Shoto’nun ağzından
Vanessa her gün düzenli olarak hastaneye uğrar bana o gün içinde işlediği konuları anlatırdı. Yarın taburcu olacaktım bu ise bugünün hastanede ki son günüm olduğunu gösteriyordu. Vanessa nerede kaldı sıkılarak söylediğim bu sözden hemen sonra kapım tıklandı gülümsedim çünkü bu gelen Vanessaydı. “Gel!” Diye bağırdım kapıyı hafif aralayarak kafasını kapıdan içeri soktu “Rahatsız etmiyorum değil mi?”, “Hayır etmiyorsun.”. içeri girdi perçemlerinin yanındaki boynuzlar gün geçtikçe daha da küçülmüştü ahşap kapıdan yavaşça geçti bugün siyah renkli sade bluz ve siyah pantolon giymişti saçlarını alttan toplamıştı. O neden bu kadar göz alıcı...
Yanıma geldi, yatağımın kenarına oturup çantasını açtı ve bana “Bugün Polinomları işledik, anlatmamı ister misin?” dedi dudağımın bir kenarı kıvrıldı “İsterim.” Diyebildim. Defterini açtı o bana konu anlatırken ben sadece onun ders anlatırken ki o ciddi ve şirin olan ifadesine bakıyordum. “Bir cebirsel ifadeye gerçek katsayılı bir değişkenli n. Dereceden bir polinom (veya polinom fonksiyonu) denir. Polinomlar, genellikle P(x), Q(x),R(x) gibi sembollerle gösterilir.” Dedikten hemen sonra ona baktığımı fark etmiş olmalıydı biraz duraksadı gözlerini hafif kısarak gülümsedi ve hızla kafasını bana çevirdi “Ders benim yüzümde değil burada.” Diyerek elindeki defteri salladı “Senden bir şey istesem yapar mısın?” diye sordum biraz kıkırdadı sonra ise “Hasta sensin ne istersen yaparım.” Sesi ciddi ve istikrarlıydı. “Imm peki ne istiyorsun?” güldüm bakışlarımı onun dudağından çekemiyordum kollarını tuttum, onu yatağa yapıştırıp üstüne oturdum. Afallayarak bana bakıyordu bu kızın şaşırması bile şirin. Defter yere düşmüştü, “İstediğim sadece bir öpücük.” Bunu dememle onun kalbinin hızlandığını hissedebiliyordum ona doğru yaklaşınca eliyle ağzımı kapattı “Hayır hayır hayır, benden her şeyi iste ama öpücük burada olmaz.” Ayağa kalkmaya çalışırken onu daha sert yatağa yapıştırdım, kollarını sıkmam ile “Hey! Acıyor.” Dedi yüzüne doğru yaklaştım “Bir öpücük vermeden seni asla bırakmam.” Dudağına yapışmamla önce biraz irkildi sonraysa öpücüklerime karşılık verdi. Ellerimi onun saçlarına geçirdim kendime doğru daha çok çektim, büyük bir açlık ile onu sertçe öpüyordum bunu fark etmem uzun sürmedi. Dudaklarımı ondan ayırdım ve kafamı onun boynuna doğru götürdüm kokusunu iyice içime çektim ve öpmeye başladım. Gözlerini sertçe kapayarak beni geri doğru itmeye çalıştı bunu yapınca onu daha sert tuttum nefesini tutuyordu ve daha çok tepiniyordu rahatsız olduğunu fark edince durdum. Tekrardan onun dudaklarına yaklaştım göğsü hızlıca yükselip iniyordu, üstünde biraz daha kaldıktan sonra onu rahat bıraktım yataktan kalktı. Ben ona karşı boş değildim beslediğim bir sürü duygu vardı ama o bana asla kendi duygusunu söylememişti. “Sen beni seviyor musun?” diye sordum. “Bu nereden çıktı şimdi tabi ki seviyorum.” Bunu duyunca mutlu oldum ellerimi yatağa vurarak “Otursana.” Dedim hayır anlamında kaşlarını kaldırdı güldüm “Korkma öpmeyeceğim.” Dedim biraz duraksadıktan sonra gülümseyerek yanıma oturdu. Ona sıkıca sarıldım ellerini boynuma doladı bir süre sonra elleni boynumdan çekmesiyle kafamı onun göğsüne dayadım. Kalp atışları bile beni buradan uçuruyordu. Gözlerimi kapatıp bir süre kalp atışlarını dinlerken uyuyakaldığımı fark ettim.
Uyandığımda Vanessa’nın düzenli kalp atışlarından onunda uyuduğunu anladım. Uyandırmadan yavaşça onun üstünden kalktım. Kafamı bu sefer onun yanına koydum “Neden bu kadar güzelsin.” Sesim fısıltılı çıkmıştı, elimle saçlarını kulaklarının arkasına attım, saçını biraz okşadıktan sonra öpücük kondurdum. Bir süre sonra tek parmağımı kanca gibi tutarak onun yanağını okşadım yavaş yavaş gözleri açmaya başlaması onu uyandırma pişmanlığına girmemi sağladı. İyice uyandıktan sonra yanağını öptüm “Günaydın.” Dedim hafifçe gülümsedi ve “Günaydın.” Diye cevap verdi. “Vay canına.” demesiyle şaşırmıştım ne oldu dercesine bakış attım “Ben eskiden uzanmazdım bir başkasının ellerine. Dikenli teller gibi, korkar kaçardım. Ama sen hayatıma girdiğinden beri, liseden kaçan okul çocukları gibi, ne tellere takılıyorum ne duvarları tanıyorum.” Dedi güldüm ve onun gözlerinin içine baktım o da bana bakıyordu gözleri parıldıyordu mavi gözleri okyanusu andırıyordu. Bir anda telefonun çalmasıyla bakışlarını benden çekip telefona doğru yöneldi. Sessizce küfrettim, başka bir dilden bir şeyler dedikten sonra telefonu kapattı. Bana doğru dönüp “Şey benim gitmem gerek babam gelmiş.” Dedi daha ben itiraz edemeden yanağıma öpücük kondurup hızla odadan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴍʏ ʟɪғᴇ sᴏᴜʀᴄᴇ | Shoto x Reader
Fanfiction∆ Yine o karanlık göğe dalıyordu gözlerim. Dondurucu soğuk içimi ürpertiyordu. Sonra aklıma O' düştü. Yanlış mı yapıyordum? Hiçbir şey bilmiyordum. Tek bildiğim içimi sarıp sarmalayan o turuncunun kırmızı-sarı tonlarındaki ateşin kalbimi yakmasıydı...