SIZI

667 53 2
                                    



Shoto’nun yatağının yanındaki bir sandalye de oturdum dizlerimi kendime doğru çekmiştim ağlamaktan gözümdeki yaşlar bitmişti. Shoto ya dokunacak cesaretim yoktu doktorlar onun durumunun kritik olduğunu söyledi. Endevor, ailesini almak için eve geri gitmişti,1-A nın hemen hemen hepsi gelmiş ve bir süre sonra hepsi gidince Shoto ile yalnız kalmıştık. Başım ağrıdan çatlayacak gibiydi gözlerim ise ağlamaktan şişmişti. Kıyafetlerimi değiştirmemiştim, gözlerim sadece Shoto’nun üstündeydi kapının açılmasıyla bakışlarımı kapıya doğru çevirdim ilk giren Fuyumi oldu hemen koşup bana sarıldı ağlıyordu bende onun sarılmasına karşılık verdim akan her yaş bana daha da çok acı veriyordu. “Bu nasıl oldu?” ağlaması daha da fenalaştı hemen cevap vermedim, daha önce görmediğim biri dikkatimi çekti Shoto’nun annesi olmalı diye düşündüm “Benim yüzümden Fuyumi ben üzgünüm çok üzgünüm Shoto’yu koruyamadım.” yüzümü ona gömdüm. “Senin bir suçun-“ Endevor Fuyuminin sözünü böldü “Var! Hepsi senin suçun sen olmasaydın Shoto vurulmayacaktı.” Üstüme doğru yürümesiyle geriye doğru sendeledim belim duvara yapışınca yere doğru çöktüm Endevor’u Fuyumi ve Shoto’nun annesi tuttu, Natsuo ise o arada üzgün bakışları ile beni süzüyordu. Bir anda nefesim kesildi etraf çok sıcak olmaya başladı, kalp atışlarımın hızlandığını hissedebiliyordum. Bir anda öksürmemle hepsinin bakışları beni buldu Shoto’nun annesi “Bir sorun mu var? İyi misin?” diye sordu ellerimi boğazıma doğru götürdüm “Nef-es al-amı-yorum” sözcükler boğazımda düğümlenmişti, tepinmeye başladım sanki biri boğazımdan tutup beni boğuyor gibiydi etrafın anlık yanmasıyla “Çok sıcak.” Dedim daha çok tepindim acıdan bağırıyordum. Annem ile yaşadığım her şey bir anda gözümün önünden geçmesiyle daha da çok tepindim ellerimi boynumdan çekip kulaklarıma götürdüm titriyordum hemde normalden daha çok, gözlerimi sıkıca yumdum “Toya, Toya, Toya yardım et.” İstemsizce dudaklarımdan dökülen sözcüklerdi bunlar, bağırmaya başladım ben çırpındıkça karşımdakilerin dediklerini daha zor duyuyordum. Başım dönmeye gözlerim ise kararmaya başladı. Kalbim yerinden çıkarcasına çarpıyordu bir anda biri ellerimi kulaklarımdan çekip sıkıca tuttu. Gözlerimi sıkıca kapatmıştım ve süzülen gözyaşlarımaysa engel olamamıştım, ellerimi kurtarmaya çalıştım ama tutan kişi o kadar sıkı tutuyordu ki uğraşlarım boşunaydı. “Şşt, sakin ol ben doktor Amelia, şuanda bir kriz geçiriyorsun... Nefes almayı unutma sakın” kadının yumuşak sesi beni yavaş yavaş kendime getirmişti. Sıkıca kapattığım gözlerimi açtım karşımdaki manzara hiçte hoşuma gitmemişti herkes buraya toplanmıştı ve ben insanların arasında rezil olmuştum gözlerimde yaşlar vardı ayağa yavaşça kalktım doktor ise ellerimi bıraktı Shoto’nun yanına doğru yürüdüm. İki elimle onun bir elini sıkıca tuttum ve gözlerimi kapattım arkamda ki herkesin bana bu ne yapıyor? diye bakışlar attığına emindim. İçimden söylediğim birkaç sözcükten hemen sonra yavaşça ayaklarımın havada olduğumu hissettim. Gözlerimi açtım gözbebeklerim yok olmuştu bunu görmek için aynaya gerek yoktu herkes şaşkınlıktan kaskatı kesilmişti, bir anda arkamda devasa büyüklüğe sahip olan beyaz bir melek kanadı oluştu, bir zamanlar sahip olduğum ama sonralarda annem tarafından yok edilen sivri uçlu, altın sarısı rengindeki boynuzlarım kafamın her iki tarafında da tekrardan çıktı, elbisem yok olmuştu onun yerine beyaz, uzun ve kollarına doğru genişleyen bir elbise vardı. İki gözündende altın renginde parıldayan irice bir yaş çıktı ve Shoto’nun yarasının üstüne düştü bir anda sarı bir ışık Shoto’nun yarasının içine girmesiyle ortada değişik kalp şeklinde bir işaret oluştu ve yara kapandı. Bir anda eski halime dönünce diğer insanlar gibi bende şaşırmıştım. Gözlerimi Shotodan hiç ayırmıyordum, bir anda gözkapakları titreşince gülümsedim. Endevor bir anda “Gücün element bükmek değil miydi?” diye sordu ellerine baktım “Bende öyle sanıyordum.” Dedim. Shotoyu uyandıran bu güçte ne? Ben şaşkın bakışlarımı tekrardan Shoto’yu çevirince herkesin bakışları benim üstümden çekildi. “Shoto iyi misin?” diye sordum bana bakarak gülümsedi “Seni gördüm daha iyi oldum.” Dedi iç geçirdim Bu durumda böyle davranması biraz tuhaf diye düşündüm.

Bir süre sonra doktorların hepsi odadan çıktı Endevor tekrardan konuştu “Sana bir şeyler soracağım senin özgünlüğün element bükmek ve sen az önce Shoto yu iyileştirdin bunu nasıl yaptın?” bu sorusuna omuz silkerek cevap verdim “Bende bilmiyorum Toya bana söylemişti benim birden fazla bir sürü gücüm olduğunu.” Diye devam ettim Shoto’nun annesi bir anda öcü görür gibi baktı “Bu Toya dediğin çocuğun fotoğrafı sende var mı?” Shotoya doğru baktım başını evet anlamında sallayınca bakışlarımı tekrardan Shoto’nun annesine çevirdim. “Evet var.” Dedim. Elimi boynuma götürdüm kolyeyi çıkarttım üstündeki birkaç  gizli tuşa basmamla kolye açıldı ve içinde beyaz saçlı mavi gözlü küçük bir çocuğun vesikalık fotoğrafı çıktı. Hepsi şaşırmıştı Shoto’nun annesi gözyaşlarını gizlemedi hepsi bir yandan ağlıyordu bu sefer öcü görmüş gibi bakma sırası bendeydi. “Siz onu tanıyor musunuz?” diye sordum Natsuo “O benim abim.” Diye yanıtlayınca afallamıştım. “Peki şimdi o nerede?” bunu soran Endevor du. Ona kızmıştım bir süre kınayan bakışlar attıktan sonra “Şimdi Villainlerle yaşıyor ve size karşı çok sinirli.” Bunlar ağzımdan istemsizce tiksinerek çıkmıştı. Ağlamalarını görünce dayanamadım ve “Size söz veriyorum onu sizinle buluşturacağım.” Bunun üzerine hepsinin yüzünde sahte bir gülümseme oluştu. Telefonun çalmasıyla yerimden doğrulup telefonu aldım “Efendim Baba... Tamam geliyorum...” Ne oldu anlamında bakışlar atan aileye “Babam gelmiş gitmeliyim.” Dedim Shoto hızla söze girdi “Burada kalsan ne olur.” Ona anlar bakışlar atarak üstümü işaret ettim elbiseyle duruyordum ve balonun arasından yaklaşık bir hafta geçmişti. “Hmm anlıyorum ama söz ver yarın erkenden geleceksin.” Onu kıramadan söz verip hastaneden çıktım önümde duran arabayı fark edip arka kapısını açtım bindiğimde babam sorgular gibi bakıyordu arabayı çalıştırdıktan bir süre sonra “Kafana ne oldu senin?” diye sorunca ellerimi kafama götürdüm boynuzları fark edince nefesimi tutup önüme döndüm camdan dışarı şaşkınlıkla bakarken haberlerden biri kulağıma ilişti babam bir anda arabanın frenine bastı hemen bana doğru döndü bunun sebebi Shoto’yu iyileştirmemdi. İkimizde kaskatı kesildik Ben bittim diye düşünerek gözlerimi kapattım ve sertçe yutkundum babam hemen konuştu “Bir açıklama bekliyorum.” Bunu demesiyle “Tamam... Hangisinden başlayayım.” Dedim “Boynuzdan.” Diye cevap verince anlatmaya başladım “B-bu boynuzlar daha önce vardı annem her zaman göz kamaştırıcı olduğunu söyleyip keserdi.” Gözyaşlarına hakim olamadım “Ve o her kestiğinde canım çok yanardı bense sabaha kadar uyuyamazdım tam ağrısı geçerdi onlar tekrardan çıkardı ve annemde tekrardan keserdi. Acısına dayanamazdım sabaha kadar ağlardım bir gün oluşumunu durdurmanın bir yolunu bulmuştum boynuzlarımın hiç çıkmaması annemi şüphelendirmişti. Yaptığım şeyi öğrenince sırtıma kırbaçla vurdu.” Hıçkırmaya başladım bana pişmanlık dolu bakışlar attı “Ben bilmiyordum çok özür dilerim.” Dedi tepki vermedim yanımdaki camdan dışarı baktım. Kafamı cama yasladım ve uykuya daldım.

ᴍʏ ʟɪғᴇ sᴏᴜʀᴄᴇ | Shoto x ReaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin