Duyduğum şeye inanamıyordum. Burak'ın beni aldattığından şüphelenmiştim ama Burak ile Seher bana öyle bir şey olmadığını söylemişti. Peki ya Kübra'nın dedikleri? Suyumu içmeyi bitirdikten sonra oturduğum banktan kalktım. Ben:
"Nasıl yani?"
" Evet, geçen seneki flörtüm. Siz ne zaman çıkmaya başlamıştınız?"
"Biz Burak'la iki sene önce sevgili olduk. Dün de ayrıldık. Ve dün ondan ayrılarak ne kadar doğru bir şey yaptığımı şimdi anladım. "
" Burak'a bu kadar güvendiğine inanamıyorum."
"Aslında doğum günümden önceki güne kadar güveniyordum ama artık güvenmiyorum. Bu arada benim artık eve dönmem gerekiyor, okula geçeceğim. Sonra görüşürüz. "
*****************************************************************************************,
Eve geldiğim gibi üstümü değiştirdim. Bir an önce okula gitmek istiyordum. Çünkü boş durdukça düşünceler beynimi kemiriyordu. Ben Burak'ın beni Seher'le -en yakın arkadaşımla- aldattığını zannederken aslında beni onunla değil başkasıyla aldattığını öğreniyordum. Burak'la ayrılmıştık. Ama yine de bu onun bana yalan söylediğini, beni aldattığı gerçeğini değiştirmiyordu. Onunla bu konuyu konuşacaktım. Üstümü değiştirdikten sonra çantamı alıp odamdan çıktım. Merdivenlerden aşağı inerken Sumru Hanım:
" Irmak Hanım, bende yanınıza geliyordum. "
" Kahvaltı için mi? Bu sabah kahvaltımı dışarıda yapmayı düşünüyorum. Size kolay gelsin. "
Evden çıktıktan sonra çantamdan telefonumu çıkarıp Ece'yi aradım.
" Kahvaltıyı beraber yapalım mı?"
" Olur, nerede buluşalım?"
"Okulun yakınında yeni bir yer açılmış orada"
" Tamam. "
Ece'yle buluştuğumuzda ona her şeyi anlattım. Önce inanmak istemedi ama sonra Kübra ile konuştuklarımızı anlattığımda gerçekten şaşırdı. Sanırım o da Burak'tan böyle bir şey beklemiyordu. Ama benim bu sabah Kübra ile konuştuktan sonra kafam çok karışmıştı. Artık Burak'a hiçbir şekilde güvenmediğimi söyledikten sonra Ece:" Ona güvenmemekte haklısın. Ama şuan Seher'in hayatında yeni biri var. Geçen dönemin başından beri ondan hoşlanıyordu ve şuan sevgililer."
"Hatırlıyorum, Seher birinden hoşlanıyordu. Ama sevgili olduklarını bilmiyordum. O bana bundan hiç bahsetmemişti. Doğum günümden sonra mı oldu bu olay?"
" Doğum gününde dansa kaldırmış Seher'i Doruk. Ondan sonra sabaha kadar konuşmuşlar, bu sabah gruba yazdı görmedin mi?"
" Hayır görmedim. O zaman Burak o gün Seher'le aldatmadı. Ama Kübra'nın dedikleri?"
" Bence Burak geçmişte böyle bir şey yapmış olabilir ama Seher'le senin arkandan iş çevirmez. "
" Bugün okulda onunla bu konuyu konuşacağım. İyi ki hastanede ondan ayrılmışım. Eğer Kübra'nın dedikleri doğruysa Burak başka kızlarla da beni aldatmış olabilir. Ona bu kadar güvendiğime inanamıyorum. "
Ece ile kahvaltımızı yaptıktan sonra okula geçtik. Ders başlamadan Burak'la konuşmak istiyordum. Ama kendisi henüz okula gelmemişti. O sırada camdan Seher'in geldiğini gördüm., ondan özür dilemeliydim. Seher sınıfa girdiğinde dayanamayıp yanına gittim.
"Günaydın. Biraz konuşabilir miyiz?"
"Sana da günaydın. Olur, bir şey mi oldu?"
" Seher, ben dünden önceki gün sizi Burak'la öyle görünce yanlış anladım. Ben senin Doruk'tan hoşlandığını unutmuşum, özür dilerim. Bu arada Doruk ile sevgili olmuşsunuz. Çok sevindim."
" Sorun değil. Senin yerinde ben olsaydım ben de aynı şekilde düşünürüm. Ve ayrıca teşekkür ederim. Arsu' da gelsin dün olanları anlatayım."
Arsu geldikten sonra hep beraber okulun bahçesine geçip dün olanları konuştuk. Benim günüm berbat geçmişti ama en azından Seher'inki iyi geçmişti ve en önemlisi de bir belirsizlik ortadan kalkmıştı. Bir de benim en yakın arkadaşımla aram düzelmişti.
Dersin başlamasına yakın sınıfa geçtik. Sınıfa girerken Burak'ı gördüğümde içim bir tuhaf olmuştu. Masanın üzerine oturmuş arkadaşıyla sohbet ediyordu ve hiç morali bozuk ya da üzgün gibi görünmüyordu. Kızlarla yerlerimize geçtikten sonra Buket sınıfa geldi. Montunu asarken "Okulda toplantı varmış, Pınar Hoca derse geç geleceğini söyledi" deyince Burak'ın yanına gittim. Kulaklığını takmış, telefonda takılıyordu. Benim geldiğimi fark edebilsin diye telefonunun ekranına dokundum. Kulaklığını çıkarıp "ne oldu" der gibi bana bakıyordu. Bakışlarında ise sadece donukluk ve soğukluk vardı. Sanki dün ilişkimiz bitmemiş, hatta biz hiç sevgili olmamışız gibi... Takındığı tavra aldırış etmeden sordum.
"Burak, konuşabilir miyiz?"
" Konuşabiliriz."
"Bahçeye çıkalım, orası daha iyi."
Okulun arka bahçesine çıkıp biraz yürüdük. Bankların oraya geldiğimiz zaman Burak bana dönüp "Dün seni aldattığımdan şüphelenip benden ayrıldın, pek şimdi neden konuşmak istiyorsun?"
"Ben bugün doğum günümden önceki gün Seher'le aldatmadığını, bana ihanet etmediğini öğrendim. O an öyle görünce sizi... anladın ne demek istediğimi. "
" Sevgili olduğumuzu ve senin arkandan iş çevirdiğimizi düşündün(!)"
" Aynen öyle düşündüm. Yanlış anlamışım gördüklerimi, bunun için özür dilerim."
" Yani, böyle düşünmekte haklısın. Ben sana dünde söyledim. Ben seni aldatmadım."
"Evet, sen beni Seher'le aldatmadın. Peki ya Kübra?"
Burak'ın Kübra'nın adını duyunca yüzü gerilmişti. Bu demek oluyor ki Kübra'nın söyledikleri doğruydu. Sosyal medyadan gizli gizli onunla flört etmişti. Sanırım bunu öğreneceğimi tahmin etmemişti. Şaşkınlığı geçtikten sonra Burak anlamamış bir şekilde "Kübra?" dedi.
"Bu sabah koşarken karşılaştık, bana kendisi söyledi geçe sene flört ettiğinizi. Burak bana yalan söyledin. Beni hiç aldatmadığını söylemiştin."
"B-ben... şey... Ama o zaman biz kavga edip ara vermiştik, bir süre görüşmemiştik."
"Ama ayrılmamıştık."
O esnada sınıftakilerden biri gelip hocanın geldiğini, dersin başladığını söyleyince bizde sınıfa geri döndük. Dersimiz edebiyattı. Pınar Hoca derse geç başladığı için blok ders yapacağını söyledi. İşleyeceğimiz konunun önemli olduğunu söyleyince defterimi çıkarıp not almaya başladım.
Ders bittikten sonra Pınar Hoca bir sonraki ders test çözeceğimizi söyleyip sınıftan ayrıldı. Öğretmenin sınıftan çıkmasıyla kızlar yanıma geldi. Hepsi meraklı gözlerle bana bakıyordu.
"Burak'la ne konuştunuz?"
"Barışmadınız değil mi?"
"Irmak, artık anlatır mısın?"
Bende , bahçede Seher olayı için özür dilediğimi ama sonra da bugün öğrendiğim Kübra olayını Burak'la konuştuğumu söyledim. Bunun üzerine Bersu:"Peki gerçekten Kübra haklı mıymış?"
"Evet, gerçekten haklıymış. Burak zaten Kübra'nın adını duyar duymaz gerildi."
Biz kızlarla konuşurken zilin çaldığını duymamıştık. Pınar Hoca sınıfa girince de kızlar yerlerine geçti. Pınar Hoca testleri dağıttıktan sonra soruları çözmeye başladık. Dersin bitmesine yakın kapı çaldı. Gelen okulun rehberlik öğretmeni Çağla Hanım'dı. Sınıfımıza yeni bir öğrencinin katıldığını söyledi. Çağla Hoca ve Pınar Hoca yeni öğrenci hakkında konuşurken sınıfın kapısı yeniden çaldı. Bu sefer gelen sanırım yeni öğrenciydi.
" Yeni öğrencimiz de geldi. Ders bitmek üzere zaten. Teneffüste arkadaşlarınla da tanışırsın. Hocam size de iyi dersler," deyip sınıftan çıktı.
Çağla Hoca'nın yeni öğrenci diye sınıfımıza getirdiği kişi bu olamazdı. Yeni sınıf arkadaşımız beni dün hastaneye götüren, başımda bekleyen çocuktu... Yani Serkan'dı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARAMI SARAN AŞK
ChickLitBir genç kızın doğum gününde hayatıyla ilgili en önemli gerçeği öğrenmesi ona nasıl hissettirir? Aynı zamanda en yakın arkadaşının sırtından vurması ve sevgilisinin ihanetine uğramasıyla nasıl dimdik ayakta kalabilir? 18 yaşına girdiği gün hayatının...