarırdım sadece özgünlüğümü kullanamazdım çünkü sonuçları çok ağır olurdu. Endevor’u inceledim bana bakmıyordu kameralara bakıp duruyordu. Bir süre sonra yanıma geldi bana "Bol sanş eğer şansın varsa tabii” dedi. Bu sinirime gitmemiş değildi ona saygıdan dolayı “size de bol şans” diyebildim.
Sonunda zil çalmayı başarmıştı, başlama ziliyle ikimizde birbirimize kararlı gözlerle baktık. Öne atıldı ve ateşiyle büyük bir curcuna yarattı.
Shoto’nun ağzından
Savaş başlayalı çok olmamıştı herkes taraf tutuyordu çoğunluk benim babalık’ın tarafındaydı eğer Vanessa bugün Bakugou’ yu yere sermiş olmasaydı onun taraftarı olmazdım. İnsanların çoğu bahise girmişlerdi. Kocaman bir ekranın başında onları izliyorduk. Endevor ateşleri ile Vanessa’nın gideceği yerleri tahmin ederek vuruyordu. Vanessa hızlı bir şekilde Endevor’un ayaklarının altından kayarak arkasına geçti bu Endevoru afallatmıştı ateşleriyle karşılık vermesine izin vermeden Vanessa onun önce iki bacağını tuttu onu kendi altında döndürdü, tek kolunu tuttu ve daha o daha karşılık veremeden onu yere serdi.Vanessan’nın ağzından
Onu yere sermeyi başarmıştım ama bunu biraz sert yapmıştım kullandığım teknik brazillian jiu-jitsu tekniğiydi.Kıpırdamıyordu ve bu beni daha çok korkutuyordu. Bir yerine bir şey yapmış olabilme korkusu ile eğildim kendimi cinayet işlemiş suçlu gibi hissediyordum biraz tereddüt ettikten sonra onun önünde diz çöktüm “İyi mis-“ diyemeden kafamı kavrayıp beni çok sert bir şekilde yere düşürdü. Her yerim ağrıyordu daha önceden oluşmuş yaralarım açılmış ve kanıyordu ağrıdan başımı kaldıramadım her yerim iflas etmiş gibiydi soluğum kesilmek üzereydi her bir kıpırdanma işi benim için vücuduma saplanan kurşun acısı gibiydi.ne yaparsam yapayım ne kadar acı çekersem çekeyim U.A' e gitmeliydim bunda kararlıydım U.A ‘e girmek için herşeyi yapmalıydım insanların bana olan güvenini boşa çıkaramazdım her zaman kendime hatırlattığım sözü tekrar hatırlattım Ayakta duracak halin yokken, hayatta duracak nedenlerin varsa korkma düşmezsin. Ben buna inanıyordum her ne kadar içten kalkmak istesemde başımı çok sert vurmuştum ve bu da bana acı verip yerimden kalkamamayı sağlıyordu. Bir anda bir ses kulağıma ilişti sesin sahibi Endevordu “Kahraman olacaksan kimseye güvenme.” Bu sözü ondan nefret etmem için bir sebepti. Alçak adam biraz insaflı olsan ne olur? Diye iç geçirdikten sonra ayağa kalkmaya çalıştım sonunda elimi oynatmayı başardım sol elimi havaya kaldırarak “Bitmedi yıkılmadım! Bu şekilde bitemez!” diye bağırdım. Kontrolümü kaybediyordum sanki vücudumun içine başka biri girip kontrol ediyor gibiydi az bir zaman içinde onu yenemezsen kontrolümü kaybedecektim. Ayağa kalktım Endevora doğru sendeledim buna şaşırmıştı dilini yutmuş hindiler gibi bana bakıyordu, şaşırmış hali o kadar komikti ki gülmemek için kendimi tutmakta zorlanıyordum. Ona “ Çok zayıfsın... “ dedikten sonra Kahkaha attım “Sadece gözlerini kullandığından dolayı zayıfsın. Neye dayanarak benim insanlara karşı güvenimin olduğu kanısına vardın?” sert bir bakış attım ve bir anda kendime geldim ne demiştim ben? Anlık içimde oluşan o özgüven patalamasıyla dediklerime bende şaşırdım. Evet bunu neden dediğimi bilmiyorum bazen çenem beynimden daha önce çalışıyor ve kelimeler kendiliğinden çıkıyor. Babam bu özelliğimin annemden geldiğini söylüyordu. Bu sözüm onu sinirlendirmişti fakat bana söyleyecek pek bir şeyi olmadığı için tek sorabildiği soru “Özgünlüğünü daha ne kadar saklayacaksın?” oldu.Sonsuza dek diye içimden geçirdim. Artık daha fazla kendimi tutamıyordum beynim kendi kendine hareket ediyordu bir anda istemediğim sözcükler ağzımdan dökülüverdi “Özgünlük mü görmek istiyorsun buyrun size özgünlük!” ve flash bir patlama gerçekleşti etrafımdaki herşey uçuverdi cam kırılma sesleri geldi bunlar kameralardan geliyor olmalıydı. Etrafım beyaz bir dumanla kaplıydı. Etrafımı göremiyordum aynı zamanda kameralarda bizi göremiyordu muhtemelen birileri buraya gelir ve umarım bizi buradan çıkartır. Olduğum yerde kalmalıydım abim bana her zaman “Kimsenin seni bulamayacağı bir yerde olsan bile yerinde bekle seni mutlaka bulacaklardır.” Dediği bu sözü aklımdan çıkarmadan olduğum yerde bekledim bir anda yanık kokusu aldım ve anında titremeye başladım etraf çok sıcaklaşmıştı özgünlüğüm kendi kendine devreye giriyordu beynim bulanmaya başladı hiçbir şey göremiyordum “Ahirete gittim de haberim mi yo-“ daha sözümü bitiremeden tüm vücudum alev almaya başladı her yanım yanıyordu alevler her yerimi sarmıştı acıdan çığlık atıyordum dizlerimin üstüne düştüm. Tenim cazır cazır yanıyordu gözlerimdeki yaşlar düşmeden buhara dönüşüyordu daha fazla çığlık atmaya başladım yerler altın sarısı rengine dönmüştü. Canım her geçen saniyede daha çok acıyordu acıya dayanmam gerekti , kendimi bırakmamalıydım,savaş daha hala bitmemişti. İnsanlar benim bu zayıflığımı görürlerse ben liseye giremezdim ve giremezsem babamın yüzüne bir daha asla bakamazdım bana başaracağımı her zaman söylüyordu bu sınavdan geçeceğime o kadar inanıyordu ki bunu her zaman dile getiriyordu ama gittikçe zayıflığım daha da ağır basıyordu. Avuç içlerimi bana dönecek şekilde tuttum. Vücudumdaki acı beni öldüresiye bir şekilde sımsıkı sarmıştı. Endevor’un ayak seslerini duydum. Yanıma koşarak geldi bir şeyler dedi ama benim anlayabildiğim bir tek “yar- , -gel, -anab-“ oldu acıdan gözlerimin etrafı kararıyordu kimseye bakamıyorum odaklanabildiğim tek şey acıydı daha şiddetli titreyip bağırdım gözlerim kapanmaya başlamıştı etrafım hem buğulu hem de karanlıktı görebildiğim tek şey babamın silüetiydi. Hatırladığım tek şeyse karanlık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴍʏ ʟɪғᴇ sᴏᴜʀᴄᴇ | Shoto x Reader
Fanfiction∆ Yine o karanlık göğe dalıyordu gözlerim. Dondurucu soğuk içimi ürpertiyordu. Sonra aklıma O' düştü. Yanlış mı yapıyordum? Hiçbir şey bilmiyordum. Tek bildiğim içimi sarıp sarmalayan o turuncunun kırmızı-sarı tonlarındaki ateşin kalbimi yakmasıydı...