Babama "iyi çalışmalar" diledikten sonra kafamın içindeki düşüncelerle beraber odasından çıktım. Bir yandan odama doğru yürüyor bir yandan da kafamın içinde dönüp duran sorulara cevaplar arıyordum. Ama maalesef ki bulamıyordum. Odama girdiğimde cebimde titreyen telefonum sayesinde düşüncelerimden sıyrıldım. Arayan Tolga'ydı. Bir şey mi oldu, bir şey mi unuttu ya da unuttum diye düşüncesiyle telefonu açtım.
"Efendim Tolga? Bir şey mi oldu?"
"Yok. Ben bir şey sormak için aramıştım."
"Dinliyorum."
"Yarın sevgilimle beraber sizin okula geleceğiz de öğlen arası, onun çocukluk arkadaşını görmeye. Acaba seninle de görüşebilir miyiz diye soracaktım."
"Anladım. Da sen bugün kızlara sevgilim yok dememiş miydin?"
"Evet, öyle söylemiştim. Çünkü henüz açılmamıştım ona. Gönderiyi attıktan sonra açıldım ve o da benim gibiymiş."
"Aa çok sevindim senin adına. Hayırlı olsun!
"Teşekkür ederim. Peki ne diyorsun? Görüşebilir miyiz, bir planın yoksa?
"Olur, görüşelim."
"Tamam, o zaman yarın görüşürüz."
"Görüşürüz," dedikten sonra telefonu kapattım.
Telefonu makyaj masamın üstüne koyduktan sonra üstümü değiştirip yemek yemek için aşağı indim .Ben mutfağa doğru giderken annem ile babamı kapıda konuşurken gördüm. Annem bir yandan telefon ile konuşuyor bir yandan da evdeki yardımcılardan biriyle konuşuyordu. Babamsa bir şeyler söylemek için annemin konuşmasının bitmesini bekliyor gibiydi. Daha fazla durmayıp yanlarına gittim. O sırada şoför babamın valizini arabaya götürüyordu. Meraklı gözlerle babama baktım. Babam ise ciddi bir şekilde "İş toplantısı için Londra'ya gidiyorum. Ne zaman döneceğim belli değil. Çünkü projenin çok başlarındayız. Proje bittiği zaman son bir toplantımız olacak İstanbul'da. O zaman ki toplantıda senin de bana eşlik etmeni istiyorum Irmak," dedi
Bende "Peki, babacığım" dedikten sonra annem ile babamın yanından ayrılıp mutfağa yemek yemeye gittim. Ben yemeğimi yerken babam şoförüyle beraber arabasına binerek evden ayrıldı. Babamın arabası görünemeyecek kadar uzaklaştıktan bir süre sonra annem yanıma gelerek "Irmak, ben akşam yemeğimi arkadaşlarımla dışarıda yiyeceğim. Saat 19.00 civarında evden çıkmış olurum. İstersen arkadaşlarını eve çağırabilirsin" dedi.
Bende " Tamam anne. Sana arkadaşlarınla iyi eğlenceler," dedikten sonra annem mutfaktan çıktı.
Yemeğimi bitirdikten sonra bende kızları aradım eve davet etmek için. Kızlarla konuştuktan sonra annem gidene kadar ders çalışmak için odama çıktım. Biraz test çözdükten sonra kızlar gelene kadar telefonda takıldım.
Telefonda biraz oyalandıktan sonra aşağı indim. Ben salona geçerken annem montunu giymiş çıkıyordu. Anneme "görüşürüz" demek için yanına gittiğimde biraz geç kalmış olsam da Ece ile Arsu'nun kapıya doğru yürüdüklerini gördüm. Kızları karşıladıktan sonra beraber film izlemek için sinema odasına geçtik. İzlemeye karar verdiğimiz film vizyondan yeni kalkmış bir korku filmiydi. Seans saatleri bizim okul saatimiz ile çakıştığı için biz de filmi internetten indirip evde izlemeye karar vermiştik. Ece ile Arsu filmi ayarlarken bende mutfağa gidip Sumru Hanım'dan bize atıştırmalık bir şeyler hazırlamasını istedim. Odaya döndüğümde kızlar filmi indirmiş beni bekliyorlardı. Benim geldiğimi gören Ece "Irmak da geldiğine göre filmi başlatabiliriz," diye söyleyince kızlara "Biraz beklesek, Sumru Hanım atıştırmalık bir şeyler getirecekti" dedim. Ve Sumru Hanım'ı beklemeye başladık. O sırada da telefonuma okuldaki kızların birinden mesaj geldi. Mesajda " Irmak, Burak'ın seni gerçekten sevdiğine emin miyiz," yazıyordu ve altında da birkaç fotoğraf vardı. Ben kızın attığı fotoğraflara bakacakken Sumru Hanım atıştırmalıkları getirdi. Ben de telefonu kapatıp kızlarla beraber filmi izlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARAMI SARAN AŞK
ChickLitBir genç kızın doğum gününde hayatıyla ilgili en önemli gerçeği öğrenmesi ona nasıl hissettirir? Aynı zamanda en yakın arkadaşının sırtından vurması ve sevgilisinin ihanetine uğramasıyla nasıl dimdik ayakta kalabilir? 18 yaşına girdiği gün hayatının...