17.Bölüm (Kriz)

94 14 13
                                    

Merhaba arkadaşlar sizleri çok özledim gerçekten. Uzun bir ara oldu ama tekrardan buradayız. Açıkcası oy sayısının az olası da moralimi çok bozuyor. Neyse keyifli olumalar sizi çok seviyorum 😘

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen⭐️⭐️

***********
Elimdeki un paketlerini de alışveriş arabasına koyduktan sonra Merih'in homurdanmalarını yine ve yeniden duymamazlıktan gelip yürümeye devam ettim. Merih ise elinde alışveriş arabası ben nereye gidersem oraya geliyordu tabi bir de söylenmeleri vardi ki gına gelmişti artık. Yok efendim biz pirinci ne yapacakmışız, un almasak da olurmuş, evine asla sarelle sokmazmış. Bu halleri her ne kadar eğlenceli gelse de sinir de ediyordu beni. Ama tabiki ben onu dinlemeyip lazım olan herşeyi alıyordum. Tabi beyefendi adamlarına aldırıyordur herşeyi kendi nereden bilsin ki ev alışverişini. Aldığımız herşey de lazımdı bize. Hayır yani sanki parası yok, isterse bu marketin tamamını satın alabilecek kadar parası vardı.

Arkamı dönüp Merih'e baktığımda ağzımdan kaçan kahkahaya engel olamamıştım. Koskoca Merih Karan Koroğlu yüzünde annesiyle pazara gitmek istemeyen bir erkek çocuğu ifadesiyle peşimden geliyordu. Acaba ne kadar komik ve tatlı olduğunun farkında mıydı. Benim kahkahamla yüzündeki ifadenin yerini öfke alırken ben gülmemi zor durdurmuştum. Merih yüzündeki öfkeye zıt bir şekilde sakince bana doğru alışveriş arabasını sürdüğünde. Ben de ona arkamı dönüp önünde durduğumuz makarna reyonunu incelemeye başladığımda iyice bana yaklaşmış ve tıslarcasına konuşmaya başlamıştı.

"Senin yüzünden düştüğüm hallere bak. Tanıdık biri  görse bir daha ciddiye almazlar adamı"

"Niye ciddiye almasınlar. Evine alışveriş yapmak ayıp bir şey mi?"

"Ben hiçbir şeyi kendim yapmam. Boşuna mı para ödüyorum o sikik kafalı heriflere"

Ettiği küfürle yüzümü buruşturup yönümü ona döndürdüğümde yüzündeki sinirin bile bir insanı nasıl bu kadar yakışıklı ve çekici gösterdiğini düşünmeden edememiştim. Üzerine giydiği siyah kot pantolonu ve kaslarını tamamıyla belli eden siyah tişörtünü tamamlayan kapüşonlu ceketiyle mükemmel görünüyordu. Aynı zamanda da bana oldukça büyük görünen market arabasının onun kocaman cüssesinin yanında küçücük kalmasıyla da oldukça ulaşılmaz.

Ben nutkum tutulmuş bir şekilde ona bakarken o bana üstten üstten bakıyordu. Sahi ne ara bu kadar dibime girmişti. O etrafımdayken hele ki böyle dibimdeyken nefes almak çok zordu. Beni bu kadar etkilemesi normal değildi. Gözlerimi yumup derin bir nefes alarak kendime gelmeye çalıştığımda burun deliklerimden usulca süzülen Merih'in muhteşem kokusuyla çokta doğru bir hareket yapmadığımı anlamam  uzun sürmemişti. Zorda olsa kendime gelmeye çalıştığımda bu sefer başarıyla sonuçlanmış ve kendime gelmiştim. Bir adım geri gidip aramızdaki mesafeyi açmaya çalıştığımda iyice makarna raflarına yaslanmıştım ama şu an bunu dert edecek değildim. Boğazımı temizleyip iyice kendime geldiğimde hiçbir şey yokmuş gibi konuşmaya başladım.

"Alt tarafı iki tane bir şey alıp gidicez huysuz dedeler gibi sabahtan beri söyleniyorsun. Hem sen dedin eve bir şeyler alıcaz diye bende eksiklere baktım ve şimdi de alıyoruz. Hayır yani fakir de değilsin istersen koca marketi satın alabilirsin niye söyleniyorsun hala"

Nefes almadan artarda kurduğum cümlelerle Merih şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu. Muhtemelen hızlı ve nefes almadan kurduğum cümleleri tartıyordu kafasında. Tam ağzını açıp bir şey diyeceği zaman ondan önce davranıp konuşmasını engellemiştim.

"Hiç cevap verme bana zaten az kaldı. İki bir şey alıp gidicez"

Diyerek yanından geçip onu ardımda bırakarak marketin içerisinde yeniden yürümeye başladım. Arkamdan kaba bir şekilde 'önünü kapat' diye seslenmesini duymamazlıktan gelmeye çalışarak yönümü çikolataların olduğu reyona çevirmiştim.
Tabi ya üzerime giydiğim büstiyeri çıkarttırmadığında anlamam lazımdı bana böyle yapacağını. Sanırım onun sinirini çıkartıyordu şu an. Halbuki o görmesin diye o kadar da uğraşmış onun yanındayken üzerime kapüşonlu ceketimi giyip fermuarını da boğazıma kadar çektikten sonra ondan önce koşup kendimi arabaya atmıştım. Sırf görmesin diye ama beyefendi görmüş hatta arabadan geri indirmeye çalışmıştı beni. Tabiki uzun uğraşlar sonucu kazanan ben olmuştum. Şimdi de acısını çıkartıyordu pislik. Ama beni yıldıramazdı. Daha beni tanımıyordu bile. Ne yapmamı bekliyordu. Çocuk gibi küsüp alacaklarımdan vazgeçmemi
falan mı? Daha çok beklerdi. Arkamı dönüp Merih'e baktığımda kuzu kuzu peşimden geldiğini gördüğümde büyük bir keyifle önüme dönüp alacağım çikolatalara bakamaya başladım. İşte böyle yola gelirsin Merih efendi.

VEDİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin