ÖZEL BÖLÜM-3

433 24 26
                                    

Not; Bu bölümde smut bulunmaktadır! Ama yinede rahat olun çünkü başlangıç ve bitiş noktalarını ayarladım ve yazdım. Rahatsız olan atlayabilir. Bu smutı tamakininbokludonu na adıyorum. Keyifli okumalar...







Bir sonsuzluk döngüsüne doğru çekildiğimi hissediyordum. Doğrusu neyi nasıl hissettiğimden pekte emin değildim, ne yaşadığım ve ne yaptığım hakkında hiçbir fikre bile egemenlik etmiyordum...

Peki siz hislere inanır mısınız? Ben şuana kadar hep inanırdım çünkü bu hayatta beni yarı yolda bırakmayan tek şey sadece hislerim olmuştu. Hangi hissi ne zaman hissedersem hep yaşamıştım.

Fakat yanılmıştım hisler bile insanlar gibi bir süre sonra bizi yapayalnız olarak bırakıyorlardı. Kimsesiz ve hiçbirşeysiz. Bir hiçlikten bile farksız kalana kadar sizi soyup soğana çevirirlerdi , o avını vahşice öldüren bir avcı, kurbanına hiç acımayan bir katil, karşısındakinin acısından son raddede zevk alan bir sadist, hiç kimseye karşı bir merhamet kırıntısı bile göstermeyen bir suçlu ve kanatları olmayan bir ölüm meleğiydi.

Fakat ölüm meleği bu kez sessizdi. "Öl." Demiyordu ama "Yaşa!" Gibi bir öneride de bulunmuyordu. Siyahın en koyu tonundaydı gördüklerim, hayatım boyunca hiç tanıklık etmediğim bir siyahtı. Herşeye engel oluyordu, belki haftalar ya da aylar geçmişti ama o hiç geçmek bilmemişti.

Ben karanlıktan korkan biriydim. Alışmak istemiştim ama sadece öyle yetinmiştim çünkü korkularım beni asla yalnız bırakmazdı ama sahiplenmezdide. Fakat en sonunda korktuğum o karanlığa dönüşmüştüm, ben karanlık olmuştum fakat bu sefer bunu ben arz etmiştim.

₣Ⱡ₳₴Ⱨ฿₳₵₭

Shoto'nun bilgisayarı açıktı ve 1-A olarak oyun oynuyorduk. Bir kişi dışında.

Shoto'nun yanında klavyeye basan o narin parmakları incelerken oyun diye bir şeyin varlığını tamamen unutmuştum. Bir dokunuşta sonu olmayan derin bir denize dalıp kaybolmuştum. Boğulmuyordum lakin nefeste almıyordum. Derken insiyaklarım bir anlık çalışınca gözlerimi oynattım ve sadece oyun oynamayanın kendim olmadığını fark ettim, Shoto da bana bakıp gülümsüyordu. Alnıma yumuşak, narin bir öpücük kondurdu ve ağzından hafif bir kıkırdama çıkardı fakat benimle ilgilenmeyi çok hızlı bir şekilde askıya alıp oyun oynamaya devam etti.

Karanlık bir mağaraya girdi. Dolaşırken orada Bakugou'nunda olduğunu fark etti, ikiside içeride ışık ararken hızlıca açık mikrofondan konuşmaya başladım. "Arkadaşlar içeriyi göremiyorsunuz değil mi?" Bakugo bir anda kükredi "Igh! Görmüyoruz korkak kar kedisi!" Ardından direk söze atladım "Bende etrafı göremiyorum ama dertte etmiyorum çünkü yanımda ışığım var." Bir anda mikrafona hücum eden "Ooo!" Seslerine karşın Shoto'nun yüzüne baktım. Şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu bana uzun gelen kısa bir süre sonra bir iç veriş ile dudaklarıma hızlı ve sert bir öpücük kondurdu, ciddi anlamda dudakları çok sıcaktı.

Öpücükten hemen sonra geri çekilecekken beni kendine daha çok çekti ve tekrardan dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı. Fakat bir süre sonra dudakları -yavaş yavaş- çeneme, boynuma ve köprücük kemiklerime kaydı. Tutkulu ve sıcak öpücükleri boynumla temas edince gözlerimi birbirine sertçe kenetledim ve ellerimi Shoto'nun boynuna doladım. Bu hareketimle Shoto'da gerildiğimi fark etti ve daha yavaş öpmeye başladı. Sıcak ama değişik ve yumuşak bir şeyin vücuduma teması ile dudaklarımdan hafif bir inilti kaçtı, Shoto bundan belli ki zevk almıştı. Aynı nesne tekrardan boynuma sürününce bunun onun dili olduğunu anlamam uzun sürmemişti.

ᴍʏ ʟɪғᴇ sᴏᴜʀᴄᴇ | Shoto x ReaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin