7.Bölüm

187 133 1
                                    

Dün gece gördüğüm fotoğraftan sonra kafam bir hayli karışıktı. Her şey Arap saçına dönüyordu sanki. Neler olup bittiğini anlamaya çalışıyordum ama kendi başıma düşünerek bulamayacağımı biliyordum. O yüzden Serkan'la konuşacaktım. Bunları düşünürken hala yatağımda olduğumu fark ettim. Telefon hala elimdeydi, uykuya dalmadan önce şarja takmayı unuttuğum için şarjı bitmek üzereydi. Saate baktığımda birinci dersi kaçırdığımı fark ettim. Aceleyle hazırlandıktan sonra kahvaltı yapmadan evden çıktım. Bu dersten sonra sınav olacağımız için sınava yetişmem gerekiyordu. Şanslıydım ki evim ile okuduğum okul birbirine çok uzak değildi. Bunu bilmek biraz da olsa beni rahatlatıyordu. Arabaya binip okula geldikten sonra koşa koşa sınıfımın bulunduğu kata çıktım. Sınıf kapısını tıklayacağım sırada teneffüs zili çaldı. Sanırım bugün gerçekten de şanslı günümdeydim. Zil çaldıktan sonra kapı çaldı. Kimya öğretmenim sınıftan çıktıktan sonra sınıfa girdim. Sınıftakiler sınav olacağımızdan dolayı telaşla ders çalışıyorlardı. Sırama oturduktan sonra Seher ile Ece yanıma geldiler. İkisi de benim gibi dün gece yaşadıkları şoku hala atlatamamışlardı. Bu yüzden hiçbir şey söyleyemeden sadece baktılar. Bende onlar gibi cümle kuramıyor sadece gözlerimle soru sorar gibi yüzlerine bakıyordum. Hepimizin kafasında bu konuyla alakalı binlerce soru vardı ve biz hangi birini soracağımızı bilmiyorduk. Aslında bu sorulara cevap verebilecek iki kişi hatta tek kişi vardı. O da Serkan'dı... Kafamda binlerce neden ile başlayan soru vardı. Ve her seferinde beynim yeni sorular üretip duruyordu. Soruların cevaplarını almak istiyordum haliyle ama bunun için önce kimya sınavını atlatmalıydık. Kızlarla  birbirimize meraklı meraklı bakmayı bırakıp sohbet etmeye başladık. Farklı konular konuştukça kafamın dağıldığını hissediyordum ki Serkan ve Burak sınıfa sohbet ederek geldiler. Bir saniye! Onlar beraber mi takılıyordu yoksa bu gözler halüsinasyon mu görüyordu? İkisi beraber sohbet edip, gülüşüyordu ve gerçekten arkadaş olmuş gibilerdi Bu erkekleri anlamak zordu. Acaba ikisi dün ne konuşmuşlardı? Dün gördüklerim ile bugün gördüklerim bambaşkaydı. Hatta sıra arkadaşı olmuş beraber oturuyorlardı. Bu olay sadece benim değil kızların da dikkatini çekmişti. Normal değildi bu görüntü ya da bana normal gelmiyordu. Ama ikisi de şaşıran gözlere inat gülüşüp, sohbet etmeye devam ediyorlardı. Ece şaşkın gözlerle bana dönüp "Bunlar dün kavga edecek gibi değiller miydi? Hangi ara beraber oturacak kadar yakın oldular," dedi. Sanırım bu sorunun cevabı da Serkan'daydı. Biz kızlarla kendi aramızda bu durumu konuşurken ders zili çaldı. Bu ders sınav olacaktık ve ben nihayet Serkan'la konuşabilecektim. Eyüp Hoca sınıfa gelip kağıtları dağıttıktan sonra sınıf sessizliğe büründü. Herkes soruları çözmeye başlamıştı. Ben daha kağıdın birinci sayfasını yeni bitirirken Serkan'ın kendi kağıdını teslim ettiğini gördüm. Üstelik tüm soruları çözmüştü. Belki de kafadan atmıştı ya da biyolojisi gerçekten iyiydi. Serkan'a şaşırmayı bırakıp kendi kağıdıma döndüm. Soruları çözdükten sonra son kez kontrol edip sınav kağıdını Eyüp Hoca'nın masasına bıraktım. Ben kağıdı bıraktığım sırada teneffüs zili çalmıştı. Zilin çaldığını duyar duymaz Serkan'ın olduğu tarafa doğru yöneldim. Serkan ise arkadaşlarıyla sorular hakkında konuşuyordu. O esnada öğrencilerden biri sınıfa gelip öğretmenlerden birinin Serkan'ı çağırdığını söyledi ve Serkan'la beraber sınıftan çıktılar. Bu sayede Serkan'la konuşma düşüncemi yine ertelemek zorunda kaldım. Ben de bunu fırsat bilerek kızlarla beraber kantine kahve içmeye gittim. Kahveleri aldıktan sonra masaya oturacakken Yağmur yanıma geldi. Küstahça ve kendinden emin bir tavırla " Sana asparagas haber olmadığını söylemiştim. Beni yalan söylemekle suçladın. Bana bir özür borcun var," dedi. Bu durum beni oldukça rahatsız etse de Yağmur o gün bana gerçekleri söylemişti bense onu yalan haber yapmakla suçlamıştım. Yağmur haklıydı. Ondan özür dilemeliydim. İstemeyerek de olsa bu özrü dileyecektim. Derin bir nefes aldıktan sonra içmek üzere olduğum kahveyi masaya bıraktım. 

YARAMI SARAN AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin