• GİRİŞ •

72 0 0
                                    

Yaşayan bir ölü olabilir miydi ? Örnek gösterecek olursanız , beni gösterebilirsiniz. Evet , ben tam bir yaşayan ölü gibiydim. Hissiz , duygusuz , hayattan memnun kalmayan , hep yalnız kalan , hep kırılan , fark edilmeyen , kendi halimde hayatımı yaşayan bir yaşayan ölüydüm işte. Her şeyin üzerime geldiği yetmiyor gibi , kimsenin beni anlamaması da trajedi bir olay. Bazen yaşamayı çok istiyorum , bazense ölmek. Ne hissettiğimi bilmiyordum , duygularım , hislerim , her şey beni terk etmişti. Ruhumu terk ederek , yaşayan ölü gibi beni ortada bırakmışlardı. Bunun nedeni ben miydim , yaşadıklarım mı bilmiyordum. Bunlar her neyse, beni ölüme sürüklüyordu. Zaman , zaman Ölümün kurtuluş olacağını düşündürürdü bana. Soruyorum kendime , sevgiye mi ihtiyacın var ? Ailene mi ? Paraya mı ? Seni sarıp sarmalayacak gerçek sevgiliye mi? Neye ihtiyacım vardı mutlu olmak için.? Lanet olsun ki bilmiyordum. Kendimden kaçıyorum , düşüncelerimden , ne istediğimi sorgulamaktan , tüm sorunlarımdan kaçıyordum ama tekrar , kaçtıklarımın karşısında kendimi buluyordum. Dibdeyken daha da en dibe düşüyordum. Belki de gerçek bir sevgiye ihtiyacım vardı , sarılmaya , elimin tutulmasına ihtiyacım vardı. Yaralarımın sarılmasına ihtiyacım vardı. Yalnızlığıma ilaç olmasını istediğim birisi vardı belki de...

işte ben bu kişiyi ölüm eşeğindeyken bulmuştum. Bir gecenin körü , yıldızların kapladığı bir gökyüzü ve yüksek binanın çatısından görünen o eşsiz manzara... Evet , ölmek için buradaydım. Kendimi öldürmek için bu yüksek binanın çatısındaydım. Kendimden kurtulmak için , mutsuz bir hayatıma son vermem için , kendimi buradan atacaktım. Ta ki o gelip beni kurtarana kadar...

Bir kız düşünün. 20 yaşında bir genç kız... İntihar eşeğindeyken onu kurtaran genç çocuk onun yalnızlığına ilaç olmuştu. Yaralarını sarmıştı. Biraz hırpalansalarda , her şeye rağmen başaran bir çift... her şeye rağmen yaşamayı başaran 20 yaşında ki kız...

YALNIZLIĞIMIN İLACI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin